Uzmanlar ‘Gerekli adımlar atılmazsa Bursa'daki C.M.A’nın olayı son olmaz’ dedi
9 yaşındaki C.M.A’nın trajedisi, çocukların güvenliğiyle ilgili soruları akıllara getirdi. Avukat Aşkın Topuzoğlu ile Sosyal Hizmetler Uzmanı Ramazan Yüksel, ihmallere dikkat çekti.
Kader ÇukayBursa’da bir yıldır teyzesi Kamuran Pınar A. tarafından çöp evdeki kilitli odada alıkonulan C.M.A’ya (9) geçtiğimiz günlerde belediyenin temizlik işçilerinin ulaşması büyük bir trajediyi gözler önüne serdi.
C.M.A’nın annesinin eşinden boşandığı ve C.M.A’nın velayetinin annesine verildiği öğrenildi. Velayetinin annesine verilmesine karşın C.M.A, önce anneannesinde sonra da teyzesi Kamuran Pınar A’nın yanında yaşadı. Teyzesine ait çöp evden belediye işçilerince kurtarılan çocuk devlet korumasına alındı.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Aşkın Topuzoğlu, 2020’de C.M.A. için kayıp başvurusunda bulunulduğunu hatırlatarak, “Toplumun her kesiminin bu olayla ilgili ciddi bir ihmali var. Kira ücretleri ödenmeyip icra oraya gitmeseydi çocuğun orada olduğu öğrenilemeyecekti. Çocuk bir yıldır ortada yokken adli ve idari makamlar ne yaptı? Velayeti anneye verilmiş bir çocuğun anneden başka kimsede kalması mümkün değil. Çocuğun babası ortada yok. Velayet anneye verilmiş olsa bile babanın belirli günlerde çocukla vakit geçirmesi gerek” ifadelerini kullandı.
"KOMŞU BİLE SORUŞTURULMALI"
Adli ve idari makamlar ile sivil toplum kuruluşlarının olayı öğrendiği andan itibaren çocuğu koruma altına alması gerektiğini, çocuğun anneye verilmemesi gerektiğini belirten Topuzoğlu, “Anne çocuğa iyi bakamıyorsa çocuğu koruyucu aileye vermek, kuruma yerleştirmek gibi çözümler var. Yaşanan olay hakkında binadaki komşuya kadar herkes soruşturulmalı. Kimse merak etmemiş bu çocuk nerede diye. Teyzenin oturduğu mahallede geniş bir inceleme yapılmalı” dedi.
Bir çocuk kaybolduğunda toplum kuruluşlarının çocuk bulunana kadar ilgilenmesi gerektiğini söyleyen Topuzoğlu, “Türkiye’de çocuğun üstün yararı hiçbir şekilde gözetilmiyor. Çocuklar bu toplumun en acı çekenleri ve en ağır yükünü taşıyanları” diye konuştu.
"ALTYAPININ GÜÇLENDİRİLMESİ GEREK"
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Başkanı Ramazan Yüksel ise ekonomi politikaların boşanmaları artırdığını ve korunmaya muhtaç çocuk sayısının bu bağlamda arttığını söyleyerek “Çocuk koruma sistemimiz çok yetersiz. Boşanmalar sonrasında velayet ebeveynlerden birine veriliyor. Velayet verildikten sonra çocuğa ait sürecin takibi yapılmıyor. Ebeveynler arasında çocuklar arada kalıyor. Mevzuata göre böyle bir süreç söz konusu değil. Çocuk kendi haline bırakılıyor. Bu örnekte görüldüğü gibi çocuk koruma sisteminin devreye girmesi gerek. Ancak Türkiye’de koruma sisteminde boşluklar var” dedi. Boşanma davalarının görüldüğü aile mahkemelerinde sosyal hizmet uzmanlarının ve bununla ilgili altyapının oluşturulması gerektiğini belirten Yüksel, “Aile mahkemelerinin işleyişi sorunları çözmeye yönelik değil. Aile mahkemelerinin gözden geçirilmesi ve altyapının mesleki personel yönünden güçlendirilmesi gerek. Çocuklara dönük kapsamlı ne mevzuat çalışması var ne de hizmet iyileştirmesi var. Çocuk hakları temelinde yeniden gözden geçirilmesi gerek” diye konuştu.
ÇOCUK KORUMA SİSTEMİ NEDİR?
Çocuk koruma sistemleri, devletin çocuk refahı hizmetlerinin organize edildiği, Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince çocuğun ihmal ve istismardan korunması ve toplumsallaşması gibi “çocuğun yüksek yararını” temel alan hizmetlerin yürütüldüğü yasal ve örgütsel yapılardır.