Türkiye'nin sağlık reçetesi: 'Gidiyorlarsa gitsinler' denilen hekimler ne istiyor?'

Sağlık çalışanları, özlük haklarının ve ücretlerinin iyileştirilmesi talebiyle bugün iş bıraktı. Türk Tabipler Birliği ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası taleplerini Cumhuriyet'e anlattı. AHEF örgütlenme Komisyonu Başkanı Hacı Yusuf Eryazgan ise Bakan Koca'nın mektubuna verdiği yanıtı paylaştı.

Nagihan Yılkın

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bugün sağlık emekçileri için bayramdan ziyade birlik ve mücadele günü. Yaşadıkları hak kaybını, çalışma koşullarını, güvencesizliklerini ve uğradıkları şiddeti yeniden duyurma günü.

Pandemi döneminin başında destek vermek için tüm Türkiye’de alkışlatılan, geçen günlerde ise ‘gidiyorlarsa  gitsinler’ denilen sağlık emekçileri, bugün haklarını alamadıkları için g(ö)reve gidiyor.

Türk Tabipleri Birliği ”Gelecek Ellerimizde” ve “Emek Bizim Söz Bizim” programı kapsamında 14-15 Mart’ta,  Genel Sağlık-İş ise 14, 15 ve 16 Mart tarihlerinde ülke genelinde iş bırakıyor. 

Hastalara reçete yazan hekimler, bir başka deyişle kendi reçetelerini de duyurmak için bir araya geliyor.

Aylardır hak arama çabası içerisinde olduklarını belirten Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sağlık ortamının tahribatına, çalışma koşullarına karşı sorunlarını ve insanca yaşanılabilecek bir ücretin verilmesi için taleplerini dile getirdiklerini söyledi.

"SİYASİ OTORİTE BUNUN DÜZELTİLMESİ İÇİN SORUMLU OLANDIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'gidiyorlarsa gitsinler' sözleri için "sanki yalnızca verdikleri ücreti beğenmiyormuşuz gibi bir açıklama yaptı" diyen Fincancı, "Sağlıkta şiddet gibi  çok daha yakıcı ve somut sorunlarımız var.  Burada önemli olan sizin gitmenize yol açan etkenleri ortadan kaldıracağız demek olmalı. Siyasi otorite bunun düzeltilmesi için sorumlu olandır. Dolayısıyla evet biz gördük, sizin sorunlarınız var bu sorunlar nedeniyle gitme çabası içerisindesiniz biz gitmemeniz için bu sırunları çözmek üzere bunları bunları yapıcaz demeleri gerekmektedir" dedi.

10 YILDA 24 KAT ARTTI

Son 10 yılda yurtdışına yerleşen hekim sayısı 24 kat arttı.  2012 yılında iyi hal belgesi almak için başvuran hekim sayısı 59 iken, 2021 yılı içinde başvuru sayısı 1405'e ulaştı. 

Ocak ayında 197, şubat ayında ise 158 hekimin yurtdışında çalışmak için başvuru yaptığını söyleyen Fincancı, "Bu sadece yurtdışına gitmeyi düşünen hekimlerin sayısı, aynı zamanda kamuda  Sağlık Bakanlığı'nın verdiği rakama göre istifaların sayısı  9 bine vardı, 3 bin kişi de emekli oldu. Yakında kamusal sağlık hizmeti verecek hekim bulamayacak insanlar. Bu hareketle özele gidin, cebinizden harcayın diyorlar insanlara. Aslında burada toplumun hekimlere sahip çıkması ve bizim sağlık hakkımız için hekimleri koruyun demesi gerekiyor" dedi. 

"HEKİMLER HASTALARINA GÜVENEMEZ HALE GELDİ"

Fincancı, "Hekimler artık hastalarına güvenemez hale geldi. ‘Ne zaman bir şiddet olayıyla karşılaşacağım, ne zaman hastam bana tabanca çekecek' kaygısı aslında sağlık hizmetini de aksatan bir ilişki modeline dönüştü. Oysa sağlık hizmeti sunabilmek için bizim karşılıklı güvene ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

"ÖZELEŞTİRİLME POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİLMELİ"

Sağlık emekçilerinin  yoksulluk sınırının altında bir ücret almasından kaynaklı taleplerinin göz ardı edildiğini söyleyen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, "Hükümet bununla ilgili bir yasa tasarısı getirse de daha sonraki süreçte bunu geri çekmiştir. 3600-7200 ek göstergeyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce verdiği bir söz vardı, bunun hayata geçirilmesini istiyoruz. Koruyucu sağlık hizmetini temel alan bir sağlık politikasını hayata geçirilmesi için bir yasal düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Özelleştirme politikalarından bir an önce vazgeçilmesini ve özel hastanelere aktarılan kamu kaynaklarının kamu sağlık hizmetleri için aktarılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"SORUMLUSU AKP'DİR"

