TTB Merkez Konseyi'nin görevden alınmasına İzmir’den tepki

İzmir Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin mahkeme kararıyla görevden alınmasına tepki gösterdi. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Yüce Ayhan, “Bizler hekimler olarak, tabip odaları olarak, TTB olarak sadece görevimizi yaptık. TTB örgütsel bütünlüğüne yapılan müdahaleyi kabul etmiyoruz! Bu kararın siyasi iktidar ve ortaklarının, gösterdiği hedef doğrultusunda alındığına inanıyoruz” dedi.

ANKA

Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan davada dün kararını açıkladı. Mahkeme, TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevlen alınmasına karar verdi. Karara tepki gösteren İzmir Tabip Odası üyeleri, bugün oda binası önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklamaya İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de destek verdi.

Oda binasının duvarına “TTB Susturulamaz” yazılı pankart asılırken açıklamada, “Faşizme ölüm halka hürriyet”, “TTB susmadı, susmayacak”, “Baskılar bizi yıldıramaz” ve “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı.

"TABİP ODALARI OLARAK, TTB OLARAK SADECE GÖREVİMİZİ YAPTIK"

İzmir Tabip Odası adına ortak açıklamayı, Oda Genel Sekreteri Yüce Ayhan yaptı. Ayhan, “Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, dün yapılan 7. duruşmada Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin görevden alınmasına karar verdi. Siyasi iktidarın meslek örgütlerine yönelik tek tipleştirme ve kendi görüşlerine göre uyarlama emellerinin bir tezahürü olan bu kararın hukukun ötesinde bir sürecin sonucu olduğuna inanıyoruz. TTB olarak biz, Türkiye’de, 21 yıldır hastaları müşteri, sağlık kuruluşlarını ticarethane haline getirme zihniyetiyle uygulanan, hekimler ve sağlık çalışanlarını birer bant işçisi gibi çalışmaya zorlayan Sağlıkta Dönüşüm programına boyun eğmedik… TTB olarak biz, uygulanan ekonomik politikalarla ailelerin açlık sınırı altında yaşatılmasına; açlığın ve yoksulluğun yarattığı hastalıklara; çocuklarının bedensel ve ruhsal olarak gelişim geriliğine mahkum edilmesine; üniversite öğrencilerinin, büyük kentlerin ortasında barınaksız, aç, susuz bırakılmalarına duyarsız olmadık… Bizler hekimler olarak, tabip odaları olarak, TTB olarak sadece görevimizi yaptık” diye konuştu.

"TTB ÖRGÜTSEL BÜTÜNLÜĞÜNE YAPILAN MÜDAHALEYİ KABUL ETMİYORUZ"

“TTB örgütsel bütünlüğüne yapılan müdahaleyi kabul etmiyoruz!” diyen Yüce Ayhan, “Bu kararın siyasi iktidar ve ortaklarının, gösterdiği hedef doğrultusunda alındığına inanıyoruz. Demokrasinin gereği olarak, TTB’nin seçilmiş organlarıyla ilgili kararı, yine seçimler sonucunda hekimler verecektir. Sağlıkta dönüşüm adı altında sürdürülmekte olan sağlığın ticarileşmesi sürecinin büyük oranda amacına ulaştığı ve endüstrileşme yoluna girdiği, hekimlerin performansına göre değerlendirildiği; hastanın sistemin parasal kaynağı olarak görüldüğü, endüstrinin kurallarına uyan hastanelerin ayakta kalıp diğerlerinin yok edildiği ve hatta Sağlık Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinin bile sadece bir denetleyici mekanizmaya dönüşmesinin gündemde olduğu bu yeni sağlık ortamında, sağlığın temel insan hakkı olması gerektiği konusunda taviz vermeyen, küresel neoliberal dalgadan beslenen siyasi erkin ayağına dolaşan, muhalif kimliğe sahip bir TTB istenmemektedir” ifadelerini kullandı.

"SUSMADIK SUSMAYACAĞIZ, KORKMADIK KORKMAYACAĞIZ"

Mücadelelerini sürdüreceklerini anlatan Ayhan, “Esas amacın, siyasi iktidara bağlı, iktidarın tüm söylem ve eylemini alkışlayan, üyelerinin ve toplumun yararını umursamadan gücün yanında yer alan, akıl ve bilimin yanında olmayı değil de otoriter iktidardan aldığı emirle yol almayı seçen, nitelikten yoksun politik skandallardan geçilmeyen rant projelerini onaylamayı kendine görev sayan, mesleki ahlak ve evrensel etik ilkelerden yoksun sözde meslek birlikleri şeklinde yandaş bürolar kurmak olduğu açıktır. Fakat, bizler mesleğe başlarken bir ant içtik: Tıbbi bilgilerimizi hastaların yararına ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağımıza, tehdit ediliyor olsak bile tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağımıza, özgürce ve onurumuz üzerine and içtik. Susmadık, susmayacağız… Korkmadık, korkmayacağız. Tehdit altında olsak bile hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, bu topluma ve bu topraklara sahip çıkmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Basın açıklamasının ardından İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri paydaşları da kürsüye çıkarak açıklamalarda bulundu.