Umut Gündüz’ün davası yaklaşırken bisikletliler seslendi: Bisikletli ölümler son bulsun!
Umut Gündüz geçtiğimiz yıl, bisikletle seyir halindeyken alkollü bir sürücü tarafından öldürüldü. Olayın ikinci duruşması 7 Aralık Salı Ankara'da görülecek. Bisiklet sürücüleri, ölümlerin son bulması için çağrıda bulundu.
Murathan DemircioğluGenç sporcu Umut Gündüz, 15 Temmuz 2020'de Ankara'da bisikletle seyir halindeyken alkollü sürücü Çağdaş Şenyüz'ün aracıyla çarpması sonucu olay anında ağır yaralandı. Şenyüz, Umut Gündüz’ü de yaralı halde bırakarak olay yerini terk etti. Ağır yaralanan Gündüz’e yerinde ve erken müdahale edilmemesi sonucunda yaşamını yitirdi. Tüm somut delillerin ortada olmasına rağmen sanık Çağdaş Şenyüz, tutuksuz yargılanıyor. Mahkeme, davanın ilk duruşmasında, tutuklama ve ağır ceza mahkemesinde yargılama taleplerini reddetti.
Davanın ikinci duruşması, 7 Aralık 2021 Salı Ankara'da 57. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Umut'un ailesi Menderes ve Asuman Gündüz dava öncesi Umut’a ses olma ve dayanışma çağrısında bulundu.
Ulaştığımız bisiklet sürücüleri, bisikletli ölümlere dikkat çekti:
Şimal ERTEKİN ve Berk ÇETİN (Umut'un İstanbul'dan dostları)
Hiçbir bisikletli ölümü sadece münferit bir ihmalin, öfkenin veya dikkatsizliğin sonucu olarak değerlendirilemez. İçinde yaşadığımız bozuk düzen, güçlünün zayıfı sürekli olarak öğütmesiyle beslenen bir yapıya sahip. Bu yapının kurbanı, değişkenlere göre bazen bir madenci, bazen bir kadın, bazen bir çocuk, bazen de bir bisikletli oluyor. Yani bugünden yarına, bisikletli ulaşımla son derece uyumlu bir altyapı atılımıyla, trafiğe çıkan bütün sürücüleri kapsamlı bir eğitimden geçirerek ölümleri ortadan kaldıramayız. Bir önceki teslimatı geç yaptığı için uykusunu alamadan yola çıkan, denk geldiği bir başka kazadan dolayı vakit kaybettiği için azami hız sınırını zorlayan ve bu yüzden gece lambasına rağmen altına aldığı bisikletliyi fark etmeyen bir tır şoförü faktörüne hangi eğitim, hangi altyapı atılımı çare olabilir? Dolayısıyla, üretim ilişkilerini ve toplumsal yapıyı kökten dönüştürmeyi hedeflemeden bisikletli ölümlerin önüne geçilebilmesi pek mümkün olmayacaktır.
Cinayetin hemen akabinde, ebeveyn olarak içinde bulundukları büyük acıya ve mateme rağmen evlatlarının ölümünü kamusal bir mesele olmasından dolayı kamuya mâl etme, Umut'un adalet mücadelesini sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir çerçevede devam ettirme konusundaki sarsılmaz azimlerine büyük bir saygı duyuyoruz. Onların bu sorumluluk sahibi duruşları, Umut'u hiç tanımamış olan biz yoldaşlarına, Umut'un mücadelesini sahiplenme konusunda âdeta bir fener oldu. Bilsinler ki hem onların hem de Umut'un yaşamı boyunca benimsediği mücadele kararlılığını, dünyayı daha iyi, adil ve güzel bir yer yapma arzusunu gücümüz ve aklımız yettiğince yaşatmaya, bayrağı bıraktığı yerden taşımaya devam edeceğiz.
