Ülkenin gündemini sarsan kreş davası ertelendi
Tekirdağ’daki Çerkezköy Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü bünyesinde çalışan ailelerin çocuklarının eğitimi için kurulan ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakım Evi’nde geçen yıl Aralık ayında çocuklara şiddet uygulandığı gerekçesiyle velilerin şikayetçi olmasının ardından açılan davada ikinci duruşma görüldü.
Duruşmaya mağdur çocukların aileleri ile 9 avukat katıldı. ÇOSB Kreşindeki eğitmen ve bakıcıların çocuklara uyguladığı şiddet görüntülerinin basında yer almasıyla Türkiye gündemine oturan o görüntülerin ardından ÇOSB yönetimi görüntülerdeki 2 öğretmenin görevine son verilirken, olayla ilgili savcılığın başlattığı soruşturma sonrası görevliler hakkında ailelerle birlikte Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Tekirdağ İl Müdürlüğü suç duyurusunda bulunmuştu.
"YÖNETİM HER ŞEYİ GÜLLÜK GÜLİSTANLIK GÖSTERDİ"
Dosya çerçevesinde Cuma günü 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmada kurumda müdür yardımcısı olarak görev yapan T.K. ve kurum müdürü E.Y. sanık olarak ifade verdiler. Duruşma hakiminin ve mahkeme savcısının çapraz sorularına zaman zaman çelişkili ifadeler veren kreş idarecilerinin ifadelerine katılmadıklarını belirten veliler, “Keşke çocuklarımızı daha önce anlayıp dinleyebilseydik. Bunun için kendimizi suçlu hissediyoruz. Bizim çocuklarımızın kafalarına vurularak eziyet edilip, elleri arkadan bağlanarak uyutulmaya çalışıldığını biz duymamıza rağmen, idareyle bunu görüşmek istediğimizde her defasında bizlere yalan söyleyerek inkar ettiler. Olayları saklayarak örtbas ettiler. Ne zaman kamera kayıtlarını izlemeye kalksak karşımıza hep idareyi engel olarak gösterdiler. Ta ki polis görüntüleri alıncaya, bir avukatımız bu görüntüleri izleyinceye, bu görüntüler basına yansıyıncaya kadar ÇOSB yönetimi her şeyi güllük gülistanlık gösterdi” dedi.
Olayı araştırdıklarında ise “Alın çocuklarınızı gidin” cevabıyla karşılaştıklarını söyleyen mağdur veliler, idarecilerden davacı ve şikayetçi olduklarını kaydederken, mahkeme heyetinden dönemin ÇOSB Eski Bölge Müdürü M.Ö.ve İdari İşler Müdürü F.T.’nin da mahkemede dinlenmesini talep ettiler.
Kreş Davasında ikinci duruşma Cuma günü görüldü. Kreşte psikolojik danışman olarak işe başlayan, daha sonra müdür yardımcılığı ve rehber öğretmenlik görevine getirilen T.K. mahkemedeki savunmasında, “17 Ağustos 2022 tarihinde kreşe bir e-mail gelmiş. E-mailde uyku saatinde uyumayan çocukların sınıf öğretmenleri tarafından bağlanması şeklinde yazı vardı. Ancak isim belirtilip belirtilmediğini hatırlamıyorum. Bu maili D. hanım, kurum müdürü E.Y.’ye iletmiş. E. hanım, bana ve sınıf öğretmenlerine bu konu ile ilgili sorular sordu. Sınıf öğretmenleri böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söylemişler. Yaklaşık 1 hafta sonra bazı veliler kuruma geldiler. 23 Ağustos’ta akşamüstü saat 17.00’de kreşe gelerek görüşmek istediler. Hangi veli olduğunu hatırlamıyorum. Bu veli, kızıyla evde oyun oynadığında kızı bebeğini uyutuyormuş. Bebeğin ellerini bağlamak istemiş. Annesi de neden böyle yapmak istediğini sorduğunda, ’öğretmenimiz uyku saatinde uyumayanları böyle uyutuyor ancak ben uyuduğum için benim elimi bağlamıyor’ demiş. Veli bunun böyle olup olmadığını sınıf öğretmeni S.’ye sordu. S.’de böyle bir şey olmadığını söyledi. E. hanım bu konu ile ilgileneceğini söyledi” dedi.
“BİZ SADECE UYKU SAATLERİNİ İZLEDİK”
Velilerin kamera görüntülerini izlemek istediğini belirten T.K. “E. hanım da üst yönetime sorup kendilerine döneceğini söyledi. Üst yönetimle görüştükten sonra kamera görüntülerin izlenilmesine izin verilmedi. 24 Ağustos tarihinde E. hanım ile birlikte odasına gidip böyle bir bağlanma olayı olup olmadığını izlemek için kamera görüntülerini açarak, 10-15 gün öncesine gittik. Sadece uyku saatlerini izledik. Görüntülerde bir bağlanma olayı ile karşılaşmadık. Biz sadece uyku saatini izledik. İzlediğimiz görüntülerde herhangi bir suç unsuruna rastlamadık. Uyku saati görüntülerine geçerken mağdur öğrenci A’nın sınıfın ortasında durduğunu, parmağını burnuna götürüyordu, Burçin öğretmen de A.’nın başını yukarı doğru eliyle kaldırarak bir şey olup olmadığına bakıyordu. Biz bunu görünce Eser hoca da ne olduğunu Burçin ve Selin’e sordu. Onlar da çocuğun sürekli elini burnuna götürdüğünü söyledi. Ben bunun dışında herhangi bir görüntü izlemedim" dedi.
"SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM"
Kurum müdürü E.Y.’nin velilere, uyku saatinde herhangi bir bağlanma olayına rastlanılmadığını bildirdiğini kaydeden T.K. “Bunun üzerine yalnız bir veli kamera görüntülerini izlemek istediğini bildirmiş. Üst yönetim yine kabul etmedi. 26 Ağustos tarihinde veliler bölge müdürlüğüne gitmişler. Üst yönetime kamera görüntülerini izlemek istediklerini söylemişler. Üst yönetim bunu kabul etmemiş. Üst yönetim ile veliler arasında tartışma geçmiş. Bölge müdürünün avukatı bu velilerin çocuklarının kreşle bağlantısının kesildiğine dair noterden yazı göndermiş. 27 Ağustos sabahı polisler bilgi işleme gelerek kamera görüntülerini izlemişler. Polis memurlarının yanında idari işler müdürü F.T. varmış. Kamera görüntülerinde 2 hafta geriye dönük görüntüleri polisler izlemiş. Polisler herhangi bir suç unsuruna rastlamamışlar. Aynı günün akşamüzeri polisler beni, E. hocayı ve öğretmenler S. ve B’nin ifade vermek için karakola çağırdılar. Herhangi bir suç unsuru görseydim gerekli mercilere bildirirdim. Yaklaşık iki yıl önce bir öğretmenin öğrenciye kötü muamelede bulunması ile alakalı veliye bildirim yapmıştım” diyerek üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini söyledi.
“VELİLERE YASAK OLDUĞUNU SÖYLEDİM”
Kurum Müdürü E.Y. de mahkemedeki savunmasında 2009 yılında Çerkezköy Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nde çalışmaya başladığını, 2017 yılında kreşe müdür olarak görevlendirildiğini belirterek, “17 Ağustos 2022 tarihinde izinden dönmüştüm. Kreşte görevli bir arkadaş, mail geldiğini, mailde kreşte bulunan çocukların uyku saatinde ellerinin bağlandığının yazıldığını söyledi. Ben önce üst yönetimim olan Organize Sanayi Bölge Müdürü M.Ö. ve idari işler müdürü F.T. ile görüştüm. Durumu onlara anlattım. Öğretmenlerle görüştükten sonra kendilerini tekrar bilgilendireceğimi söyledim. Öğretmenler S. ve B. ile görüştüm, onlar böyle bir durumun olmadığını söylediler. Daha sonra Müdür Yardımcımız T. beye durumu bildirerek, böyle bir duruma rastlayıp rastlamadığını sordum. Kendisi de böyle bir duruma rastlamadığını söyledi. Kamera görüntülerini birlikte izledik. Üst yönetime öğretmenlerle görüştüğümü, böyle bir durumun olmadığını söylediklerini bildirdim. Veliler ile yüz yüze görüşeceğimi üst yönetime bildirdim. Tam hatırlamamakla birlikte 22 Ağustos tarihinde saat 17.00’de velilerle görüştük. Velilerden biri çocuğunun oyun oynarken, bebeğini uyuturken ellerini bağladığını, annesinin neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda öğretmeninin uyumayanların ellerini bağladığını ancak kendisi uyuduğu için ellerini bağlamadığını söylediğini belirtti. Velilerle görüştüğümde öğretmenlerden S. vardı. B., öğrencilerin yanındaydı. S. böyle bir durumun olmadığını, sınıfın sıcak olduğunu, çocukların üzeri açık uyuduklarını hatta sınıfın kapısının açık olduğunu söyledi. Ben de velilere üst yönetimle görüşüp kendilerine döneceğimi söyledim. Veliler kamera görüntülerini izlemek istediler. Ben de üst yönetime sordum. Mehmet bey ve F.T. beye sordum. Ben bu görüşmeyi telefon ile yaptım. Kendileri kamera görüntülerini velilerin izleyemeyeceğini söyledi. Ben de bu şekilde yasak olduğunu velilere söyledim” dedi.
"YÖNETİM KURULU KARARI İLE ÖĞRENCİLERİN İLİŞİĞİ KESİLDİ"
Kreşin bir yönetim kurulu olduğunu, başkanının M.Ö. olduğunu, kendisinin ise ve yönetim kurulu üyesi olduğunu kaydeden Kurum Müdürü E.Y. “Yönetim kurulu kararı ile öğrencilerin ilişiği kesilmiştir. Üst yönetim karar aldığı için ben bu karara uymak zorunda kalarak bu karara imza attım. Benim bir üstüm bölge müdürü M.Ö.’dür. Benim çocuğum da kreşte. Olumsuz bir durum görmüş olsaydım bir veli olarak suç duyurusunda bulunurdum. Kreş 1 yıl önce kapandı. Yönetimin bize karşı herhangi bir baskısına şahit olmadım” dedi.
Duruşmada mağdur öğrencilerin velileri de dinlendi. Mağdur ailelere çocuklarının şiddete maruz kaldıklarını ifade ederek şikayetçi olduklarını dile getirdi.
DAVA ERTELENDİ
Sanıkları ve müşteki sıfatıyla velileri dinleyen mahkeme, dosyadaki CD’nin gelecek celse mahkeme huzurunda izlenmesine, M.Ö. ve F.T.’nin tanık olarak dinlenmesi konusunu gelecek celse değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı 10 Mayıs 2024 tarihine erteledi.