Son Dakika: 7 gündür sessiz kalan Bahçeli, AHBAP ve Babala'yı hedef aldı

Son dakika haberi... Türkiye Kahramanmaraş'ı vuran ve bölgede ağır yıkıma yol açan depremlerin yaralarını tek yürek sarmaya çalışıyor. 7 Şubat'ta sosyal medya üzerinden paylaşım yapmasının ardından adeta sessizliğe gömülen MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. AKP iktidarı bile yardım organizasyonlarındaki aksaklıkları kabul ederken Bahçeli 2 milyar lira yardım toplayarak bölgeye koşan sanatçı Haluk Levent'e çattı. Bölgede yardıma koşan Babala TV'nin kurucusu Oğuzhan Uğur da Bahçeli'nin hedefindeydi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçen hafta Kahramanmaraş'ta yaşanan 7.7 ve 7.6'lık iki büyük depremin ardından partisinin haftalık toplantısını iptal etmemişti. 7 Şubat'tan sonra da sessizliğe gömülen Bahçeli, deprem bölgesine gitmemiş ve konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmamıştı. Öte yandan Meclis'te grubu olan tüm partiler toplantılarını iptal ederken Meclis ise tatil edilmişti.

Depremde hâlâ arama kurtarma çalışmaları sürerken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün de TBMM'de partisinin grup toplantısını iptal etmedi ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Bahçeli, deprem sürecinde yardım çalışmaları ile gündeme gelen AHBAP ve Babala TV'yi hedef aldı. Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur'u hedef alan Bahçeli, "Bu sahtekârların artık Türk televizyonlarında yer almaması lazım" dedi. MHP lideri, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dahi "Maalesef her yere yetişemedik" diyerek itiraf ettiği tablo karşısında "Devletin yetişemediği ne vardır da ahbapçılar ve babalacılar akbaba gibi kanat çırpmaktadır?" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar:

"Savaşlara, doğal afetlere, salgın hastalıklara, darbe teşebbüslere, isyan girişimlerine, istiklalimize yönelik menfur suikastlara karşı aynı cephede mücadele ettik. Enkazın üzerinde tepinen utanmazlara her dönemde şahitlik ettik. İnsanlarımız imdat çağrısı yaparken, milletimizin ahları arşı titretirken, afetzedeler hayata tutunmaya çalışırken, vicdan fukaralarını esefle, ibretle izledik. 

Feryadımızdan siyasi rant için çırpınan utanmazlara her dönemde bifasıla şahitlik ettim. Afetzedeler hayata tutunmaya çalışmaya çalışırken kazanç çetelesi tutan vicdan ve insanlık fukaralarını esefle izledik. Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz kuşkusuzdur. Ama yaşadığımız deprem felaketi ne ilk ne de son olacaktır.

Kentleşme politikalarımızı gözden geçirip bina yapılarını yer tutma ve yerleşme stratejilerini doğal afetleri göz önünde bulundurarak yeni baştan değerlendirmeliyiz.

Türk milleti nice badireyi atlatmıştır. Allah yardım ettiği müddetçe bügünkü ağır sıkıntıların üstesinden gelmeyi bilecektir.

Öyle bir felaketle yüz yüzeyiz ki Anadolu levhasının, Arap levhasına göre en az 3 metre hareket ettiği uzmanlarca ifade edilmiştir. Hatay'ın Altınözü ilçesindeki bir zeytin bahçesinde, 200 metre genişliğinde, 400 metre uzunluğunda, 50 metre derinliğinde bir yarık oluşturmuştur. Zelzele bölgede tarih boyunca yaşanan en yıkıcı sismik hareketlilik olarak kayıtlara geçmiştir. 

