Sokaklar çetelere bırakıldı, çeteler çocuklara yöneldi
İYİ Partili Lütfü Türkkan, “Çocuklar cezaevine girdiklerinde de daha farklı suç işleme metotları öğreniyorlar” dedi.
Aytunç ÜrkmezTürkiye’de yoksulluğun getirisiyle artan suç oranları çocukları da etkisi altına aldı. Sokaklar suç çetelerinin kontrolüne geçtikçe, çeteler de eleman temininde çocuklara yöneliyor. Bu bataklığa düşen ve yasal erginlik yaşı olan 18 yaşına henüz gelememiş binlerce çocuğun 10’u geçgin suç kaydı olabiliyor.
‘Z KUŞAĞI MAFYA’
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, TBMM Genel Kurulu’nun 10 Ekim’deki oturumunda çocuklarda artan suç oranlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkkan, Türkiye’de artan suç oranları ile çocuk çeteleri arasında ciddi bir belirgin artışın olduğunu belirterek, “Çocuklar artık ergenlik döneminde çeteleşmeye başladı. Yaşları 16’dan aşağı... Bu akran grupları çok ciddi olarak büyük bir çetelere dönüşüyor. Emniyet yetkilileri bunları ‘Z kuşağı mafya’ olarak tanımlıyor ve bu çocukların büyük bölümü de İstanbul’da, yoksul mahallelerde oluşan rezidansların bulunduğu semtlerde yaşıyor. Gençlerin sosyal medyada kendilerini örnek aldıkları suç örgütleri var ve onlara özeniyorlar. Lüks hayatın yollarını aramaya başladılar. Henüz yaşı 20’sine bile varmayan çocuklar; bulundukları sosyal şartlar o hayatı temin etmeyince suç çeteleri kurarak para kazanmanın derdine düşmüş. Ellerinde silah araç kullanıyorlar, şiddet içerikli görüntülerle sosyal medyada paylaşım yapıyorlar, kendilerini diğer çetelere karşı kanıtlamaya çalışıyorlar” dedi.
‘HAZIR ELEMAN OLARAK ÇIKIYORLAR’
“Yorum ve beğenilere baktığınızda da bunların yeni eleman bulmakta çok zorlanmadıklarını görüyorsunuz” diyen Türkkan, “Artık mahallelere kadar dayanmış bir çeteleşme var. Bu çocuklar şunu hesap ediyorlar: ‘Şu anda bir suç işlesem, en ağır cezayı alsam, 10-15 senede çıkarım. Çıktığımda 30-35 yaşındayım. İstediğim gibi de bu memlekette racon keserim.’ Böyle bir hâletiruhiye içerisindedir. İşin bir başka boyutu da bu çocuklar cezaevine girdiklerinde daha farklı suç işleme metotlarını da öğreniyorlar. Hazır eleman olarak çıkıyorlar. Herhangi bir siyasi bağlantıları da yok. Bunlar sadece ve sadece sosyal medyada kendi karşılarına çıkan o lüks yaşamın peşinde koşan gençler. Yeni yetişen nesle sahip çıkamadığımızı tespit ediyorum. Yoksulluk ve sefalet derinleştikçe bu çocuklar bu konulara çok daha rahat tevessül etmeye devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
‘MAĞDUR ÇOCUK SAYISI ARTTI’
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı da 8 Ekim’deki oturumda çocuklarda artan suç oranlarına dikkat çekerek, “TÜİK’e göre 2023 yılında yarım milyondan fazla çocuk bir olaya karışmış ve bunların 178 bin 834'ü gasp, hırsızlık, yaralama, uyuşturucu gibi suçlar işlemiş. 2020'den bu yana mağdur çocuk sayısında yüzde 42, suça sürüklenen çocuk sayısındaysa yüzde 57 artış olmuş. Neden? Anlamak ve o neden her neyse ortadan kaldırmak zorundayız” dedi.
2 BİN ÇOCUK TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ
Türkiye’de çocuk hükümlü ve tutuklu sayısındaki acı tablo TÜİK’in 2022 istatistiklerinde de göze çarpıyor. Buna göre; Türkiye’de toplam 314 bin 502 tutuklu ve hükümlü bulunurken, bunlardan 2 bin 76’sı 12-18 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. 12-18 yaş arası çocuklardan 2 bin 7’si erkek, 69’u kız çocuğu... Bununla birlikte, bu çocuklardan bin 359’su tutuklu, 648’i ise hükümlü olarak ceza infaz sisteminde bulunuyor.
‘EĞİTİMLERİNİ SÜRDÜREMİYORLAR’
Bu çocukların infazlarını tamamlamaları için de Türkiye’de 4 adet çocuk eğitimevi ve 9 tane de çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu bulunuyor. Yetişkinler için açılan infaz kurumlarında da çocuk koğuşları bulunuyor. İnfaz sistemine göre tutuklu çocuklar kapalı ceza infaz kurumlarına, hükümlü çocuklar ise çocuk eğitimevlerine yerleştiriliyor. Hükümlü olan bir kişinin cezasının kesinleşmiş, tutuklu bir kişinin ise beraat etme olanağına sahip olduğu göz önüne alındığında tutuklu çocukların fiziki imkanların daha kötü olduğu çocuk ceza infaz kurumlarına kapatılmaları ise bir çelişki yaratıyor. Bunun yanı sıra; kapalı ceza infaz kurumunda bulununan çocukların örgün eğitim hakkı olmamasına karşın eğitimevinde bulunan çocukların bu hakları var. Ancak bu yerde bulunan çocuklar ise cezalarının uzun olması nedeniyle eğitimlerini sürdüremiyor. Ayrıca, koğuşlarda akran zorbalığının yaşanması ve ‘koğuş ağalığı’ sisteminin bulunması, çocukların gelişimini de olumsuz etkileyen başka bir olumsuzluğu oluşturuyor.