Eser İnan ARSLAN (Don Kişot Bisiklet Kolektifi)
Bu düzen güçlünün güçsüzü sömürdüğü, çoğunluğun azınlığı hakir gördüğü, zenginin fakiri ezdiği pis bir düzen. Elbette bu sistemde bisikletli ölümleri de olacak, yayalar da mağdur olacak, engelliler evlerine hapis kalacak. Çünkü zenginlikleriyle gözümüze sokulan, bizlere dayatılan bu sistem tüketim üzerine, israf üzerine kurulu. Elbette bu sistem bisikletliyi sevmez çünkü ne diyorduk; bisikletli araba almıyor, bankalardan kredi çekmiyor, yakıt tüketmiyor, sigorta poliçesi ödemiyor, otopark ücreti ödemiyor, duble yol istemiyor, obez olmuyor. Sistemi beslemezsen sistem seni dışlar, görmezden gelir. Onun için bu devlet, bisikletli ölümlerini önemsemiyor, çözüm aramıyor, önlem almıyor. Doğaya ve canlılara saygı duymadan bu devlet bisikletli ölümlerini engelleyemez.
Umut'un ailesi ve davasına sahip çıkan herkes fazlasıyla saygıyı hak ediyor. Bıkmadan, usanmadan; gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız her haksızlığın sonuna kadar üstüne gitmeliyiz. Biz haklıysak elbette kazanan da biz olacağız. Don Kişot Bisiklet Kolektifi olarak bu konuda üstüne düşen neyse de sonuna kadar yürütmeye hazırız.
Hande KARACA (Zincir Kıran Kadınlar)
Bisikletli sürücü ve kadın cinayetleri arasında çok benzerlik kuruyoruz. Bu cinayetlerin katili, suçlusu yokmuşçasına bir dil ve yaklaşım sergileniyor. Sanki marjinal bir grubun olayları bu noktaya getirdiği gibi yansıtılıyor. Çok alıştırıldı bu şekilde ölümler. Umut Gündüz davasında ailenin çok yalnız bırakıldığını düşünüyorum. Biz bir şeylere karşı değiliz sadece bisiklet sürmek istiyoruz ve suçluların adil bir şekilde yargılanmasını istiyoruz. Umut Gündüz’e ne oldu öğrenmek istiyoruz! Bisikletlilerin bu olaylara karşı yan yana gelmesi ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor.
Gündüz ailesi Umut’u kaybetmiş olabilirler ama bir sürü evlatları var. Davanın da takipçisi olacağımızı buradan duyuruyoruz.
Murat PEKESER (Bisikletliler Meclisi)
Bisikletli ölümleri durdurabilmek için temele inmek lazım. İlkokul seviyesinden başlayarak eğitimin her alanında bisiklet sürme kurallarına, trafikte bisiklete verilmesi gereken duyarlılığa dikkat çekilmeli. Ayrıca hem otomobil hem de bisiklet sürücü ve sürücü adaylarına trafik kuralları eğitimi verilmeli. Trafikte bir bisiklet sürücüsüyle karşılaşıldığında nasıl hareket etmesi öğretilmeli. Sürücü kurslarında ve sınavlarında bu konuya yer verilmiyor. Sürücülere ve adaylarına bisikletin trafikte yer alabildiği yasal olarak güvence altına alındığı özellikle belirtilmeli. Otomobilde olduğu gibi bisikletin de yasal olarak yol hakkı vardır.
Umut Gündüz’ü kaybettiğimizden bu yana ailesine destek olmaya, yanlarında durmaya çalışıyoruz. Davayı da yakından takip ediyoruz.
İbrahim CAN (İşe bisikletiyle giden bir İstanbul sakini)
Ne yazık ki bisikletli ölümlerini durdurmanın kolay bir yolu bulunmuyor. Olmayacak bir düş kurup diyelim ki trafikteki herkesin bir anda bilinçlendiğini varsayalım... Böyle bir senaryoda bile bence kurulu ulaşım altyapısının çarpıklığı nedeniyle fazla bir şeyin değişmediğini görürdük. Benim gibi aynı yolu aynı saatlerde düzenli biçimde kullananlar trafiğin nerede aksadığını, hangi kavşağın tehlikeli olduğunu, yayaların hangi kaldırımdan yürürken zorluk çektiğini, mazgalların nerede yatay nerede dikey durduğunu, yağmurda nereleri su bastığını gözlemleme şansına sahip. Bence trafikteki dikkatsiz ve sorumsuz davranışların çözümüyle bu çarpık, mantıksız ve motorlu araç merkezli altyapının çözümü aynı. Ben bu çözümün insan odaklı, emeğe ve doğaya saygılı, tabandan gelen taleplerin biçimlendireceği demokratik bir siyasi anlayıştan geçtiğine inanıyorum. Ne zaman ki bu ülkede emekçilerin ve gençlerin sesi enerji ve otomotiv tekellerinin sesine baskın çıkacak, işte o zaman insanlar trafikte birbirinin gözünün içine bakarak hareket edecek ve işte o zaman kalabalık kentlerimizde işe bisikletle gitmek deli işi gibi görülmeyecek.
