TMMOB’dan ‘ormanlar’ için yasa çağrısı

TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi, yazılı bir açıklama yaparak, orman alanlarının orman vasfından çıkarılmasına tepki gösterdi. Anayasa’nın 169. ve 170. maddelerinde yer alan ‘Yanan ormanların yerine orman yetiştirilir, bu yerlerde başka bir çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz” kısmının hatırlatıldığı açıklamada, “Yanan orman alanlarının hiçbir koşulda orman vasfının değiştirilmemesini garanti altına alacak yasal düzenlemelerin yapılması için ses çıkartmaya davet ediyoruz” denildi.

İZMİR / Cumhuriyet

Türkiye’de ve Ege Bölgesi’nde son bir haftada meydana gelen orman yangınlarıyla mücadele edilirken TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi, yanın ormanların orman vasfından çıkarılmalarına tepki gösterdi. “Bu metin; Ülkemizin birçok yerinde yaşanan ve İzmir’de bir felakete dönüşen yangınlar sonrası, geleceğe umutla bakabilmek için ses yükseltecek tüm yurttaşlarımıza bir dayanışma çağrısıdır” ifadeleriyle başlayan açıklamada, orman yangınlarının da deprem gibi doğal afet  olduğu ancak insan ihmali ve etkisi ile bir felakete dönüştüğü vurgulandı.

Kurumların ormanları korumak için gerekli hassasiyeti göstermediği aktarılan açıklamada, “Anayasa’nın 169. ve 170. maddelerinde tariflenen sorumluluklar doğru bir şekilde yerine getirilmemektedir. Maalesef her türlü olumsuzluğa karşı korunması gerekli orman arazilerinin Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile orman alanı dışına çıkartılması, yangınlar sonrası ormanlık alanların yapılaşmaya açılması son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız ve topluma kanıksatılmak istenen, normalleştirilmeye çalışılan durumlardır.  Onlarca insan ömrüne tanıklık etmiş ormanların yaşanan felaketler sonrası niteliklerinin değiştirilmesi kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.

YASA İÇİN DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Yaşanan felaketlerin tekrarlanmaması için atılması gerekli öncelikli adımların sıralandığı açıklamada, “Orman yangıları ile henüz gerçekleşmeden mücadele etmektir. İhmaller sonucu çıkan yangınların en önemli nedeni toplumun bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemesi, sorumlu kurumlan bu konuda yeterli çalışmaları yürütmemesidir. Ormanlara yapılan kasıtlı müdahaleleri önlemenin önündeki en büyük engel ise, bu alanların vasıflarının değiştirilebilir olmasıdır. Geleceğe sağlıklı bir evre, yasanabilir kentler ve doğa ile barış içerisinde yasayan bir toplum bırakmayı sorumluluk edinen her yurttaşımızı, bu sorumluluğu taşıyarak bizleri temsil eden tüm temsilcilerimizi, 'Yanan orman alanlarının hiçbir koşulda orman vasfının değiştirilmemesini'  garanti altına alacak yasal düzenlemelerin yapılması için ses çıkartmaya, Anayasa’nın 169. maddesinde bulunan ‘yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz hükümlerinin istisnasız bir şekilde uygulanması için dayanışmaya davet ediyoruz” denildi.