Son Dakika: Kılıçdaroğlu Hatay'da Ankara'nın talimatını açıkladı
Son dakika haberi... Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkıma uğrayan Hatay'da EXPO'da kurulan çadırda açıklamalarda bulundu. 'Millet Buluşması'nın ilkini gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, Ankara'dan gelen talimatı açıklayarak, "Bir bakan telefon edecek, 'İndirin' diyecek bayrakları... Ne demek? Ne günlere kaldık" dedi.
13. Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Millet Buluşması" toplantısında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı yardımcısı aday adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Kılıçdaroğlu'na eşlik ediyor.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Değerli arkadaşlarım, bizi televizyonda izleyen değerli vatandaşlarım... Bu ülkenin geleceğini beraber inşa etmek boynumuzun borcu. 85 milyonu hiçbir ayrım yapmadan kucaklamak boynumun borcudur. Ama bazı acılar var ki onlar yüreğimizin bir köşesinde her zaman durur. Depremin yarattığı büyük acı sadece kendi ülkemizde değil, bütün dünyada yankılandı. Yaralarımızı sarmak gibi hasleti asla unutmayacağız. Hatay'da ilk toplantıyı yapıyorum, millete sesleneceğim bundan sonra.
ANKARA'DAN TALİMAT
Buraya gelirken mezarlıkları ziyaret ettik. Büyükşehir Belediyesi, Türk bayrağı ve Hatay Büyükşehir Belediyesi bayraklarını asmış. Ankara'dan talimat 'Bayrakları kaldırın' diye... Hayatımda hiçbir zaman bu kadar üzülmedim. 'Türk bayrağını' indirin diyor. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın bayrağını indirin diyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi başka bir devlete mi ait arkadaşlar? Emin olun önce inanamadım, böyle şey olmaz dedim. Ama bunun olur olduğunu görmek benim vicdanımda derin yaralar açtı. Asla kabul etmiyoruz. Bayrağımıza sahip çıkmak namusumuzdur, vatanımıza sahip çıkmak da namusumuzdur. Depremde hayatını kaybettiği vatandaşların mezarlığı Büyükşehir Belediyesi'ne aittir. Bir toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur. Bir bakan telefon edecek, 'İndirin' diyecek bayrakları... Ne demek? Ne günlere kaldık. O açıdan her birimiz bunun gereğini yapmak zorundayız. Böyle bir devlet yönetimi olmaz.
Ölürsünüz ama vatanınız için ölürsünüz. Olağanüstü dönemlerde olağanüstü kararlar alınır. Olağanüstü dönem var. 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Olağanüstü kararlar almak zorundasınız.
Belediyelerimiz depremin olduğu saatlerden itibaren hepimiz hareket halindeydik, hiçbir ayrım yapmadan.
İMAMOĞLU'NA TEŞEKKÜR
11 büyükşehir belediye başkanımı, depremin etkilediği kentlerde koordinatör olarak görev yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu da Hatay'da koordinatör olarak görev yapıyor. Kendisini hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. 6 bin 693 kişi İBB koordinatörlüğünde görev yaptı. Görev yapanlara da teşekkür ederim.
14 Mayıs'tan sonra yeni bir güne başlayacağız hep beraber. Bütün Türkiye yeni bir anlayışı yeni bir ufku görecek. Hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir ufku görecek. Öyle bir tablomuz var ki arkadaşlar, esnafın dükkanı yıkılmış, çiftçi yem bulamıyor. Bütün bunların çözülmesi lazım.
Şimdi 'Çiftçinin, esnafın kredisi var ödesin', nasıl ödeyecek? Herkes kenti terk etmeye başlamış. Olağanüstü hallerde olağanüstü kararlar alınır. Esnafın, çiftçinin kendisine dönmesi için ona destek vereceksiniz. Bir olayla karşılaştığınızda derhal planlarsınız. Kısa, orta, uzun dönemde ne yapacağım... Aksi halde devleti yönetemezsiniz. Beşeri sermayeden büyük kayıp var. Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya'ya gittim. Hatay'a 4'üncü gelişim. Nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette. Fabrikaların çalışması, esnafın dükkan açması lazım. Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bize söyleyin yaparız hepsini. Bir kenti kent yapan unsurlardan birisi de o kentteki entelektüel birikimdir. Kenti kent yapan ruhtur, bu ruhun korunması lazım.