Gündüz Ailesi'ne kucak dolusu sevgi yolluyorum. 7 Aralık'ta Ankara'da olamayacağım ama bu süreci takip eden herkesin yüreğinin o duruşma salonunda, Gündüz Ailesi'nin yanı başında olacağına eminim. Açıkçası, bir bisikletli olarak Umut'a borçlu olduğumu hissediyorum. Umut hepimize ses oldu. Bunu kimse inkar edemez. Umut'un adını yaşatmak ve bu dava sürecinden yüreğimize biraz olsun su serpecek emsal niteliğinde bir kararla çıkmak bugün Türkiye'de bisiklet süren ve bisiklete gönül veren herkesin omzunda duran bir sorumluluktur diye düşünüyorum. Bu satırları okuyan herkesi 7 Aralık sabahı Ankara Adliyesi'nde çıkarılacak haklı sesi yaymaya ve güçlendirmeye çağırıyorum.
Zeynep ARAPOĞLU (Bisikletli Kadın İnisiyatifi)
Son on yılda, bisiklet kullanımının artmasıyla Umut gibi, ülkemizin geleceği için umut taşıyan sayısız bisikletliyi kazalarda kaybettik. Trafikte insana insanca değer veren bir anlayışın yerleşmesi için adalet mekanizmasına da büyük görev düşüyor. Türkiye'nin her bölgesinden bisikletli pek çok arkadaşımız da davayı yakından takip ediyor. Hukuk sisteminin, kanunların arkamızda olduğunu bilmek, bu güven duygusu ile bisiklet kullanmak istiyoruz.
Gürkan TURMUŞ (ÜSBİP - Üsküdar Bisiklet Peloton Spor Kulübü)
Bisikletli kazalarının sona ermesi için elimizden geleni yapıyoruz. Çok farklı çözüm yolu var. Kısa vadede bunun yolu; yönetimsel olarak bisiklet yollarının fiziksel olarak bisiklet kullanımına elverişli ve güvenli hale getirmektir. Bunun için yerel yönetimlere bisikletliler olarak baskı kuruyoruz ve bu talepler için birlikte baskıyı büyütmeliyiz. Ancak bisikletin, endüstride otomotiv kadar karşılığı ve karlılığı olmadığı için genelde, bisikletli ölümlere engel olabilecek bu taleplerimiz yerine getirilmiyor, önemsenmiyor. Uzun vadede bunun yolu toplumsal bir bilinç kazanmaktan geçiyor. Bu konuda kulüp olarak gelecek nesilleri bilinçlendirmek için öğrencilere ve ev hanımlarına bisiklet kullanımı ve trafikte dikkat edilmesi gerekilen noktalara dair eğitimler veriyoruz.
Aileyle çok fazla görüşme şansımız olmadı ama onlara sabır diliyoruz. Umut ediyoruz başka Umutlar ölmesin.
Ersin ŞENOYAR (Yeditepe Bisiklet)
Herkes birbirine saygılı olursa; hem bisiklet sürücüleri hem de otomobil kullanıcıları bilinçli hareket ederse kazaların önüne geçebiliriz. Bisiklet sürücüleri hem bisiklet yolunda hem de trafikte dikkat etmeli. Otomobil sürücüleri de trafik kurallarına uygun ve trafikte bisikletlilere farkındalıkla yaklaşmalı. Dikkat edilmediği noktada kazalarla karşılaşıyoruz.
Zamansız ölümler acıdır, aileye sabır diliyorum. Geride kalanları korumalıyız, bisikletli ölümler son bulmalı.
