Adalar’da 137 yıldır süren sevda: Bisiklet
Adalar deyince akla ilk gelenlerden biri de bisiklet. Üstelik 137 yıldan beri. Neredeyse 1.5 asır.
Özlem YüzakUzun bir dönem Adalar’ın tek ulaşım aracı eşekler, atların çektiği faytonlar ve bisiklet olmuş. Şimdi ne eşek kaldı ne at. Tek kalan bisiklet; o da akülü araç furyası arasında kendine ne kadar yer bulabilirse artık. Gözünü neredeyse bisiklet üzerinde açmış bir bisiklet sevdalısı olarak Büyükada’da açılan “Adalar’da bisikletin 137 yılı” sergisini ilgiyle gezdim. Hararetle herkese öneririm.
Sergide ünlü yazarlardan sporculara, tarihi kişiliklerden yerel halka bisikletle büyüyen, ada yollarını bisikletle arşınlayan pek çok adalının geçmişteki bisikletleri, bisikletlerin aksesuarları, sözlü tarih anlatıları ve hatıraları sergileniyor. Her yere bisikletle gittiği için yerel halkın “şeytan arabalı adam” dediği Hüseyin Rahmi Gürpınar... Kırmızı toprak yolda bisiklet sürmeyi öğrenen ünlü ressamlarımızdan Tiraje Dikmen, çok sevdiği bisiklete, sürgün yıllarını geçirdiği Büyükada’da güvenlik nedenleri ile binemeyen Lev Troçki... Heybeliada’da doğan Aziz Nesin’in bisikletle olan ilişkisi... Spor tarihimizin büyük isimlerinden Lefter Andonyadis’in bisikleti..
MİNİKLERE ÜÇ TEKERLİ
Türkiye’nin belki de ilk kapsamlı bisiklet sergisi. Adalıların anılarındaki bisiklet hikâyelerinin yanı sıra günümüzde de sürdürülebilirlik ve karbon ayak izinin önemine vurgu yapıyor. Bisikletin nasıl bir araçtan amaca dönüşebileceğini gösteriyor. Sergi, Adalar Müzesi’nde ve altı ay açık kalacak. Küratörü Aydan Çelik olan serginin açılışının bir sürprizi de Adalar Gençlik ve Çocuk Orkestrası’nın verdiği şahane bir mini konser oldu.
Dört ile sekiz yaş arasındaki çocuklar için imal edilen bu kırmızı üç tekerli, bir dönem oyuncak yapımında da tercih edilen metalden yapılmış. Ahşap selesi pembe renk pantazotla kaplanmış. Vulkanize kauçukla çevrilen tekerlekler metal yıldız şeklinde. Bisikleti 1966-69 yılları arasında Viktor Albukrek’in oğlu Metin kullanmış. Pedal yatakları defalarca kaynak yapılarak sağlamlaştırılmış.
AYBAR KOLEKSİYONU
Serginin değerli parçalarından biri, Güllü Aybar koleksiyonunda bulunan Terrot marka Fransız bisiklet. Babası Mehmet Ali Aybar’a ait olan bisiklet, 1887’de Dijon’da açtığı fabrikada bisiklet üretmeye başlayan Charles Terrot’un soyadını taşıyor. 1961’de üretimi sonlanan markanın elimizdeki modeli en az altmış yaşında. Bisiklet, döneminin yarış bisikletlerine ait bütün özellikleri taşıyor. Türkçede “kalpiye” olarak adlandırılan pedaldaki kayışlı sistem, uzun yıllar byarışçıların vazgeçilmeziydi.
MAÇA BEY’İN DÜKKANI
1940’larda Büyük Ada’ya gelmiş. Çınar Meydanı’nda açtığı dükkân, bir dönem adanın tek bisikletçisi. O dönem kiralık bisiklet hemen hemen hiç yok. Maça Bey’in de işi, bisikletleri tamir etmek, hava basmak aynı zamanda çilingirlik ve oksijen kaynakçılığı da yapıyor. Tabii bu arada o dönem adanın en ünlü simalarından Balıkçı Horoz Reis ile gece yarıları hastaları küçük bir tekne ile Kartal’a hastaneye yetiştirdiklerini de unutmamak gerek.
İNÖNÜ AİLESİ
İsmet İnönü’nün Heybeliada’da denize çivileme atlayışı ünlüdür. Yeni şeyler öğrenmeye meraklı ikinci Cumhurbaşkanı, bisiklet sürmeyi biliyor muydu, bilmiyoruz. Ama çocuklarının bisikletle içli dışlı olduklarını biliyoruz. İnönü ailesine ait bir bisiklet 1980’lerin ortasında ABD’de, Trek markası İngiliz boru üreticisi Reynolds’un 531 serisinden üretilmiş. Çelik borular geleneksel geçme-rekor (lug) teknolojisyle birleştirilmiş.