Turizm göllerinde 'iklim krizi' ile yok olma tehlikesi
Uzungöl ve Sera Gölü'nde, yağış rejiminde değişkenliğe yol açan küresel iklim değişikliğinin etkileriyle su seviyesi azaldı, göl tabanlarında kirliliğin yanı sıra tortu taşınımı, çamur ve yosunlaşma arttı. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, iki gölün alarm verdiğini belirterek, "Göller de tıpkı insanlar gibi doğar, gelişir ve ömürlerini tamamlarlar" dedi.
Küresel iklim değişikliği ve kuraklığın etkileriyle görülen ani, lokal ve şiddetli yağışların, sel, taşkın ve heyelanlara neden olduğu Doğu Karadeniz'de yağış rejiminde değişkenlik, doğada bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor.
Trabzon'un Çaykara ilçesinde, yerli-yabancı binlerce turistin uğrak yeri olan dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl ile Akçaabat ilçesinde doğal güzelliğiyle öne çıkan tabiat parkı Sera Gölü, küresel iklim krizinin etkilerinden nasibini aldı.
ALARM VERİYOR
Tabiat harikası turizm göllerinde son yıllarda su seviyesi azalırken, göl tabanlarında ise kirliliğin yanında tortu taşınımı, çamur ve yosunlaşma arttı.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, dip tarama ile yapılan iyileştirme çalışmalarının uzun vadede sürdürülebilir olmadığını belirterek, "Göller de ömürlerini tamamlarlar. Göllerin ömürlerinin tamamlanmasında 3 temel faktör var. Bunlardan bir tanesi göle giren sedimanların zaman içerisinde artıp, gölü sığlaştırması. Diğeri, iklim değişimine bağlı olarak buharlaşma. Bir diğer faktör de insanların çevreye verdiği önem, gölün kirlenmesi. Buharlaşmanın artması, kirlilik ve suyun yosunlaşması, göl içerisindeki hayatın tamamıyla yok olmasıyla göller eninde sonunda sığlaşacak ve bataklığa dönüşecektir. Trabzon'un göl turizminde 2 gölü öne çıkıyor. Bunlardan biri Sera Gölü, diğeri de Uzungöl. Yüzyılı aşkın yaşları olan bu göller bugün artık alarm vermeye başladı. Yani sığlaşıyor, kirleniyor ve ömürlerinin artık bitme noktasına geldiğini bize gösteriyor" dedi.
'ANA FAKTÖR İKLİM DEĞİŞİMİDİR'
Göllerin ömürlerinin tükenmesini, iklim değişimiyle ilişkilendiren Prof. Dr. Bektaş, "Göller de tıpkı insanlar gibi doğar, gelişir ve ölür. Bu iki göl şu anda ölüme doğru, yani sonlarına doğru bir gidişatı vardır. Tabii ki nasıl ki insanlar ömürlerini uzatmak için birtakım önlemler alıyorsa, bu göllerin de ömürlerini uzatmak için birtakım önlemler alıyoruz. Bunların başında dip taraması geliyor. Yani sığlaşan gölü, dolan gölü ne yapıyoruz? Zaman zaman taramayla oradaki balçıkları, kumları, çakılları çekip alıyoruz ve gölün derinleşmesine neden oluyor. Ama öte yandan setler de yapıyoruz. Yani uzun eksen boyunca veya derenin yan kolları boyunca birtakım setler de koyarak dereye daha fazla sedimanın girmesini önlemeye çalışıyoruz. Bu iki gölün ömürlerinin hızlıca tükenmesinde ana faktör nedir derseniz, Trabzon ikliminin değişimidir" diye konuştu.
GÖL TURİZMİNE YAPAY GÖL ÖNERİSİ
Trabzon'un iklim değişimine dair veriler de paylaşan Prof. Dr. Bektaş, "Son 50 yıla baktığımız zaman Trabzon'da sıcaklığın önemli bir şekilde arttığını görüyoruz. Yine buna bağlı olarak da yağışın az çok arttığını görüyoruz. Bu 2 temel faktör Trabzon'un veya çevresinin yarı tropikal bir iklime dönüştüğünü gösteriyor. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında sel ve heyelanların artmasına neden oluyor. Netice itibarıyla göllerin ölüme doğru gidişatını hızlandıran temel faktör ne oluyor? Doğu Karadeniz Bölgesinin iklim değişimi oluyor. Doğu Karadeniz'de göl turizmi oluşturacak yapay göllerle sürdürülebilir" ifadelerini kullandı.