Tuncay ÇINAR (ÇEKBİS - Küçükçekmece Bisiklet Kulübü)
Bisiklet farkındalığı adına “Bisikletlileri fark edin, kornaya değil frene basın” çalışmalar yaptık. Araçlara farkındalık mesajları içeren aksesuar verdik. Farkındalıklarla bisiklet kullanımını artırmalıyız. Bisikletlilerin trafikte yasal olarak yol hakkı var. Bu konulara dikkat çektik. İstanbul koşullarında bireysel sürüşler daha tehlikeli olabiliyor. Bireysel sürüşlerde daha dikkatli olunmalı, bisiklet yolunu tercih etmeliyiz. Toplu sürüşlerde bu risk daha aza iniyor.
Gündüz ailesinin başı sağ olsun. Acısı hepimizin acısı, sabır diliyorum. Bisiklet camiasından kaybettiğimiz her can bizim canımız.
Yasemin DUYGULU (Mor Pedal)
Eğitimsizlik ve bisiklet kültürünün olmaması ülkemizdeki en büyük eksiklik ve ölümlerin nedenlerinin başında geliyor. Bunun dışında ise yasalarla korunan katiller var. Katil diyorum çünkü bir bisiklet sürücüsü güvenlik adına üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesine rağmen motorlu taşıt sürücülerinin dikkatsizliği ve sorumsuzluğu nedeniyle ülkemizde ölümler yaşanıyor. Yasalar bu konuda çok yetersiz. Katiller 2-3 ay cezaevinde kalarak dışarıya çıkmamalı. Bisikletli kadın derneği olarak farkındalık oluşturmak için çalışmalar yürütüyoruz. Milletvekilleriyle görüşerek bu konuya dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bisikletliler yalnız değildir. Davalarda bunu görmek ve hissettirmek istiyoruz. Sürücülerin sorumsuz davranışları nedeniyle bisikletli ölümler yaşansın istemiyoruz. Kornaya değil freni basın. Yollar hepimizin.
Mustafa KARAKUŞ (BUGEP - Bisikletli Ulaşımı Geliştirme Platformu)
Sürücü kurslarında verilen eğitimlerde bisikletin bir taşıt olduğuna dair bir uyarı bulunmuyor. Müfredatta bu konunun işlenmesi ve ehliyet sınavlarında yer verilmesi gerekiyor. Belediyelerle görüşüyoruz. Işıklı uyarı levhaları kullanılabilir. Bisikletlilere trafikte dikkat çekilmesi gerekiyor. Bunun için uygun ikaz şekilleri kullanılmalı. Diğer konu bisikletlilerin dikkat etmesi gereken kurallar; gerekli ekipmanlarını edinilmesi ve sürüş esnasında bunların kullanılması gerekiyor. Fark edilmek için aydınlatmalar ve yelekler kullanılmalı. Türkiye’de yasaların bisiklet güvenliği için uygun olmadığı gibi tanımlar da yetersiz. Yasalardaki boşluk nedeniyle ölümlü kazalar sonucunda verilen cezaların caydırıcılığı da bulunmuyor. Şehir içinde hız limitlerinin düşürülmesi ve denetlenmesi gerekiyor. BUGEP olarak önümüzdeki dönem, bisikletli kaza anlarında sahip oldukları hakları bilgilendirmek üzere yurttaşlara destekte bulunacağız. Bunun çalışmanın altyapısını oluşturuyoruz.
Umut Gündüz, Zeynep Aslan ve bütün bisikletli ölüm davalarının takipçisiyiz.
Murat YUMRUTAŞ (ABİDOSD - TÜBİDEF)
Hem Ankara Bisiklet ve Doğa Sporları Derneği (ABİDOSD) hem de 26 Ağustos 2021’de kurulan Tüm Bisiklet Dernekleri Federasyonu (TÜBİDEF) olarak bisikletli ölümlerin önüne geçilmesine dair çalışmalar yürütüyoruz. En önemli gereksinim yasal düzenlemeler olduğunu düşünüyoruz. Ülkemize, dışarıdan edindiğimiz yasalar, bizim koşullarımıza uygun ve yeterli değil. Bisikletin yasalarla trafikteki yeri güvence altına alınmasına rağmen bir ulaşım aracı olarak gerekli öneme sahip değil. Bu nedenle yaşanan ölümlerin önüne geçmekte yasaların yeterliliği ve caydırıcılığı bulunmuyor. İlkokuldan üniversiteye kadar bisiklet eğitiminin verilmesi ve bisikletlilerle empatinin kurulması için gerekli çalışmaların yapılmalı. Son kazalara baktığımızda trafik kurallarına uyulmadığından ve sorumsuz alkollü sürücülerden kaynaklandığını görüyoruz. Bu sebeple bisikletli ölümlerin önüne geçilebilmesi için yasaların geliştirilmesi, hız sınırının düzenlenmesi ve denetlenmesi, bölünmüş yolların şehirlerin altyapıya uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu düzenlemeler hem bisikletlilerin hem de yayaların yaşam alanlarında daha güvenli seyahat etmelerine olanak tanıyacaktır.
