TÜİK önünde darbedilen Birleşik Kamu İş Başkanı Mehmet Balık: AKP iktidarı hesap verecek, az kaldı, geldikleri gibi gidecekler
TÜİK önünde darbedilen Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Başkanı Mehmet Balık,
ANKABirleşik Kamu İş Konfederasyonu Başkanı Mehmet Balık, TÜİK önünde polisin sert müdahalesi sonucu konfederasyon Mali Sekreteri Mücahit Dede’nin kalp krizi geçirdiğini, ameliyata alınıp stent takıldığını, kendisi dahil birçok arkadaşının emniyette ve araçta darbedildiğini söyledi.
Balık, “AKP iktidarı hesap verecek, az kaldı ne kadar kaçarsa kaçsın bir yıl sonra halkın önünde olacak. Geldikleri gibi gidecekler. Bu ülkenin tüm varlıklarını sattılar, yandaşlarına peşkeş çektiler. Bunun hesabını soracağız ve hak ettiğimiz ücretleri, yaşam koşullarını kazanacağız” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcı Veli Ağbaba da “Bir gün önce Erdoğan Türkiye özgürlükler ülkesi, demokrasi ülkesi diyor biz de buradan diyoruz ki yesinler senin yalanını, sevsinler seni. Türkiye’yi polis devletine çevirdi, anayasal hakkını kullanan herkesi susturmaya çalışıyor, Kamu İş üyeleri senin karşında diz çökmez” diye konuştu.
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Başkanı Mehmet Balık, bu sabah TÜİK önünde yapmak istedikleri açıklama polis tarafından engellenip, sert müdahale ile gözaltılar yaşanması üzerine akşam saatlerinde konfederasyon merkezi önünde basın açıklaması yaptı. açıklamaya CHP’li Veli Ağbaba da katıldı.
Mehmet Balık, şunları söyledi:
“4 TEMMUZ’DA SON RAKAMLAR AÇIKLANACAK O GÜN YENİDEN TÜİK’İN ÖNÜNDE OLACAĞIZ; BAKALIM KİM DAHA GÜÇLÜ”
- Eylemde bizi darbetti. Herhangi bir itirazımız girişimimiz yokken sadece basın açıklaması yapmak iken bir andan emniyetsiz emniyet müdürlüğünün, emniyet müdürlüğü ama asla emniyet yok, personelinin ağır darbesi ile karşı karşıya kaldık, Biber gazları, hakaretler bir yanda arkadaşlarımız yerde. Bizler devlet memurlarıyız, onurlu şerefli insanlarız, eğer bir emniyet müdürü yakasındaki yıldızı ile gelip ‘şerefsizler, onursuzlar’ diyorsa ben o sözü onlara ve müdürlerine iade ediyorum. Bizler bu onuru Atatürk’ten şerefi de ailelerimizden aldık ve asla birinin bize ‘şerefsiz onursuz’ demesine izin vermeyeceğiz. TÜİK’in rakamları ortada yüzde 73.3’lük enflasyon yaşanıyor hiçbir şey yokmuş gibi davranmamız isteniyor. TÜİK’in açıkladığı her rakamı 3’le çarpmak gerekiyor. Bugün Mali Sekreter’imiz Mücahit Dede orada kalp krizi geçirdi, anjiyoya alındı, stent takıldı. Suat arkadaşla emniyette birlikteydik, Namık arkadaşın burnu kırıldı, Doğan arkadaşımız darbedildi emniyette yerlerde sürüklendi. Beni arabaya karga tulumba atıp darbettiler, bunların hesabı AKP iktidarına mutlaka soracağız. 4 Temmuz’da son rakamlar açıklanacak o gün yeniden TÜİK’in önünde olacağız; bakalım kim daha güçlü. Buradan tüm halkımızı ve TBMM’de grubu olan siyasi partileri TÜİK’in önünde olmaya çağırıyorum. Tüyü bitmemiş yetimin, esnafın, herkesin hakkını da koruyacağız bu bizim görevimiz sonuna kadar mücadele edeceğiz.
“AZ KALDI NE KADAR KAÇARSA KAÇSIN BİR YIL SONRA HALKIN ÖNÜNDE OLACAK. GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER”
- Son yaptığımız araştırmaya göre, ülkedeki gıda açlık sınırı yüzde 160. TÜİK’in resmi rakamı yüzde 73. TÜİK, bu ay yüzde sıfır bile çıkarsa kamu çalışanlarına ve 13 milyon emekliye en az yüzde 40 zam vermek zorunda. Konfederasyonumuzun açıkladığı yoksulluk sınırı 19 bin 500 lira, Türk-İş’in, ENAG’ın açıkladığı 19 bin-20 bin lira. 20 bin liranın yoksulluk sınırı olduğu bir yerde profesör bile geçinemezken 3 bin lira alan emekli ne yapsın? Buradan o yandaş konfederasyonlara Memur-Sen’e, Kamu-Sen’e ve onların siyasi ortaklarına sesleniyorum; aklınızı başınıza alın, emekçiyle birlikte olun, birlikte olmazsanız bunun cezasını çekeceksiniz. Alanlarda bir bir soracağız. AKP iktidarı hesap verecek, az kaldı ne kadar kaçarsa kaçsın bir yıl sonra halkın önünde olacak. Geldikleri gibi gidecekler. Bu ülkenin tüm varlıklarını sattılar, yandaşlarına peşkeş çektiler ama bunun hesabını sormaya bir yıl kaldı. Bunun hesabını soracağız ve hak ettiğimiz ücretleri, yaşam koşullarını kazanacağız. Bu mücadeleyi hep birlikte yapacağız.