"Sağlıkta dönüşümde yaşanan birçok olumsuzluğun sorumlusu sağlık emekçileri değil, bunun sorumlusunun bugün iktidarda olan AKP'dir" diyen Yıldırım şöyle konuştu:

"AKP iktidarının bu sorumluluğu kendi üzerinden atmak için sağlık emekçilerine yüklemesini anlamakta zorluk çekiyoruz. Bu ülkede yıllardır hizmet eden sağlık emekçileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediğinin tersine mücadele etmekten vazgeçmeyecek ve ülkelelerini terk etmeyecek."

KOCA'NIN MEKTUBUNA YANIT

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 14 Mart Tıp Bayramı öncesinde, Türkiye genelindeki tüm hekimlere ve sağlık hizmeti çatısı altında birleşen 39 meslek grubundaki çalışanlara mektup göndermişti. Koca, hekimler için kaleme aldığı mektupta, "Devletimizin sizler için en iyisini yapma kararlılığından emin olun" demişti.

AHEF örgütlenme Komisyonu Başkanı ve Hekim Birliği Sendikası Şanlıurfa temsilcisi Hacı Yusuf Eryazgan ise Koca'nın mektubuna verdiği yanıtı Cumhuriyet ile paylaştı.

Mektuba verdiği yanıtta "Hak ettiğimiz insana yakışır çalışma koşulları ve halkımızın hak ettiği sağlık hizmeti için çabalıyoruz" diyen Eryazgan, sağlık emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:

"1- Hastane, ASM, ADSM'lerde güvenliğin gerçek anlamda sağlanması için güvenlik görevlileri ve gerekli araç, cihaz gibi donanım yeterli sayıda bulunması ve kurumlara kontrollü giriş sağlanması. Şiddete karşı mücadelede daha etkin, caydırıcı yaptırım ve usuller TCK ve CMK’de yer alacak şekilde düzenlenmesi, cezası kesinleşen faillerin sağlıkla ilgili sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakılması.

2- Malpraktis davalarında hekim ve diş hekimlerinin, hakimler gibi güvence altına alınması. Kast unsuru olmadıkça, hekim hapis cezası ile yargılanmamalı ve tazminat hekime rücu edilmemeli.

3- Tüm hekim ve diş hekimleri arasında eşit işe eşit ücret anlayışı sağlanarak, aynı eğitim düzeyindeki hekimlerin statü farklılıklarından doğan ücret ayrımları kaldırılması. Genel bütçeden ödenen ve emekliliğe yansıyan tek kalem maaş düzenlenmeli ve bu maaş en az kıdemli tabip albay veya 1’inci dereceye ayrılmış 10 yıllık hakim ve savcı maaşı düzeyinde olmalı.

4- Aile Hekimliğindeki sözleşme ve ödeme yönetmeliği derhal geri çekilmesi. Aile hekimliğinde hak ediş ücretlendirmesinde 2700 nüfusa düşülse dahi aile hekiminin sorumlu olduğu nüfus 4 bin gibi hak ediş alması için katsayıların artırılması. Son 5 yıldaki cari gider kaybı yerine konmalı ve cari giderin yıllık hesaplaması, gider kalemlerine göre yapılması. Aile hekimliği için açılacak tüm binalar idare tarafından kamu binası olarak tedarik edilmesi ve aile hekimlerine tahsis edilmesi.Aile hekimlerine vekaletsiz  izin  hakkı tanınması izinde ya da raporda maaş kesintisi olmaması.Aile sağlığı çalışanı açığının giderilmesi .Aile hekimlerinden istenen bir çok raporun bilimsel temeli yok çoğu beyan ile çözülebilir geriye kalan bazı rapor çeşitlerini aile hekiminden değil sağlıklı yaşam merkezlerinde bir komisyonca verilmesi gerekir.

5- Asistan hekimlere 24 saati aşan mesai uygulamalarına son verilmesi. Asistan hekimler nöbet ücreti tehdidi ile fazla mesaiye zorlanmaması ve borçlanma senetlerinin kaldırılması. Özellikle uzmanlık ve yan dal eğitimi sonrası mecburi hizmetin kaldırılması.

Unutulmamalı ki sağlıklı, mutlu ve refah bir toplumun yolu sağlıklı hekimlerden geçer."