Zelzele bölgede tarih boyunca yaşanan en yıkıcı sismik hareketlilik olarak kayıtlara geçmiştir. Yaşadığımız depremde en az 5 fay segmentinin kırıldığı iddia edilmektedir. Son 100 yılda 27 Aralık 1939 Erzincan depremi 7.9, 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi 7.4, 6 Şubat Pazarcık depremi 7.7 ve Elbistan depremi 7.6 olarak gerçekleşmiştir. İkiz depremler 110 bin kilometrekarelik bölgede, 10 ilimizi, 113 ilçemizi, 6514 köyümüzü doğrudan doğruya vurmuştur. Türkiye nüfusunun yüzde 15.7'si, tarımsal alanın yüzde 14.5'i depremin yıkım alanında kalmıştır. Bazı bilim insanları bu ikiz depremin 500 atom bombasına denk geldiğini söylemişlerdir. 6 Şubat ikiz depreminin hakimiyet, hareket alanında bulunan meskun mahaller yerle bir olmuş, şu ana kadar 31 bin 643 kardeşimiz vefat etmiştir. 

Çok net olmasa da 66 bin binadan 12 bin 500'ü çökmüştür.

Neresinden bakarsak bakalım karşımızda belirginleşen tablo kahredici boyutlardadır.

İki el nasıl bir baş içinse, hepimiz depremzede kardeşlerimizle biriz, kenetlenmiş haldeyiz. Yaralarımızı saracağız. Yıkımı telafi edeceğiz. Sadece 10 ilimize değil, Türkiyemizin de üzerine göçen binaları teker teker kaldıracağız. Milletvekillerimizden oluşan bir heyeti derhal afet bölgesine göndermiştim. Teşkilatlarımız devreye girmiştir. Teşkilatlarımız ve ülkü ocaklarımız her türlü mücadeleye destek olmuştur.

Çalışmalarımız AFAD'la koordineli şekilde ifa ve idame edilmiştir. Dava arkadaşlarımız AFAD'ın yardım kampanyasına destek olmuşlardır. Arama kurtarma faaliyetlerine aktif olarak yer aldık. Tam bir haftadır geceli gündüzlü devam eden enkaz kaldırma ve hayat kurtarma mücadelesinde devletimizin gönüllü şekilde yanında olduk. Dava arkadaşlarımız uyumadı, yorulmadı, yılmadı, vazgeçmedi.

"DEVLET NEREDE DİYE SORANLAR..."

Devletimiz ve hükümetimiz en aşağılık karalama ve iftira kampanyalarına aldırış etmeden görevini yaptı.

Sayın Cumhurbaşkanımız depremle yıkıma uğrayan illerde incelemelerde bulundu, vatandaşlarımızla buluştu, acıları paylaştı. Ben de titiz ve hassas kurtarma çalışmalarını meşgul etmemek, Cumhurbaşkanımızın deprem bölgesinde olmasından dolayı gelişmeleri Ankara'dan anbean takip ettim. Başkaları gibi şov peşinde değiliz. Milletimizin yaşadığı her acı bizim acımızdır. 

MHP Genel Başkanı olarak depremden zarar görmüş illerimizi, vatandaşlarımızı ziyaret etmek amacıyla, kararı tatbik etmek için makul bir zaman kollamıştım. O zaman gelmiştir. Milletimle tek yürek olacağım, tek ses olacağım. Çalışmaların aksamasına fırsat vermeden illeri ziyaret edeceğim. Devlet yok diyen karakter yoksunları, işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez, görse de itiraf edemez. 

AHBAP VE BABALA'YI HEDEF ALDI

Dünyanın neresinde olsun bu çaptaki doğal afetle ve yıkıcı etkileriyle başa çıkmak kolay değildir. Devletin ve hükümetin hakkını teslim etmek lazımdır. Devleti kenara itip ahbap-çavuş ilişkisiyle yardım toplanması, bu kapsamda paralel bir hat kurulması, devletin inandırıcılığını gölgelemektedir. Bizim nazarımızda itibar edilmemesi gereken bir yanlıştır. Devletin yetişemediği ne vardır da ahbapçılar ve babalacılar akbaba gibi kanat çırpmaktadır? Bu sahtekârların artık TV'lerde yer almaması lazımdır. Devleti acz içinde gösterircesine sosyal medyaya üşüşenler bindikleri dalı kestiklerini ne zaman anlayacaklardır? Yardım ve desteklerin AFAD aracılığıyla yapılması en doğru yoldur."