Tayfun Kahraman'a cezaevi aracında kötü muamele görüntüleri tepki çekmişti... 'Gevşetin’ demesine rağmen daha çok sıkılıyor'

Meriç Demir Kahraman, Gezi Davası’ndan 32 aydır cezaevinde olan eşi şehir plancısı Tayfun Kahraman’a cezaevi aracı içindeki kötü muamelenin görüntülerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Meriç Demir Kahraman “‘Canım acıyor lütfen bir parça gevşetin. Ben sizin gibi bir kas yapısına ve kan değerlerine sahip değilim. Zaten hasta olduğum için buradayız canım acıyor, lütfen gevşetin demesine rağmen gevşetilmediği gibi tam tersi daha çok sıkılıyor." ifadelerini kullandı.

ANKA

Meriç Demir Kahraman, Gezi Davası’ndan 32 aydır cezaevinde olan eşi şehir plancısı Tayfun Kahraman’a cezaevi aracının içindeki kötü muameleyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Demir Kahraman, 2005 yılından bu yana MS hastası olan Tayfun Kahraman’ın, sosyal medyada tepki çeken görüntülerin hastaneye dokuzuncu sevki sırasında yaşandığını belirterek, şunları söyledi:

Tayfun 2005 yılından beri MS hastası. Biz evlendiğimizde de MS hastasıydı. MS tabi atakları, dönemleri ve vücutta nörolojik olarak ilerleyen bir süreç olduğu için, bir hastalık olduğu için farklı seyirleri olan bir süreç. 32 aydır yaşadığı bu tutukluluk sürecinin onun sağlığına nasıl bir etki ettiğini biz bilmiyoruz. Doktorlar da hiç kimsenin öngörmesi mümkün değil. Çünkü aldığı ilaçlar ve tedavisi kadar aynı zamanda hayat koşulları, stres koşulları, açık havayla teması, egzersizi hareketi, beslenme koşulları bunların bir bütünü Tayfun'un hastalığında çok önemli bir yere sahip. Bu nedenle de şu ana kadar 10 kez Cerrahpaşa Hastanesi nöroloji polikliniğine Tayfun'un sevki gerçekleştirildi. Düzenli olarak kontrolü orada devam ettiriliyor doktorlar tarafından. Bu görüntülere söz konusu olan sevki dokuzuncu sevki öncesindeki sekiz sevkinde herhangi bir problem yaşanmadı. Sonrasında ki 10’uncu sevkinde de herhangi bir problem yaşanmadı. Biz her ne kadar hukuksuzsa da Tayfun'un yaşadığı süreç ama koşullara bağlı olarak Tayfun'un bir zırhlı araçla ve jandarma eşliğinde ve kelepçeli sevk edilmesi gerektiğini biliyoruz.

“GEVŞETİLMEDİĞİ GİBİ DAHA ÇOK SIKILIYOR”

Bununla ilgili de Tayfun'un dokuzuncu sevki esnasındaki talebi kelepçesinin çıkarılması değil kelepçesinin sadece gevşetilmesi. Şunu söylüyor, ‘Canım acıyor lütfen bir parça gevşetin. Ben sizin gibi bir kas yapısına ve kan değerlerine sahip değilim. Zaten hasta olduğum için buradayız canım acıyor, lütfen gevşetin’ demesine rağmen gevşetilmediği gibi tam tersi daha çok sıkılıyor.

"FETÖ ÖRGÜTÜ ÜYESI MUAMELESİ YAPIYORLAR"

Hasta muayenesi esnasında doktorun odasına kapıda bekleyebilecekken kolluk eşlik ediyorlar. Hem Tayfun hem doktoru itiraz ve ikaz etmesine rağmen mahremiyetine aykırı bir şekilde doktor odasında muayeneye eşlik ediyorlar. Sonrasında da bir taraftan Tayfun'a kaçma şüphesi olan bir FETÖ tutuklusu, FETÖ örgütü üyesi olduğu hem Jandarma’nın tuttuğu tutanakta hem de sözlü olarak yanında yapılan konuşmalarda dile getiriliyor. Tayfun'a bir FETÖ örgütü üyesi, kaçma şüphesi olan bir FETÖ örgütü üyesi muamelesi yapıyorlar. Buna da hakaret olarak addediyoruz. Tayfun Kahraman'ın FETÖ'yle hiçbir ilişki ve alakası olmamıştır. Kaçma şüphesi de yoktur. Bugüne kadar yani karar duruşmasını bile çocuğuyla adliyeye gelen birinden, sekiz tane sevkinde herhangi bir kaçma şüphesi, kelepçesinin bile çıkarılması talebinde bulunmayan bir akademisyenden bir bürokrattan bahsediyoruz.

“KELEPÇENİN İZLERİ DEVLET HASTANESİ RAPORLARINDA VAR”

Sonrasında da araçta bir başka kişi daha olduğu için onun da Okmeydanı Diş Hastanesi'ne kontrolü için götürülmesi söz konusu. Bu öğle tatiline denk geldiği için kolluk kuvvetleri ara vererek yemek yemeye çıkıyorlar. Bu esnada yaklaşık yarım saatlik bir süre içerisinde zırhlı aracın içerisinde kontağı kapalı, havasız, güneş altında ağustos güneşinin altında öğle sıcağında bırakılıyor. Bunun da hiç insani olmadığını söylüyoruz. Çünkü hastanenin nezarethanesine rahatlıkla bırakılabilir Tayfun. Bunun insani olmadığını, bununla ilgili bir ağustos ayında bir tepkiyle, bir haykırışla biz dile getirdik. Adalet Bakanlığı Sayın Yılmaz Tunç derhal bir soruşturma başlattı. Savcılık da aslında titizlikle yürütüyordu süreci. Hatta Tayfun'un jandarma eşliğinde yine iki gün sonra olaydan hastaneye kontrol için götürdüler. O esnada da hani ne kadar bir sıkışıklıktan bahsediyoruz? İki gün sonra hala kelepçenin izleri devlet hastanesi raporlarında hala var. İki gün sonra bahsedilen, şikayetle uyumlu kelepçe izleri hala Tayfun'un bileklerinde var darp raporu söz konusu. Dolayısıyla görüntülere rağmen ifadelere, tutanaklara, darp raporuna rağmen Silivri Kaymakamlığı neden soruşturmaya yer yoktur kararı verdi incelemesi sonrasında bilmiyoruz ama itirazımız buna. Tek talebimiz soruşturulması çünkü ortada görüntüler var, raporlar var, ifadeler var. Dolayısıyla idari mahkemesinin kaymakamlığın soruşturmaya yer yoktur kararını kaldırarak hukuki süreci ilerletmesini umuyoruz"