TMMOB raporunda AKP iktidarının deprem sürecini yönetemediği belirtildi

Deprem bağışlarının nereye harcandığı sorusu güncelliğini korurken raporda, iktidarın depremin nedenini ve sonucunu gizlemeyi bir politika haline getirdiğine dikkat çekildi.

Cengiz Karagöz

Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerin üzerinden 6 ay geçti ancak bölgede başını barınma ve su sorununun çektiği sorunlar güncelliğini koruyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) depremin 6. ayına ilişkin 554 sayfalık kapsamlı bir rapor hazırladı.

‘CAN KAYBI GİZLENDİ’

Raporda, iktidarın depremin nedeninin ve sonucunu gizlemeyi bir politika haline getirdiğine ve deprem kayıplarının tam olarak açıklanmadığına dikkat çekildi. Ayrıca depreme müdahalenin “parti reklamı”na dönüştürüldüğü ve bu durumun afetin yol açtığı yıkımın olumsuz sonuçlarını daha da büyüttüğüne dikkat çekildi.

Rapora göre 6 Mart tarihi itibarıyla 1 milyon 712 bin 182 binada hasar tespit çalışması yapıldığı, 35 bin 355 binanın yıkıldığı, 17 bin 491 binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 179 bin 786 binanın ağır, 40 bin 228 binanın orta hasarlı olduğu tespit edildi. TMMOB raporunda bölgede yapılan inceleme çalışmaları ve bölge halkının aktarımlarından, depremde yaşamını yitirenlerin gerçek sayısının resmi olarak açıklanan sayıdan çok daha fazla olduğunun anlaşıldığına vurgu yapıldı.

‘ORGANİZASYON YOK’

Depremden etkilenen kentlerde ilk iki gün hiçbir alanda organize bir çalışma yürütülemediğine dikkat çekilen rapoda, “Kriz merkezi kurulmamış, aramakurtarma çalışmalarına başlanmamıştır. Aramakurtarma çalışmalarının geç başlaması ve iyi yönetilememesi can kaybının artmasına neden olmuştur” ifadelerine yer verildi.

Deprem öncesi hazırlık çalışmaları kapsamında deprem öncesinde kurulacak çadır kentler için gereken çadırların tedarik edilmesi, geçici barınma alanı olarak kullanılabilecek alanların belirlenmesi ve altyapı çalışmalarının tamamlanmış olması gerektiğinin altı çizilirken yaşanan depremlerin bu bağlamda hiçbir çalışmanın yapılmadığını ortaya çıkardığı kaydedildi.

‘TARIM ARAZİSİNE BİNA’

Deprem hasarlarının yaygın olduğu bölgelerin, verimli tarım arazileri üzerinde planlanmış şehirler olduğu belirtilen raporda, “Ana kayanın derinde olduğu zayıf zemin koşullarında, hatta sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde yapılan 10-15 katlı ve taşıyıcı sistemi esnek yapılar ağır hasar almış veya toptan göçmüştür” denildi.

TMMOB, molozların döküldüğü yerlerin çoğunlukla yerleşim alanları, tarımsal üretimde kullanılan tarla ve bahçeler, hayvan otlatma alanları, dere yatakları vb. olduğuna da işaret etti.

TMMOB RAPORUNDA ÖNE ÇIKAN MADDELER

  • Kahramanmaraş depremlerinde toptan göçen veya hasar alan binaların bir kısmının 2000 yılı sonrası yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Hatta birkaç yıl öncesi gibi çok yakın geçmişte yapıldığı ifade edilen ve 2019 yönetmeliği ile dahi tasarlanmış olabilecek binalarda da toptan göçmeler olmuştur.
  • Depremin 10 ilde aynı anda gerçekleşmesi, devletin tüm kurumlarını âdeta paralize etmiş, sonuçları büyük acılar yaratan organizasyon ve koordinasyon eksikliklerine neden olmuştur.
  • Sıcak yemek imalatlarının bir kısmının açık alanlarda gerçekleştirilmesinden dolayı pişirme süreçlerinin enkaz tozları, kirli su sıçraması ve diğer risk faktörü bulaşanlarına maruz kaldığı görülmüştür.
  • Kadınlara özgü sorunların başında ise fiziksel/biyolojik sorunlar gelmektedir. Yaşanan birçok sağlık probleminin yanı sıra gebelerin bakımı, doğum kontrol hizmetlerine erişim zorluğu, bebek bakım olanakları ile çocuk yaşam ve sağlık hizmetlerinin yetersiz olması ilk göze çarpan eksiklerdir. Ayrıca engelliler için önceden hazırlanmış bir afet planının olmadığı ortaya çıkmıştır.
  • Depremlerin ardından aylar geçmesine rağmen 11 ilimizde hayat hâlâ normale dönememiştir, bu illerde eğitim sağlıklı ve düzenli biçimde sürdürülememektedir.
  • Türkiye Afet Müdahale Planında yer alan destek il grupları tablosu incelendiğinde, 1. grup destek illerin ağırlıklı olarak deprem gören iller olup birbirleriyle ilişkilendirildiği görülmektedir. Ülkemizin deprem haritası ve diri fay hatları yıllardır bilindiğine göre birbirine yakın ve yaşanacak depremden etkileneceği bilinen kentlerin birbirlerine destek verecek iller olarak belirlenmesi anlaşılamaz bir durumdur.
  • Enkaz kaldırma işlemleri sırasında kamuoyu gündemine gelen ve bölge halkının da itiraz ettiği konuların başında enkaz döküm sahaları gelmektedir. Molozların döküldüğü yerler çoğunlukla yerleşim alanları, çadır kentlerin hemen bitişiği, tarımsal üretimde kullanılan tarla ve bahçeler, hayvan otlatma alanları, dere yatakları, sulak alanlar, ormanlık alanlar, zeytinlikler, kuş cennetleri, deniz kenarları, çöp alanları vb. olmuştur.