Yıkım işlemi başlatıldı: Eski MİT binasında 'asbest' şüphesi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ankara’da boşaltılan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yerleşkesindeki yıkım işlemi ile ilgili “asbest envanter raporu” hazırlanıp hazırlanmadığı sorusuna “Çevre denetim şube müdürlüğü mevzuatı kapsamında işlem bulunmamaktadır” yanıtını verdi.
ANKAMİT’in boşalttığı Ankara Yenimahalle’deki eski yerleşkesinde idari bina ve lojmanların yıkımına başlandı. Yerleşkenin çevresine asılan bilgilendirme pankartlarına göre “Gökhan Akü”, “İç Anadolu Hurda”, ''EMG” isimli firmalar tarafından yürütülen yıkım işi ile ilgili “asbest” uyarısı yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER), yerleşke içinde yürütülen yıkım işlerinde asbest tehlikesine karşı çalışma yapılıp yapılmadığını sordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi ve Denetiminden Sorumlu Şube Müdürlüğü, CİMER başvurusuna; “Söz konusu taleplerinizde çevre denetim şube müdürlüğü mevzuatı kapsamında işlem bulunmamaktadır” yanıtını verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise aynı soruyu, yanıtlanması için Ankara Valiliği ve Yenimahalle Belediyesi’ne sevk etti. Yenimahalle Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Mavi Masa üzerinden verdiği yanıtta; “Söz konusu alanda yapılan ve yapılacak olan inşai faaliyetler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde gerçekleştiğinden, ilgili kurumdan bilgi alınabileceği hususunu bilgilerinize rica ederiz” denildi.
“ENVANTER RAPORUNUN ALINMASI GEREKİYOR”
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, konuyu ANKA’ya değerlendirdi. 2010 yılından öncesine ait yapılarda asbest kullanılabildiğine dikkat çeken Karakuş Candan, şunları söyledi:
“MİT yerleşkesi; 1960’lı yılların sonunda, 1970’li yılların başında yapıldı. Burada asbestli malzemeler kullanılmış olabilir. Asbestin kullanılması 2010 yılından sonra yasaklandı. 2010 yılından önceki yapılarda asbest kullanılmış olabilir. Bunlar çimento esaslı malzemeler olabilir, tavan ve taban döşemeleri olabilir; borular, ıslak hacimlerde kullanılan vitrifiyeler… Bunlarda asbestli malzemeler kullanılmış olabilir. Dolayısıyla yıkım ruhsatı aşamasında, mutlaka bir asbest envanter raporu alınması gerekiyor, ‘asbest free’ raporu düzenlendikten sonra ancak yıkım ruhsatının düzenlenmesi gerekiyor. Bu yapılmadığı süre içerisinde hem insan sağlığına inanılmaz bir zararı var. Akciğer kanserine yol açıyor. Havagazı Fabrikası sürecinde epeyce deneyimlemiş olduk bunu.”
“İNSANLARIN SAĞLIĞINI 10 YIL SONRASINDA ETKİLEYECEK”
Candan MİT’in eski yerleşkesindeki yıkıma ilişkin asbest ölçümlerinin mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Candan, buradaki olası asbestin 10 kilometreye kadar rüzgar ile taşınabildiğini açıklayarak, “Asbesti sökenlerin de uzman olması gerekiyor. Asbesti söktükten sonra yıkım sürecine girmesi gerekiyor. (Çevre Bakanlığı’nın yanıtına göre) Sizin söylediğinize göre şu anda asbest raporu yok. Olası asbest varlığı durumunda rüzgar ile dağılacak süreçte 10-15 yıl sonrasında insan sağlığını etkileyecek, akciğer kanserine neden olacak” diye konuştu.
“YETKİLİLERİ UYARIYORUZ”
Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verdiği yanıt için şu yorumu yaptı:
“Yaklaşık 1 milyona yakın insan buradan ortama yayılacak asbestten dolayı kanser riskiyle karşı karşıya. Yetkilileri uyarıyoruz. Buradaki tozu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş, Yenimahalle Belediye Başkanımız Sayın Fethi Bey, buradan ortama yayılacak asbestten dolayı kanser riskiyle karşı karşıya. Bu asbesti soluyorlar. Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın, 1 Temmuz 2022’ye ötelediği yönetmeliği bir an önce hayata geçirmesini bekliyoruz.”
ASBEST NEDİR?
Asbest (amyant), beyaz toprak olarak da bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda bir mineraldir. Asbest sanayide pek çok endüstri kolunda kullanılmıştır. Ülkemizde asbest üretimi ve kullanılması 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle yasaklandı. Ancak daha önceden kullanıma girmiş olan asbestli maddelerin sökümü, yıkımı, tamiratı, bakımı, geri dönüşümü sırasında asbeste iş yerlerinde maruz kalındığı biliniyor. Asbest, tekstil endüstrisi (lifler, kumaşlar, ipler), çimento endüstrisi (saç, boru), inşaat malzemeleri endüstrisi (çimento ürünlerinin işlenmesi), kimya endüstrisi (boya dolgusu, dolgu materyalleri, sentetik reçine kompresyon kalıp materyalleri, termoplastikler, kauçuk ürünleri), izolasyon endüstrisi (ısı, ses ve yangın izolasyonu), kağıt endüstrisi (asbest kağıdı, karton), fren, debriyaj, balata üretimi, gemi yapımı ve vagon üretiminde kullanılıyordu.
“50 YIL SONRA BİLE KANSER YAPABİLİR”
Türk Toraks Derneği ise asbestle ilgili hastalıkları şöyle açıklıyor:
“Havaya saçılan liflerin solunmasıyla solunum yollarına ulaşan liflerin çoğu bedenimizin savunma mekanizmaları ile uzaklaştırılabilir. Bazı lifler ise maruziyet yoğunluğuna, maruziyet süresine, asbest lifinin yapısına ve bireysel faktörlere bağlı olarak akciğer dokusunda birikir. Kısa süreli asbest maruziyetine bağlı hastalık bildirilmiş ise de asbeste bağlı hastalıkların ortaya çıkması genellikle uzun yıllar alır. Bu süre, maruz kaldıktan sonra 10 ile 50 yıl arasında değişir. Asbestle ilişkili hastalık riski, ömür boyu solunan asbest liflerinin sayısı ile orantılı olarak artar.
Asbeste bağlı hastalıklar; akciğer zarında sıvı birikmesi, akciğeri saran zarın kalınlaşması ve kireçlenmesi, akciğer dokusu içerisinde asbest liflerinin birikmesi (asbestozis), akciğerleri ve karın boşluğunu saran zarın kanseri (mezotelyoma) ve akciğer kanseridir.
Asbest tek başına akciğer kanseri gelişimi için 5 kat risk oluşturmakta iken, sigaranın tek başına oluşturduğu risk 10 kattır. Sigara ve asbest birlikteliği ise akciğer kanseri gelişimi riskini 50-90 kat artırmaktadır. Bununla birlikte, sigara veya diğer nedenlerle oluşan akciğer kanserlerinden ayırt edilemez.”