Türkan Saylan’a FETÖ kumpasının 13. yılı: 13 Nisan 2009'da ne olmuştu?
FETÖ'nün Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne (ÇYDD) yönelik başlattığı kumpasın üzerinden 13 yıl geçti. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, o 'kapkara günü' Cumhuriyet'e anlattı. Yüksel, gazetemizdeki yazıyı, 'FETÖ’nün yaptıklarının asla unutulmaması ve bir daha böyle acıların yaşanmaması' için yazdığını aktardı.
cumhuriyet.com.trFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), Ergenekon kumpası kapsamında 2009 yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, dernek yöneticileri ve üyelerine kurduğu kumpasın üzerinden 13 yıl geçti.
Atatürkçü ve Cumhuriyetçi kimliğiyle bilinen Türkan Saylan, hayatı boyunca çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif rol almış; sağlık, eğitim, siyaset alanlarında önemli faaliyetler gerçekleştirmişti.
FETÖ'nün organize ettiği Ergenekon kumpası dahilinde düzmece suç isnatlarıyla 13 Nisan 2009 tarihinde oturduğu ev ve başkanlık ettiği ÇYDD'nin çeşitli merkezlerinde aramalar yapıldı, bazı ÇYDD yöneticileri gözaltına alındı, birçok bilgisayar ve belgeye el konuldu.
2009 yılında hayatını kaybeden Türkan Saylan, kumpasın çökmesiyle 2019 yılında davadan beraat etti.
13 NİSAN 2009: KAPKARA BİR GÜN
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Saylan ve arkadaşlarına kurulan kumpasın 13. yılında, gazetemize özel bir yazı kaleme aldı. 13 Nisan 2009'u 'kapkara bir gün' olarak niteleyen Yüksel, o günü, "Hiçbirimiz böyle bir güne değil, sağlıklı, üretken, mutlu bir güne uyanmayı düşünüyorduk. Çoğumuz henüz uykuda iken, güm güm çalan kapı ile uyandı, kapıyı açtığında bir dolu polis ile karşılaştı, adeta şok oldu. Ne olmuştu, niçin çok sayıda polis kapıda bekliyordu? İnanması zor bir durum ama gerçekti" ifadeleriyle anlattı.
FETÖ'YE GÖRE ÇYDD'NİN 'YOK EDİLMESİ GEREKİYORDU'
Yüksel, yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Sonraki yıllarda, FETÖ terör örgütü olarak öğrendiğimiz bu yapılanma, Atatürk Cumhuriyeti’ni yok etmek için çalışıyordu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de (ÇYDD) Atatürk devrim ve ilkelerini yaşatmak, yeni nesillere aktarmak için gönüllü emek veren bir dernekti, onlara göre yok edilmesi gerekiyordu."
"KAN TAHLİLİ ALINIYORKEN POLİS GELDİ..."
"13 Nisan sabahı ÇYDD Genel Merkez ve şubeleri, yöneticilerin ev ve işyerleri polis baskınına uğradı, gün boyu süren aramalar yapıldı" diyen Yüksel, "Efsane Genel Başkanımız Prof. Dr. Türkan Saylan, hasta idi. O sabah kemoterapi öncesi kan tahlili için eve hemşire gelmiş, kan örneği alıyorken kapısı çalındı, eve çok sayıda polis girdi. Ben de, hafta sonu Türkan hocamızı görmeye gelmiş, o günün sabahında, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda göz altına alınmıştım" sözlerini kullandı.
"BURADA NE İŞİMİZ VARDI?"
"Türkan Hocamızla da konuşurken kapının çaldığına geldiklerine tanık olmuştum" ifadelerine yer veren Yüksel, yazısında "Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde yalnız olmadığımı anladım, 37 kişi idik aramızda ÇYDD bursu alan gençler de vardı. Hepimiz masumduk, burada ne işimiz vardı?" diye sordu.
"EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI"
Yüksel, yazısına şöyle devam etti:
"Dört gün boyunca kara mizah örneği anılarla, birbirimizle tuvalet koridorunda görüşerek, şarkılar, türküler, marşlar söyleyerek, bulunduğumuz yerde birlikte spor yaparak, bir kere de zimmetlendiğimiz ikişer çevik kuvvet polisi ile Adli Tıp muayenesine götürülerek vakit geçirdik.
FETÖ iyi çalışıyordu, beni tutuklatacak planı da yapmıştı ama evdeki hesap çarşıya uymadı, hazırladıkları belgenin sahte olduğunu içine yazdıkları yanlış bilgilerle bize sunmuş oldular."
"6.5 YIL BOYUNCA YARGILANDIK"
"Dört gün sonra, Beşiktaş Adliyesi’ndeydik" sözlerini kullanan Yüksel, "O sabah Bakırköy Kadın Tutukevi’nde devam eden süreç, avukatım Hüseyin Karataş’ın delilli itirazı sonucu sekiz gün sonra tahliye ile sonuçlandı. Bir buçuk yıl sonra üç kişi hakkında iddianame hazırlandı, 6.5 yıl boyunca yargılandık. Yapanların FETÖ olduğuna karar verildi, bir kumpasa uğradığımız ifade edildi, beraat kararı çıktı" dedi.
Metni, FETÖ’nün yaptıklarının asla unutulmaması, genç nesillere aktarılması, bir daha böyle acıların yaşanmaması için yazdığını aktaran Yüksel, "Atatürk Cumhuriyeti ile yaşamak hakkımız. Atatürk’e saygımız sonsuz" ifadelerini kullandı.