Umut Gündüz derneğimizin üyesiydi. Yaklaşık 3-4 yıl beraber pedal çevirdik. Onu kaybettiğimizden beri ailesiyle birlikte dayanışma içerisindeyiz. Davanın da takipçisiyiz.
Rahime ÇELEN (Bisikletli Yaşam Platformu)
Pandemiyle birlikte bisikletli ulaşımın salgın koşullarında daha sağlıklı ve elverişli olduğuna dikkat çeken çalışmalar yürüttük. Ancak bisiklet kullanımının artmasıyla birlikte bisikletli ölümler de çoğaldı. Kaza ve ölümlerin önüne geçmek için yasalar ve güvenli sürüş hakkında eğitim çalışmaları düzenledik. Bu konunun sadece bisikletlileri ilgilendirmediği için trafik ve yaya dernekleriyle de görüşmeler sağladık. Yetkili makamların denetimlerinin eksikliğini gördük. Sürücü eğitiminde ve okullarda bisikletin bir araç olduğu net bir şekilde ifade edilmediğini yetersiz olduğuna dikkat çektik. Ölümlerin ve kazaların görüldüğü davalarda bisiklet suçlu gibi gösteriliyor. Ölümler karşısında cezalar yetersiz ve caydırıcı değil. Davaların sonucunda bir cezasızlık çıkıyor. Avrupa ülkelerinde bisikletli ölüm oranlarının düşük olması tesadüf ya da kader değil. Yasaların uygun ve uygulanabiliyor olmasıyla alakalı. Bu konuda milletvekilleriyle de görüşmeler yaptık. Yetkili makamlara bu soruna dair raporlarımızı sunduk. Ancak bir değişim olmadığını görüyoruz. Sokakta durum aynı.
Umut Gündüz’ün katledilmesine ve davasına dikkat çekmek için 18 ayrı noktada eş zamanlı basın açılaması düzenledik. Bisikletli Yaşam Platformu olarak her pazar yapılan #UmutaSesOl kampanyasına destek olacağız ve 7 Aralık Salı duruşma gününde basın açıklaması yapmayı planlıyoruz.
Önder ÖZBEY (DİBİDOSK - Diyarbakır Bisiklet ve Doğa Sporları Kulübü)
Bisikletli ölümlerin önüne geçebilmek için yapılacak en öncelikli şey, trafikte yer alan herkesin bir bisiklet kültürüne sahip olması gerekiyor. Trafikte kapalı araçlar içinde neredeyse hiçbir şeyden etkilenmeyen araç sürücülerinin, dış ortamın her türlü etkisinden çok fazla etkilenen, dışardan gelen en ufak bir rüzgarla bile büyük hasarlarla karşı karşıya kalan bisiklet sürücüleri ile empati yapmaları bile yeterli olacaktır.
Umut arkadaşımız için keşke yapabileceğimiz daha fazla şey olsa. Gündüz ailesinin mücadelesinin sadece oğulları için değil tüm bisikletliler için olduğunun farkında olduğumuzu ve bunun için kendilerine teşekkürlerimizi ilettiğimizi ve her zaman yanlarında olduğumuzu belirtmek isteriz.
Bisiklet sürücüleri, Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun ve yetkililerin, bisikletli ölümler karşısında sessiz kaldıklarına ve kazaların önüne geçilmesi için gerekli önlemleri almadıklarına dikkat çekti. Bu konuda cevap hakkı doğan federasyon yetkililerini resmi iletişim kanalları üzerinden aradık ancak ulaşamadık.