Devlet yönetiminde kural şudur, derhal planlarsınız kısa dönem, orta dönem ve uzun dönemde ne yapacağım? Beşeri sermayeden büyük kayıp var, haberleri var mı acaba? Mühendisi, mimarı, doktoru, ustabaşı, sanayicisi, fabrikalarda çalışan nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette. Bu insanların geri gelmesi lazım. Kısa vadede yapılması gereken şeylerdir bunlar. Çözümü basit, 50 sefer söyledim. 'Olağanüstü bir durum var, deprem bölgesinde çalışmak isteyenden vergi ve sigorta primi almayacağım' diyeceksiniz. Olağanüstü dönemler, devletin olağanüstü fedakarlıklar yaptığı dönemlerdir. Bunlar olmadığı zamanlar devlet yönetilmiyor demektir.
SAMANDAĞ'DA GÖNDERİLEN YAZI
Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bize söyleyin yaparız hepsini. Samandağ’da yazı göndermişler. Yeteri kadar su gönderemeyeceğiz, az su tüketen ürünleri ekin diye. Bir devlet bunu yapar mı? Verin kardeşim bize, deyin ki DSİ yapamıyor, bizim belediye başkanlarımız süratli bir şekilde yaparlar.
Bakınız 37 gün geçti, hâlâ molozlar, enkazlar var. 180 milyon ton enkaz bir yerlere taşınacak. Asbesti düşünüyorlar mı acaba? Gerekli önlemler alınmadığı takdirde kentlerin kanser üreten bölgelere dönüşebileceğini düşünüyorlar mı acaba? Bir çevre mühendisiyle görüştüler mi acaba? Devleti yöneten kişi bütün ayrıntıları düşünmek zorundadır.
Biz afetten sakınmayı adeta defterimizden silmişiz. Oysa devletin liyakatli kadroları bunu belirlemiş durumda. Kahramanmaraş’ta şu şiddette olacak diye raporlar yazılmış. Rapor öyle mükemmel yazılmış ki şu kadar büyüklükte olacak, şu kadar can kaybı olacak, şu kadar bina yıkılacak diye…. Deprem oldu, hepsi oldu.
Buraya özel düzenleme yapılmalı. Erzurum’u özel ekonomi bölgesi yapacağız. Büyük bir tarım ve hayvancılık özel ihtisas bölgesi yapılması lazım. Bu bölgenin de kendine özgü koşulları düşünülerek. Hem istihdam yaratırsınız, bölgeyi ayağa kaldırırsınız. Hiç endişe etmeyin. Yapamadılar, yapmadılar, bu memleket bizim memleketimiz. Bu bölge için özel yasa ve teşvikler getirin.
Orta Doğu’nun ve Akdeniz havzasının en güçlü ekonomik yapılanmasını bu bölgede yapabiliriz. Her şeyimiz var. Eksik olan geleceği iyi görmeyen siyaset…
Deprem sonrası temeller atıldı eyvallah. İnşallah o binaların tamamını biz tamamlayacağız, hiç kimse endişe etmesin.
Tedbirleri devlet alır. Şimdi diyorlar ki size ev yapacağız ama sizi borçlandıracağız, niçin kardeşim? O imzaların hiçbirisi bana ait değil. O imzaları ben atmadım. Devlet olarak her türlü teminat verdin.
Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar, böyle şey olur mu? İmar affını sen çıkarıyorsun, denetleyecek olan iktidar, vatandaş nereden bilecek fay hattı nereden geçiyor.
İktidarı olduğumuzda herkesin anahtarını teslim edeceğiz beş kuruş almayacağız.
HELALLEŞME TEPKİSİ
Eğer bir helalleşme olacaksa anahtarı teslim edeceksiniz, ölen canlar için özür dileyeceksiniz. Vatandaşın devlete borcu yok, devletin vatandaşa borcu var. 418 milyar doları hortumlayanlardan parayı alacaksın vatandaşa vereceksin. Devlet akılla, irfanla yönetilir."