Yunanistan’ın göçmenleri geri itme sayısı bir yılda yüzde 97 arttı
Ege Denizi’ndeki göç olaylarını raporlayan Norveçli sivil toplum örgütü Aegean Boat Report’a göre Yunanistan’ın geri itme eylemleri 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 97 arttı. Doç. Dr. Ayselin Yıldız, Yunanistan'ın eylemlerini meşrulaşmaya başladığını ifade etti.
İZMİR / CumhuriyetÖnceki hafta, Edirne’nin İpsala ilçesinde karadan ve İzmir Çeşme açıklarında ise denizden Yunanistan unsurları tarafından geri itilen toplam 20 göçmen soğuktan donarak ve boğularak yaşamını yitirdi. Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkililer Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayselin Yıldız, göçmenlere yönelik bu insanlık dışı uygulamaların sistematik hale geldiğini ve cezalandırılmadıkça bu eylemlerin meşrulaşmaya başladığını belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) bu konuda daha çok davanın taşınarak bu davaların da gereğince sonuçlandırılması gerektiğini ifade etti.
ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DURUMU RAPORLADI
Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkililer Bölümü Öğretim Üyesi ve UNESCO Uluslararası Göç Kürsüsü Yürütücüsü Doç. Dr. Ayselin Yıldız, “Ege Denizi’nde göç olaylarını izleyen ve raporlayan Norveçli bir sivil toplum örgütü olan Aegean Boat Report’a göre; 2021’de bir önceki yıla göre Yunanistan’ın geri itme eylemlerinin sayısı yüzde 97 arttığı belirtiliyor. Norveçli örgütün, 2021’de sadece Ege Denizi’nde 629 geri time vakası raporladığını görüyoruz. Uluslararası Af Örgütü de bu konuda ‘Şiddet, Yalanlar ve Geri İtmeler’ isimli bir rapor yayınladı. Rapor, Yunanistan’ı ve hatta geri itme eylemlerinin gerçekleştirildiği yerlerde AB Sınır Koruma Ajansı FRONTEX’in personelinin olduğunu belirterek, FRONTEX’i de sığınmacılara karşı insan hakkı ihlallerine göz yummakla eleştiriyor” diye konuştu.
İNSANLIK DIŞI EYLEMLER MEŞRULAŞMAMALI
Geri itmenin sadece denizde değil karada da gerçekleştiğini ifade eden Doç. Dr. Ayselin Yıldız, “Ege Denizi’ndeki geri itmelerin yanı sıra Edirne’de gerek kara sınırında gerek Meriç Nehri üzerinde, birçok geri itme vakası mevcut. Çok daha ciddi tehlike şu ki Yunanistan’ın göçmenlere yönelik bu insanlık dışı uygulamaları, sistematik hale geldi ve cezalandırılmadıkça bu eylemlerin meşrulaşması söz konusu oluyor. Yunanistan’a sessiz kaldığınızda bugün Belarus-Polanya sınırında da, Libya açıklarında da aynı durum gerçekleşiyor. Yani Avrupa Birliği, göçmenlerin Avrupa’ya ulaşmasına gerekirse insanların ölümüne neden olarak engellenmesine sessiz kalarak bu insanlık dışı eylemleri meşrulaştırıyor” dedi.
"DAHA ÇOK DAVA AİHM’E TAŞINIP DAVALAR GEREĞİNCE SONUÇLANDIRILMALI"
“Yunanistan tarafından gerçekleştirilen bu insanlık dışı eylemler ilk değil, yeni değil, üstelik hepsi somut delillerde açıkça senelerdir ortada. Öyle ki Yunanistan’ın fiili sınır politikası haline geldi” diyen Doç. Dr. Yıldız, bu konuda bazı davaların AİHM’e gittiğini, daha çok davanın mahkemeye taşınması ve bu davaların gereğince sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.
"GÖÇMENLERİN SIĞINMA HAKKI DA İHLAL EDİLİYOR"
Sığınmanın, temel ve evrensel bir insan hakkı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ayselin Yıldız, “Bu hak, kişinin bedensel ve zihinsel bütünlüğünü koruma talebinin bir gereğidir. Yunanistan topraklarına veya kara sularına giren göçmenlerin sığınma başvuru hakları bulunuyor. AB mevzuatına göre de sığınmacıların AB’ye giriş yaptıkları ilk ülke, sığınma başvurularını almak ve değerlendirmekle sorumlu. Sığınma başvurusu uygun bulunmayan ve haklarında düzensiz göçmen oldukları kesin kararı bulunanlarsa yine insan haklarını ihlal etmeden uygun şekilde sınır dışı edilebilir. Bu noktada da Yunanistan bir taraftan geri itmeleri sınır politikası haline getirirken diğer taraftan hukuksal zeminde Türkiye’nin de güvenli üçüncü ülke olduğunu iddia ederek, sığınmacıların Türkiye’ye geri gönderilmesinin mümkün olduğunu savunuyor. Türkiye’nin bu noktada çok dikkatli olması gerekiyor” dedi.