AĞBABA: YESİNLER SENİN YALANINI, SEVSİNLER SENİ
CHP Genel Başkan Yardımcı Veli Ağbaba da şöyle konuştu:
- Türkiye’de bugün olağan bir günü yaşıyoruz, her yapılan eylemde AKP baskıyı ve zulmü artırarak devam ediyor Birleşik Kamu-İş’in yaptığı kendi üyelerin hakkını korumak. TÜİK geçtiğimiz dönemde madde sepetini açıklamamaya başladı, AKP TÜİK eliyle kamu çalışanlarına vereceği maaşı düşürmeye, cebindeki parayı çalmaya çalışıyor. Buna da Birleşik Kamu-İş tepki gösteriyor. Onları polis de AKP de tanıyor bunların elinde sopa, şiddet yok sadece kalemleri var ama emir veren zalimler bu insanlara Ankara’nın göbeğinde saldırabiliyor. Bir gün önce Erdoğan Türkiye özgürlükler ülkesi, demokrasi ülkesi diyor biz de buradan diyoruz ki yesinler senin yalanını, sevsinler seni. Türkiye’yi polis devletine çevirdi, anayasal hakkını kullanan herkesi susturmaya çalışıyor, Kamu İş üyeleri senin karşında diz çökmez. Sana rağmen bu insanlar örgütleniyor, senin engellemene rağmen bu insanlar büyüyor. Hem memurlarımızın hem Birleşik Kamu-İş’in yanındayız, onların karşısında. Boyun eğmeyeceğiz bu şiddetin de yapıtlarınızın da hesabını soracağız. Kimin şerefli olup kimin şerefsiz olduğunu da kamuoyu biliyor. Bu insanlar harama el atmamış, hırsızlık yapmamıştır. Bu ülkede kim insanların cebinden para çalıyorsa, insanlar üzerinden baskı kuruyorsa o namussuzdur. Cumhurbaşkanı sürtük, çürük diyor ondan emir alanda da şerefsiz diyor. Bu insanlar eyleme müdahale eden polisin de hakkını savunuyor bir taraftan sürtük, çürük, bir taraftan şerefsiz siyasetin geldiği seviye bu.
KADEM ÖZBAY: BİZE O ŞİDDETİ UYGULAYAN, HAKARETİ EDENLERİN İNSANCA YAŞAMASI İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şunları söyledi:
- Kamu emekçilerine acımasız bir şiddetin uygulandığına şahitlik ettik. Bu Türkiye’nin acı bir fotoğrafı. Bugün kamu emekçilerinin, işçilerin, bütün emekçilerin sofrasından ekmeğini zeytinini çalmaya sebep olan TÜİK’le ilgili kendi evinin önünde ne yaptığının farkına varması gerektiğini en demokratik olan basın açıklaması ile ifade etmek istedik. Yine bir kamu emekçisi olan güvenlikten sorumlu olan bizler gibi yoksulluk sınırının altında ücretle yaşamını sürdürmeye çalışan polis memurları kanunsuz bir emri uyguladı. Bize o şiddeti uygulayan, hakareti edenlerin de çocuklarının bu ülkede özgürce yaşayabilmesi, demokratik haklarını kullanabilmesi için insanca yaşaması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Eğitim İş ve Birleşik Kamu İş bu konudaki mücadelesini sürdürecek.
ALAY HAMZAÇEBİ: EMEKÇİLERE ÇAĞRI YAPIYORUZ; YANDAŞ SENDİKALARA MAHKUM DEĞİLSİNİZ, GELİN ALANLARA BU DÜZENİ BERABER YIKACAĞIZ
Büro İş sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi de şöyle konuştu:
- Kamu çalışanlarının, emekçilerin sesi olmak bu soyguna dur demek için alanlardaydık, şiddete maruz kaldık. Dolar aldı başını gidiyor, kur korumalı mevduat verdi bunların bedeli hep dar gelirli kesimden gidiyor. Sermaye, zengin parasına para katıyor, bankaların karları katlanarak gidiyor. Bu hükümet memur düşmanı, biz alanlardayız kimse korkmasın. Çoğunluk biziz, hakkımızı söke söke alacağız. 3600 fiyaskosu, dağ fare doğurdu. Bunda büro memurları diğer alanlar yok. Sağlıkta bile içine dinamik koydu. Kendi içinde bir çelişki var hani veriyordun milyonlarca memura. Bürodakine vermiş 800, o da yılbaşından sonra cebine girmeden geri gidiyor. Emekçilere çağrı yapıyoruz; yandaş sendikalara mahkum değilsiniz, gelin alanlara bu düzeni beraber yıkacağız.