Tarım Politikaları Uzmanı Kahveci: 'Ulusal Süt Konseyi’nin süt fiyatını neye göre hesapladığı belirsiz'
Ulusal Süt Konseyi Çiğ süt fiyatını 14,65 TL olarak belirledi. Böylece Ocak ayında 13,5 TL olan litre başına belirlenen fiyata, yüzde 8,5 zam yapılmış oldu. Fiyat Mayıs ayından itibaren geçerli olacak.
Ece GüneşUlusal Süt Konseyi’nin belirlediği yeni fiyatı, Türkiye’nin süt üretimini ve fiyat politikasını, Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, Cumhuriyet için değerlendirdi. Ergin, Konsey’i süt fiyat politikasının belirlenmesinde verilere ve realiteye dayanmamakla eleştirdi.
Ulusal Süt Konseyi Çiğ süt fiyatını 14,65 TL olarak belirledi. Böylece Ocak ayında 13,5 TL olan litre başına belirlenen fiyata, yüzde 8,5 zam yapılmış oldu. Fiyat Mayıs ayından itibaren geçerli olacak.
Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği yeni fiyatı, Türkiye’nin süt üretimini ve fiyat politikasını, Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, Cumhuriyet için değerlendirdi. Ergin, Konsey’i süt fiyat politikasının belirlenmesinde verilere ve realiteye dayanmamakla eleştirdi.
Kahveci, hem süt üreticilerinin hem de tüketicilerin fiyatların nasıl belirlendiğinden çok artış oranı ve miktarına odaklandığına dikkat çekerek, süt üretiminde arz miktarı, sağmal inek envanteri ve veri bakımından muğlaklıkların bulunduğunu savunarak, fiyatların belirlenmesinde yapısal sorunlar olduğunu öne sürdü.
KESİLEN HAYVANIN HESABI YAPILMAMIŞKEN SÜT FİYATI NEYE GÖRE HESAPLANIYOR?
2021, 2022 yıllarında ve 2023 yılının başında düve, sağmal inek ve süt veren sığırların kesimi yapıldığını ancak ne kadar hayvan kesildiği ile ilgili kamuoyu ile bir bilgi paylaşılmadığını hatırlatarak, “Kesilen inek sayısında şeffaflık olmadığı gibi TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)’in elinde de veri yok. Dolayısıyla süt arzı bu kesimlerden ne kadar etkilendi, bunun piyasayı nasıl etkileyebileceği ile ilgili bir projeksiyon tutma, politika üretmek için veri yok” dedi. Kahveci, uzun yıllar içinde yapılan kesim oranlarından ve süt verim oranlarından yola çıkarak ne kadar hayvan kesildiğine yönelik bir tahmin yürütebildiklerini ve bu rakamın 388 bin ila 479 bin arasında olduğunu düşündüklerini söyledi. Ortaya çıkan bu rakamın 1 milyon ton süt arzında eksilmeye işaret ettiğinin altını çizen Kahveci, “Kesilen hayvanların yerine yenisinin konması 12 ila 15 yıl sürecektir, Ulusal Süt Konseyi burada arzdaki eksilmeyi, şeffaf olarak biliyor da 14,65 fiyatını ona göre mi belirliyor, kesilen hayvanın hesabı yapılmamışken süt fiyatını neye göre hesaplıyor” diye sordu.
MALİYET HESABINA GÖRE ARTIŞIN YÜZDE 20 OLMASI GEREKİRDİ
Süt Konseyi’nin maliyet hesabına göre süt fiyatını belirlediği düşünülse bile, maliyet hesaplamalarında da yapısal sorunlar olduğunu savunan Kahveci, “Ocak ayında tarım ürünleri girdi fiyat endeksi yüzde 7,5 artmış. Açıklanan Çiğ Süt fiyatının Ocak ile Mayıs arasındaki farkı yüzde 8,5. Daha Şubat, Mart, Nisan girdi fiyat endeksindeki artışlar bunun üzerine eklenecek. Dört aylık artış ile farkın yüzde 20’ler civarında olacağı beklenen bir durum. Siz ekonomik bir değerlendirme yaptıysanız zammı yüzde 20 seviyesinde yapmanız gerekirdi" dedi.
SÜT ÜRETİCİSİ KÜÇÜK ÇİFTÇİ YOK OLUYOR
Sütün işletmeden rafa gelişine kadar yaşanan süreçte de yapısal sorunlar olduğunu öne süren Kahveci, şöyle devam etti:
"Öncelikle Türkiye’deki işletmelerin yani süt sanayicilerinin toplamış olduğu sütün iki kaynağı var. Biri toplama süt, diğeri büyük işletmelerin doğrudan satışları. Toplama sütte tedarikçiler, küçük aile işletmeleri. Küçük ailelerin süt arzındaki akış inek doğumlarına bağlı. Bu doğum dönemlerinde süt miktarında bir artış olur. Yayla sezonunda azalır ondan sonra Kasım Aralık Ocak Şubat döneminde küçük işletmecilerin sütü azalır. Derdiniz küçük işletmecinin elindeki sütü uygun fiyatla almak mı? Bunu ucuza aldıktan sonra inek kesimlerini durdurabilecek misiniz? Hayır. Bazı konuları eş güdümlü ele almak gerekiyor. Bir başka konu, küçük işletmelerin süt üretim maliyeti ile büyük işletmelerin süt üretim maliyeti aynı değildir. Küçük işletmelerin maliyeti daha yüksektir.
Süt sanayicileri için ise başka bir durum söz konusudur. Sadece büyük sanayiciyi düşünürseniz, onun piyasadaki satışını düşünürseniz süt arzını dengeleme şansınız yok. Küçük işletmeciden aldınız, büyük işletmeciden aldınız. 14,65 sütü rafta kaça satıyorsunuz? Piyasada raflarda yarım yağlı, yüzde 1 yağlı süt görüyoruz. Bu da başka bir sorun haline geldi. Süt sanayicileri de küçük, orta ve büyük ölçekli süt sanayicileri olarak ayrılıyor. Küçük ölçeklilerin yaşama şansı kalmadı. Orta ölçekliler küçük ölçekli sanayiciler üzerine basıyor. Sonunda hem tüketici, hem de küçük çiftçi ve doğrudan süt üreticisi kaybediyor."