Selefistan uyarısı: 'En stratejik problem...'

Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Deniz Tansi, Münbiç’te kontrolün sağlanmasının Türkiye için taktiksel bir kazanım olduğunu ancak paramparça bir Suriye haritası ile karşı karşıya kaldığımızı söyledi.

Doğa Öztürk

Suriye Milli Ordusu (SMO), ABD destekli terör örgütü PKK/YPG'nin işgali altındaki Münbiç ilçesinde tamamıyla kontrolü sağladığını duyurdu. Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kami Yönetimi Bölümü Başkanı Siyaset Bilimci Deniz Tansi, Cumhuriyet’e Esad yönetiminin devrilişine, Münbiç’in alınmasına ve bundan sonraki Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye’de 27 Kasım-8 Aralık tarihleri arasındaki 12 günlük hızlı gelişmelerin aslında 2011’den bu yana yaşanan birikimin bir sonucu olduğunu belirten Tansi, “BAAS rejiminin ve Esad iktidarının 60 yılı aşan hükümranlığının sona ermesini, Soğuk Savaş sonrasındaki süreç ile anlatmamız mümkündür. 1991 ve 2003’teki Birinci ve İkinci Körfez Savaşları ile başlayan jeopolitik kırılma, 2011’de sözde Arap Baharı’nın Suriye’ye yansımasıyla, yeni bir aşamaya vardı. Önce Irak’taki BAAS ve Saddam rejimi yıkıldı, 2005 Irak anayasası ile gevşek bir federasyon ve sadece Barzani yönetiminin, bölgesel yönetim olarak ifade edildiği, Büyük Ortadoğu’nun ‘numune anayasası’ ABD tarafından dayatıldı. Suriye’de gelinen noktada, sadece Esad ve BAAS sonrasını yaşamayacağız. Kimi muhafazakar kalemler, ‘son BAAS rejimi yıkıldı’ sloganını tekrarlıyorlar. Oysa ki, Doğu Akdeniz-Basra Körfezi ekseninde, son devlet tarihe karıştı” dedi. 

‘HTŞ-SMO BİRLİKTELİĞİ KIRILGAN’

Paramparça bir Suriye haritasıyla karşı karşıya kalacağımızı ifade eden Tansi, “Suriye’de bir yandan Heyet Tahrir eş Şam (HTŞ)-SMO birlikteliği ki o da çok kırılgan bir birliktelik. Halep-Şam hattında Sünni Arap çoğunluğa dayalı, dinci akımların yoğunlaştığı ana akım bir Suriye, Fırat’ın doğusunda, PKK/PYD terörünün ABD desteğiyle siyasal antite haline geldiği bir yapı, Lazkiye-Hmeymim hatında, Rus üslerinin yer aldığı alanda, Nusayri özerkliği, Suriye topraklarına bu kriz esnasında 14 km. giren İsrail’in dayatacağı bir Dürzi yönetimi derken, paramparça bir harita” diye konuştu.

‘MÜNBİÇ, TAKTİKSEL KAZANIM’

Münbiç’de kontrolün sağlanmasına ilişkin konuşan Tansi, “PKK/PYD terör antitesinin geldiği zemin, Suriye’de Türkiye için yeni bir ‘beka sorunu’ yarattı. Münbiç’in SMO tarafından ele geçirilmesi, PKK/PYD’nin Fırat’ın batısında kalması, taktiksel anlamda bir kazanım olabilir. Ne var ki, PKK/PYD antitesinin Fırat’ın doğusundaki kalıcılığı, iyi hesap edilmelidir. Esad’ın son tahlilde kolay yenilgisi, Irak ve Suriye BAAS’ları yüzeyinde, nasıl Saddam’ın Irak’ı Sünni Arap azınlıkla ülkeyi yönettiyse, Esad rejimi de Nusayri azınlığı ile militarist bir yapı ile hükmetmesiyle bağlantılıdır. Baba Esad’tan beri, İran’la 1980’lerden beri yaşanan bölgesel müttefiklik, SSCB döneminden beri süren Rusya ile işbirliği, Esad’ın kendi tabanına dayanmaktan ziyade, bu ülkelere sırtını dayamasına endekslenen bir siyasayı ortaya koydu. Lübnan’da Esad-İran işbirliği Hizbullah’ı güçlendirdi. Direniş ekseni ve Şii Hilali gibi savlar gibi, İran’ın bölgesel perifiresini çökertti” ifadelerini kullandı. 

SELEFİSTAN RİSKİ

İsrail’in Suriye’deki yeni ortaklardan birisi olduğunun altını çizen Tansi, “Güney Kıbrıs’taki Demir Kubbe de eklendiğinde, Doğu Akdeniz’den Basra’ya uzanan devletsizlik; klan, kabile, aşiret yapıları ve terör örgütlerinin yönettiği, kontrol edilebilir istikrarsızlık alanları ve adacıklarını doğurmuştur. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın Kazakistan’dan Afrika boynuzuna uzanan haritasında, müttefikimiz ABD, devlet istememektedir. Burada göze batan ülkeler, Türkiye ve İran’dır. Türkiye’nin Atatürk’ün çizdiği çerçevede, laik, üniter cumhuriyeti esas alınmazsa, devletsizlik sari bir hastalık gibi yayılacak, bu da ABD-İsrail siyasalarının işine gelecektir. En stratejik problem Suriye’de olası Selefistan’dır. Suriye Afganistanlaşırsa, ülkemizin Pakistanlaşması riski vardır. Konuya bir de bu açıdan bakmak gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Tansi, SMO’nun Münbiç’teki ilerleyişinin ve PKK/PYD terörüne karşı üstünlüğünün Türkiye için araçsal bir nitelik taşıdığını belirterek, “SMO dahil diğer yapılar ne tür bir kamu düzeni kuracaktır? Hep vurguladığım devletsizlik hali bu. BAAS ve Esad sonrası beklentisi içinde olanlar, Suriye sonrası gerçekliği ile yüzleşecektir” değerlendirmesinde bulundu