TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakim karşısına çıkıyor

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik açıklamaları gerekçe gösterilerek hakkında "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan dava açılan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak.

DHA

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Irak’ın kuzeyinde TSK’nin kimyasal silah kullandığı iddialarının araştırılmasına yönelik sözleri gerekçe gösterilerek 26 Ekim 2022'de İstanbul'da gözaltına alındı.

Ankara'ya getirilen Fincancı, Emniyet'teki işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve yetkisizlik kararıyla İstanbul'a gönderilen iddianamede, Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından ihbarda bulunulduğu, yapılan incelemede Fincancı'nın yayına katıldığı televizyon kanalının terör örgütü PKK ile irtibatlı olduğunun tespit edildiği belirtiliyor.

'TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI' İDDİASI

Canlı bağlantıda Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı unvanını da kullandığı belirtilerek, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisine yasal olarak vermiş olduğu resmi bir unvan ile PKK silahlı terör örgütünün yayın organında terör örgütü propagandası yaptığı" öne sürülüyor.

Bağlantı sırasında ekran görüntülerinde PKK silahlı terör örgütü üyelerinin resimlerinin bulunduğu ve propaganda yapmak kastıyla arka fon resmi kullanıldığı aktarılıyor.

7,5 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Şebnem Korur Fincancı'nın "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Fincancı, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.  

KORUR İÇİN ORTAK AÇIKLAMA

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), duruşma öncesi ortak bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, Şebnem Korur Fincancı’nın uzmanlık alanına ilişkin kendisine yöneltilen bir soruya, bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak verdiği yanıtın soruşturma gerekçesi yapılması eleştirilerek, "Türkiye’nin de imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde açıkça belirtildiği gibi sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle, her türlü karalama, damgalama, keyfi soruşturma ve yargılamalara karşı bizzat kamu gücü tarafından korunması gerekirken ağır bir yargısal tacize maruz bırakıldı” denildi.

Siyasal iktidarı ve yetkilileri, Fincancı şahsında tüm insan hakları savunucularına yönelik her türlü tacize son vermeye çağıran açıklamada,  şunlar kaydedildi:

“Şebnem Korur Fincancı, hiçbir şekilde yalnız olmadı ve yalnız değildir. İlk günden itibaren gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında, hukuksuzluğun giderilmesi ve sevgili Şebnem’in bir an önce özgürlüğüne kavuşması amacıyla umut ve heyecan verici muazzam bir dayanışma ortamı oluştu. Dayanışmanın onarıcı, değiştirici ve dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Şimdi bu dayanışma ortamını daha da büyütmenin zamanıdır. Yani iyi hekimliğe, bilme, insan hakları, hukuk ve demokrasi değerlerine sahip çıkmanın tam da zamanıdır.”