Ukrayna’nın 'Montrö Sözleşmesi' çıkışını uzmanlar yorumladı
Ukrayna’nın Türkiye’ye yönelttiği Montrö istemini değerlendiren uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, "Rusya’nın savaş ilanı yok. Türkiye’nin şu anda savaş hali hükümlerini uygulaması acelecilik olur” dedi.
Hüseyin HayatseverRusya’nın önceki sabah Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyon sonrası Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’la görüşmesinde boğazların Rus gemilerine kapatılması talebini iletti.
Bodnar, “19. madde uygulamaya konulmalı. Savaşın tarafı olan devletin boğazlardan geçilmesine yasaklanmalı” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Ukrayna’nın istemine ilişkin “Uzmanlarımız savaş hali var mı onu çalışıyor. Hukuken kabul edersek bu süreç başlayacak ve gelişmelere göre savaş gemilerinin geçişini sınırlandırabiliriz” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, madde uygulansa da savaşın tarafı olan ülke gemilerinin boğazları kullanarak kendi üslerine dönebildiğini belirtti.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19. maddesi, Türkiye’nin taraf olmadığı bir savaşta, savaşın tarafı olan devletlerin askeri gemilerinin boğazlardan geçişini yasaklıyor, ancak savaşan devletlerin gemileri boğazları kullanarak kendi limanlarına dönebiliyor. Bu hüküm uyarınca Rusya ve Ukrayna savaş halinde olsalar da bu ülkelerin Karadeniz limanlarına bağlı askeri gemilerinin kendi limanlarına dönüşü engellenemiyor.
‘ZAMANA İHTİYAÇ VAR’
Konuyla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan emekli büyükelçi ve uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı,
“Uluslararası hukukta savaş halinin doğabilmesinin ilk yolu savaş ilanıdır. Devletlerden biri savaş ilan ettiğinde, savaş hali uygulamasına girilir. Böyle bir ilan yoksa, ki mevcut durumda Rusya’nın ilanı yok. Ayrıca Rusya bu askeri operasyonun işgâl olmadığını da söylüyor; taraflardan en azından biri ‘savaş açmadık’ dediği zaman ‘savaş hali vardır’ demek o kadar kolay değil” dedi.
Montrö Sözleşmesi’nin 19. maddesinin uygulanması için belirli bir zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Pazarcı, “Aceleyle uygulamak, Türkiye bakımından sorun yaratabilir. Türkiye’nin hemen ‘savaş hali doğmuştur’ demesi ve birine ya da ikisine birden boğazları kapatması, Türkiye’nin Montrö’yü doğru uygulamadığı eleştirilerine yol açar. Türkiye’nin bütün bu gelişmekte olan verileri hesaba katarak hemen ‘geçişleri yasaklaması’ aceleye gelmiş bir uygulama olur. Montrö, Türkiye’ye bu izni veriyor ama bunu savaş halinin yerleşmesi çerçevesinde değerlendirmesi, Türkiye’nin ulusal çıkarları bakımından daha uygun olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘TARAFSIZLIK ÖNEMLİ’
Pazarcı, bu hükmün uygulanarak boğazların savaşan taraflara kapatılması durumunda dahi Rusya’nın Karadeniz limanlarına bağlı savaş gemilerini Karadeniz’e geçirebileceğine dikkat çekerek, “Mevcut durumda Rusya’nın Karadeniz donanmasının büyük ölçüde zaten bölgede olduğu biliniyor, dolayısıyla böyle bir adımın pratikte bir karşılığı yok. Fakat Ukrayna, Türkiye’nin bu hükmü uygulayarak Ukrayna’yı desteklediği izlenimini verdirtmeye çalışıyor olabilir. Türkiye’nin Montrö’yü uygulama bakımından taraf tutmadığı izlenimini koruması önemlidir” diye konuştu.
‘ÖNEMLİ SINAMA’
Konuyla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan emekli Büyükelçi Mithat Rende de, “Rusya tarafı, Ukrayna’ya sınırlı askeri operasyon düzenlediklerini, savaş açmadıklarını söylüyor. Savaş hükümlerinin nasıl uygulanacağına ilişkin sözleşmede belirgin bir düzenleme yok. Bu durumda ‘savaş hali olup olmadığına kim karar verecek?’ Türkiye savaş hali gerekçesiyle Rus askeri gemilerine boğazları kapatırsa, Rusya Montrö Sözleşmesi’ni ağır bir şekilde ihlal ettiniz gerekçesiyle BM’ye bir başvuruda bulunur mu? soruları gündeme geliyor” dedi.