Zafer Partisi'nden Erdoğan'a 'Soylu' çağrısı: Yapacağı en hayırlı iş olacaktır

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine yönelik ifadeleri nedeniyle bugün İçişleri Bakanlığı önüne gitmek istedi. Ancak yetkililerce engellendi. Yaşananların ardından Soylu için AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrıda bulunan Zafer Partisi açıklamasında "Atanmış haddini bilmezi bir dakika bile görevde tutmamak Sayın Cumhurbaşkanı’nın yapacağı en hayırlı iş olacaktır" denildi.

cumhuriyet.com.tr

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, kendisi hakkında ‘Soros çocuğu, operasyon çocuğu’ diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu bugün saat 11.00'de İçişleri Bakanlığı önünde düelloya davet etmişti. 

Bugün İçişleri Bakanlığı binasının önüne yürümek isteyen Ümit Özdağ, yetkililer tarafından engellendi. Duruma tepki gösteren Özdağ, Soylu'ya seslenerek "Kapının önüne gel, polisler senin özel bodyguard'ın değil. Polislerin arkasına saklanma. Sen Cumhuriyet tarihinin en büyük kriminalisin" ifadelerini kullandı. 

Yaşananların ardından Zafer Partisi'nden yazılı bir açıklama yapıldı. Soylu için, "Sadece geçmişi değil, hâlihazır ilişkileri de şaibelerle ve karanlık ilişkiler ağı ile dolu bir kişiliğin bu görevde kalması güzel Türkiye’miz için züldür, zillettir" denilen açıklamada AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Atanmış haddini bilmezi bir dakika bile görevde tutmamak en hayırlısı" çağrısı yapıldı. 

Açıklamada, "Taksim'in, Beyoğlu’nun, Ayasofya’nın orta yerinde çekilmiş görüntüleri 'Bunlar Türkiye kareleri değil, başka ülke' diyecek bir karakter sergilemekten çekinmeyen bu adamı Sayın Erdoğan, derhal yanından uzaklaştırmalıdır" denildi.

Zafer Partisi'nden yapılan açıklama şöyle:

"Bugün Aziz Milletimizin, bütün Türk ve dünya kamuoyunun ve medyanın gözleri önünde hiçbir demokratik ülkede ve belki de dünya siyasetinde yaşanması mümkün olmayan bir skandal yaşandı.

Bu skandala dün Zafer Partisi Genel Başkanı ve seçilmiş bir milletvekili olan Genel Başkanımız Sayın Ümit Özdağ’a ağza alınmayacak, seviyesiz, yakışıksız, terbiye ve ahlak dışı sözlerle saldırıda bulunan seçilmemiş 'atanmış' bir kişi; bugün de elindeki güvenlik güçleri vasıtasıyla malum provokasyona imza atmıştır. Kendisi kriminal bir vakadır, ülkenin gördüğü en büyük provokatördür.

Böyle bir şahsın bu ülkede İçişleri Bakanı olarak görev yapıyor oluşu en büyük talihsizliktir. Sadece geçmişi değil, hâlihazır ilişkileri de şaibelerle ve karanlık ilişkiler ağı ile dolu bir kişiliğin bu görevde kalması güzel Türkiye’miz için züldür, zillettir.

Bu noktada, atanmış haddini bilmezi bir dakika bile görevde tutmamak Sayın Cumhurbaşkanı’nın yapacağı en hayırlı iş olacaktır. Taksim'in, Beyoğlu’nun, Ayasofya’nın orta yerinde çekilmiş görüntüleri 'Bunlar Türkiye kareleri değil, başka ülke' diyecek bir karakter sergilemekten çekinmeyen bu adamı Sayın Erdoğan, derhal yanından uzaklaştırmalıdır.

Bir diğer görev de TBMM Başkanı'na düşmektedir. Bir Parlamento Üyesine, bir atanmışın bu yollu hakareti Meclis'in kişiliğine yöneltilmiş demektir. Bugünkü provokasyon ise yine bu yüce parlamentonun şeref ve haysiyetine yöneltilmiş bir davranıştır. Dünya’nın hangi demokrasisinde bir Meclis üyesinin yürüyüşüne engel konulabilir? Bu konu da Sayın Şentop'un ilgisini gerektirir bir husustur.

Bekleyelim, görelim..."