Soyer: Kokuyu çözecek sihirli değnek yok

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentte en fazla tartışmaya neden olan körfez ile ilgili de konuştu. Kirliliğin üç nedeni olduğunu ifade eden Soyer, “Birincisi, kentin yağmur suyu ayrıştırma altyapısının eksik olması. İkincisi, tüm İzmir’in arıtmasını yapması beklenen oldukça eskimiş Büyük Kanal Projesi’ndeki tasarım hataları. Son olarak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun körfezin en dar noktalarından birine deşarj ediliyor olması ve iç körfezdeki sığlaşma. Katlanarak büyüyen ve yıllarca ihmal edilmiş bir meseleyi birkaç yılda çözecek sihirli bir değnek hiç kimsenin elinde yok” dedi.

cumhuriyet.com.tr

Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleriyle bir araya gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in 100. kuruluş yılı kutlamalarının coşkuyla geçeceğini söyledi. Soyer, İzmir Barış Ödülü ile yeni bir uygulama başlatacaklarını belirtti ve İzmir bundan sonra barışla anılan bir şehir olacak” dedi. 

Soyer, 100. yıl kutlamalarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:

“1 Ağustos’tan itibaren 9 ay boyunca 100. yılımızı büyük etkinliklerle kutlayacağız. 9 Eylül günü Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük organizasyonuna ev sahipliği yapağız. Bunun belgeselini çekeceğiz. Biz bizden sonraki kuşaklara İzmir’in yüzüncü yılı nasıl kutladığını miras bırakacağız. Olağanüstü büyük canlandırmalar olacak, büyük bir konser olacak. Ayrıca İzmir’in türkülerini ve şarkılarını seslendiren 11 sanatçının eserlerini 10 Eylül günü İzmirliler ile buluşturacağız. İktisat Kongresi çok önemli. Daha devlet kurulmamışken bir devletin ekonomik politikasını belirlemek için düzenlenmiş bir kongredir. Cumhuriyetimiz İktisat Kongresi’nden çıkan sonuçlarla politikasını belirlemiştir. Biz 100. yılı düşmanı nasıl denize döktük diyerek değil, 100 yıldır sürdürdüğümüz barışın kesintisiz örneği olarak kutlamak istiyoruz. Bu kongrenin sonunda İzmir Dünya Barış Ödülleri’ni başlatıyoruz. 100 yılın sonunda İzmir artık barışla anılacak. Nobel Barış Ödülleri’nden sonra en büyük ödülünü vermek istiyoruz” dedi. Soyer, Danıştay’a taşınan Buca Metrosu ile ilgili yargı kararının önümüzdeki günlerde açıklanacağını da müjdeleyerek “Buca metrosu için 4 yıllık bir yatırım süremiz var. Bunun finansmanı hazır. Bizim açımızdan çalışmamızı engelleten, süre kaybına yol açan bir şey söz konusu değil. Başından beri işimize devam ediyoruz” dedi. Kent ekonomisi için tarım başta olmak üzere pek çok alanda çalışmalar ürettiklerine de vurgu yapan Soyer, “Bir yerel yönetim olmamıza rağmen hükümetin bıraktığı boşluğu doldurduk, kamunun adil regülasyonunu yerine getirdik. 7 lira olarak açıklanan buğday fiyatına İzmir’de 14 lira veriyoruz. Kooperatiflerimizden peynirleri alıyoruz. Kuraklıkla mücadelemizi büyütüyor, su kaynaklarını koruyoruz. İstihdamı koruyor, gıda güvenliğini sağlıyoruz. 2021’de süt kuzusu projesini daha da büyüterek 30 ilçeye çıkardık. Son üç yılda 73 üretici kooperatifinden ürün alarak üreticimize destek sağladık” dedi.

TÜRKİYE'DE İLK OLAN MODEL

Kentsel dönüşümde yaşadıkları engelleri kooperatif modeliyle aştıklarını hatırlatan Soyer, “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bir kentsel dönüşüm modelini hayata geçirdik. İzmir’in yapı stoku çok yaşlı. İzmir’le birlikte tüm Türkiye’nin sarsıldığı 30 Ekim depremi, bütün zorluklarına rağmen kentsel dönüşümde başarılı olmamız gerektiğini açıkça ortaya koydu. Bu durumda, öncelikle belediye meclisimizden kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirmek için belediye şirketimiz İzbeton için yetki aldık. Sonrasında tüm İzmirlilere bir çağrıda bulunduk. Gelin, bir adım öne çıkın, elinizi taşın altına koyun dedik. İzmir’in iş insanları bu sıkıntılı süreçte inisiyatif aldı ve İzmir’in kentsel dönüşüm yapı kooperatifleri teker teker kurulmaya başlandı. Gaziemir, Ege Mahallesi, Uzundere, Ballıkuyu, Çiğli Güzeltepe ve Örnekköy olmak üzere altı bölgede dönüşüm aynı anda devam ediyor. 3 bin 958 bağımsız birimin yapımı sürüyor, 2 bin 500 bağımsız birim ise yapım ihalesine hazır hale geldi. Hedefimiz 20 bin konut yapmak. Türkiye’de ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik” dedi.

ELİMİZDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK

Körfezdeki koku sorununa ilişkin yapılan çalışmaları anlatan Soyer şunları söyledi:

“Kirliliğin üç ana nedenini belirledik. Birincisi, İzmir’in yağmur suyu ayrıştırma altyapısının çok eksik olması. İkincisi, oldukça eskimiş olan Büyük Kanal Projesi’ndeki tasarım hataları. Son olarak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun körfezin en dar noktalarından birine deşarj ediliyor olması ve iç körfezdeki sığlaşma. Katlanarak büyüyen ve yıllarca ihmal edilmiş bir meseleyi birkaç yılda çözecek sihirli bir değnek hiç kimsenin elinde yok. Elimizde körfezin nasıl temizleneceğine dair çok net, bilimsel bir yol haritası var. Ne yazık ki, çok büyük bir metropol olmasına rağmen İzmir’in yağmur suyu kanalları elli yıldır ihmal edilmiş. Yağmuru toplayan altyapı sistemi, yani bir nevi şehrin yer altı dereleri inşa edilmemiş olduğu için yağışların bir kısmı yüzey akışına geçiyor ve su baskını riski oluşturuyor. Dahası, yağmurun önemli bir kısmı da kanalizasyon ağına karışarak sistemi kilitliyor. Kanalizasyon suları yağmurla birlikte denize akıyor. Hem körfez kirleniyor hem de şehirde koku sorunu oluşuyor. Körfezdeki koku ve kirliliğin ana kaynağı iddia edildiği gibi düşük sirkülasyon değil, yüksek kontaminasyon. Bu nedenle daha önce çözüm olarak önerilen sirkülasyon kanalı kapısı bacası açık bir evde toz almaya benziyor. Birinci önceliğimiz dere ağızlarındaki elli santime kadar varan sığlaşmayı ortadan kaldırmak. Kirliliği durdurarak körfeze lağım akmasını engellemek. Algı operasyonlarına rağmen, bugüne kadar hiç kimsenin üstlenmediği bu görevi İzmir’de ekibimle birlikte göğüslüyoruz.”