Türkiye genelinde yenilenebilir enerjiye ilgi arttı, yanlış seçilen yerler doğayı yok etti:
Küresel çapta artan çevre bilinci ve iklim değişikliğiyle mücadele çabaları, temiz enerjiye ilgiyi artırdı. Ülkemizde “temiz enerji” projeleri için orman arazileri, tarım alanları, meralar ve milli parkların seçilmesi doğa tahribatını da beraberinde getirdi.
Şeyda ÖztürkKüresel iklim değişikliğiyle birlikte dünya, sürdürülebilir enerjiye, yenilenebilir enerjiye yoğunlaştı. Ancak “temiz enerji” adıyla yola çıkılan rüzgâr, güneş ve jeotermal santrallar rant kapısına dönüştü.
2023 verilerine göre, Çin ve ABD GES (güneş enerjisi santralı) kurulumunda dünya rekoru kırdı. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre ise dünya genelinde 2020’den bu yana temiz enerjiye yapılan yatırımlar yüzde 40 arttı. Dünya, COP28’in (BM İklim Değişikliği Konferansı) onaylanan “yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması” hedefinden ise hâlâ çok uzak. Buna göre beş yıl içinde, RES (rüzgâr enerjisi santralı) ve GES’lerle üretilen elektriğin HES’leri (hidroelektrik santralı) geçmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminin en büyük kaynağı olaması ve nükleer enerji üretiminin de geride kalması planlanıyor.
‘ORMANA RES OLMAZ’
Türkiye’de yenilenebilir enerji için atılan adımlar ise yaşam savunucuları ve uzmanların eleştiri konusu oldu. Türkiye’de “temiz enerji” projeleri için orman arazileri, tarım alanları, meralar ve milli parkların seçilmesi doğa tahribatını da beraberinde getirdi.
RES’lerin yapılacağı alanlara büyük TIR’ların geçebilmesi için ağaçlar katledildi. HES’ler Karadeniz’in derelerini kuruttu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre 1 Ocak - 3 Haziran arasında 117 farkı RES projesi için başvuru yapıldı, 28’ine onay verildi. 380 yeni GES projesi sırada beklerken, 137’sine onay çıktı. Yeni yedi JES (jeotermal enerji santralı) projesi için başvuru yapılırken, üçü onay aldı. Bunun yanında üç farklı HES projesi onay beklerken, üçüne de “Yapabilirsiniz” dendi.
Yaşam savunucularının “Ormanda RES olmaz” sözlerine karşın RES’ler için de yanlış yerler seçildi. Bu yerler arasında Balıkesir Erdek’te 700’ün üzerinde bitki türüne sahip, tıp ve kozmetikte kullanılan endemik bitki türlerinin bulunduğu Kapıdaş Yarımadası da var. Yaşam savunucularının mücadelelerine karşın bölgedeki RES sayıları her geçen gün arttı. İçerisinde antik yol, mağara, kale ve kaya resimlerini barındıran aynı zamanda da birçok noktasında madencilik faaliyetleri devam eden Beşparmak Dağları da RES tehdidiyle karşı karşıya kaldı. İstanbul Çatalca’da Çilingoz Tabitat Parkı’nın içerisinde kalan bölgede de çalışmalar sürüyor. 300 yıllık kayın ve meşe ağaçlarının bulunduğu ormana yaklaşık 40 rüzgâr türbini kuruldu.
TÜRKİYE’NİN TEMİZ ENERJİ GÜCÜ
- Mart 2023 verilerine göre 78 ilde en az 700 GES var.
- 700’ün üzerinde HES bulunuyor. Devlet Su İşleri’ne göre bu santrallerin kurulu gücü 31 bin 680 MW civarında.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Haziran 2022 verilerine göre, 300 RES bulunuyor. Bu sayı rüzgar türbinlerini kapsamıyor.
- JES: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün 2021 verilerine göre, minimum 63 adet JES’in bulunduğu Türkiye’de lisans aşamasındaki projeler de yer alıyor.
TARIM ALANLARI SEÇİLDİ
Uzmanların, “Orman habitatlar her haliyle son derece önemli. Verimsiz orman olarak adlandırılan yerler de karbon yutağı olabilir” söylemlerine karşın Orman Kanunu’nda yapılan değişikliklerle birlikte taşlık, kayalık verimsiz olarak nitelendirilen orman alanlarında GES’lerin önü açıldı. Ayrıca kanunlarla birlikte koruma altında olması gereken tarım arazileri ve meralarda da güneş panelleri koymak için çalışmalar devam ediyor.
İzmir Karaburun’daki zeytin ağaçlarının bulunduğu alana güneş panellerinin konması için süreç başladı. Proje gerçekleşirse alanda bulunan 30 bin zeytin ağacı tehlikeye girecek. Kalyon Holding de Şanlıurfa Viranşehir’de yurttaşların hayvancılık yaptığı mera arazisinde 160 bin panel yerleştirecek. Muğla Milas’taki projeye de onay verilirse orman ve tarım arazilerinden oluşan 69.41 hektarlık yani 97 futbol sahası büyüklüğündeki alanda GES kurulacak. Zeytin ağaçlarının bulunduğu alana panel kurulacak.
VADİLER SUSUZ KALDI
Karadeniz’in vadilerine kurulan HES’ler suları kuruttu. Bu projeler tarım, hayvancılık ve doğal yapıyı da etkiledi. Dünyanın korunması gereken 200 ekolojik bölgesi arasında gösterilen Fırtına Vadisi’nde de yıllardır HES’e karşı süren mücadele devam ediyor. Yeraltı kaynaklarının ısısını kullanarak enerji üreten JES’ler de özellikle Aydın bölgesinde yaygın. Aydın Germencik’te yürütülen JES projesiyle birlikte 1500 zeytin ve incir ağacının kuruduğu gündeme gelmişti.
ARHAVİ’DE HES PROTESTOSU
Artvin Arhavi’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce 545 maden sahası ilan edilen alan içerisinde 10 köyün de yer almasına ve ilçede kurulacak hidroelektrik santralına (HES) karşı önceki gün eylem düzenlendi. Çifteköprü bölgesinde toplanan bölge halkı ve yaşam savunucularına milletvekilleri ve belediye başkanları destek verdi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurtoğlu, bölgede üç tane daha HES olduğuna dikkat çekerek “Toplam 4 HES’lik bir baskı olmuyor, tersine kümülatif etki dediğimiz durum söz konusu. Yani buradaki bir HES’in yapacağını 4 HES 4’le çarpılmış değil, 10’la çarpın o kadar etkisi oluyor. Üstelik bütün HES’ler yapıldığı zaman Türkiye’nin 2030’da ihtiyacı olan enerjinin sadece yüzde 3.25’ini elde edebileceğiz” diye konuştu.
Gelecekte bölgeyi bekleyen tehlikeye dikkat çeken maden mühendisi Fazlı Zoroğlu ise “İçecek su, yiyecek, ekmek bulamayacağız, yaşam şansı ortadan kalkacak, çekeceğimiz her nefes bize zehir ve kanser olarak geri dönecek ve isteseniz de burada duramayacaksınız” uyarısı yaptı.
YARIN: PLANSIZ PROJELER DOĞAYA DA SAĞLIĞIMIZA DA ZARAR VERİYOR.