Sektör 10 yıl geri gitti
Türkiye’de yakın dönemde yıldızı parlayan en önemli sektörlerden biri de otomotiv. Üretimin artması, ithalatın yaygınlaşması, yakın döneme kadar istikrarlı fiyatlar, sosyolojik gelişmeler ışığında otomobilin temel ihtiyaç haline gelmesi gibi pek çok faktör otomotivin parlamasına neden oldu. Ancak son dönemde pandemi, tedarik sorunları ve ekonomik krizin etkisiyle otomotiv sektörü Türkiye’de ciddi kan kaybediyor.
Sercan Çalbak2016 yılında 1 milyon satış adedini zorlayan otomobil ve hafif ticari araç sektörü 2021’i, 760 bin araç satılan 2010’un da gerisinde 737 bin 350 satış adedi ile kapattı. Otomobil satışları yüzde 8 kayıpla 561 bin 583 adede gerilerken yerli üretimin yoğun olduğu ve vergi avantajı sunan hafif ticari satışları yüzde 8 artışla 175 bin 497 adedi buldu.
2020 yılında 772 bin satış adedine ulaşan sektörün bu yılki kan kaybı yüzde 4.6 olurken, 10 yıllık ortalama satış adedine göre değerlendirme yapıldığında kayıp yüzde 10 civarında gerçekleşti. Sektör geleneksel olarak aralık ayında diğer aylarla kıyaslandığında satış patlaması yaparken, 2021 yılında diğer tüm yıllardan farklı olarak satışlarda anlamlı bir değişim oluşturamadı. 2021’de aralık ayını diğer yıllarla karşılaştırdığımızda kayıp yüzde 50’yi bulurken, 2020 ile karşılaştırdığımızda kayıp yüzde 40 seviyesinde.
DİZEL GÖZDEN DÜŞÜYOR
Türkiye, kompakt sedan satışlarının önde olduğu pazarlardan biridir. 2021 yılında da bu gelenek değişmedi ancak kompakt sedan satışları 27 bin seviyesinden 14 bin seviyesine geriledi. Satışları yüzde 47 azalırken, küçük sedan sınıfı hariç neredeyse tüm gövde tipleri ve sınıflarda kayda değer gerileme yaşandı. 2010’ların büyük bölümünde dizel motorlu araçlar gözdeyken, son dönemde benzinli araçlar hızla yükselmeye devam ediyor. Gelecek dönemin araçları olarak karşımıza çıkacak elektrikliler ise halen Türkiye’de arzulanan seviyede değil. Geçen yıla göre satışları yüzde 56 artsa da 2021 yılı boyunca toplamda 431 adet elektrikli araç satılabildi.
44 markanın temsil edildiği Türkiye otomotiv pazarında otomobil üretiminde beş, hafif ticari üretiminde ise dört marka yer alıyor. Yerli üreticinin adedi düşük olsa da pazardaki payı yüzde 40’ın üzerinde. 2021 yılında 225 bin 957 adet yerli otomobil satılırken 335 bin 896 adet ithal otomobil satıldı.
Avrupa’nın hafif ticari üssü olarak konumlanan Türkiye’de hafif ticari satışlarında ise yerli üretimin üstünlüğü göze çarpıyor. Pazarın yüzde 56’sını elinde bulunduran yerli hafif ticariler 2021 yılında 97 bin 760 adet satılırken ithal hafif ticariler 77 bin 827 adet satıldı. Yerli otomobil satışında 71 bin 992 adetle Fiat, liderliği elinde bulundururken, yerli hafif ticarinin lideri 51 bin 427 adetle Ford oldu. İthal otomobilde ise liderlik el değiştirmedi ve 53 bin 523 adetle Volkswagen’in oldu.
LÜKS İŞTAHI AZALMIYOR
Geniş kitlelerin ekonomik krizin ve artan işsizliğin pençesinde hayatta kalma zorluğu içinde yaşadığı Türkiye’de gelir adaletsizliğinin en çarpıcı örneklerinden birine de otomotiv sektöründe tanıklık ediyoruz.
Artan fiyatlara ve genel olarak sektördeki düşüşe rağmen lüks grubunda yer alan hiçbir markanın satışında anlamlı düşüş yaşanmadı.
Premium sınıfın Türkiye’deki gözdelerinden Audi 14 bin 36, BMW 15 bin 555, Mercedes 21 bin 498, Volvo 8 bin adet satıldı. Özellikle değeri milyonlarca lira olan süper lüks otomobil markalarının tamamı geçen yıllarla karşılaştırdığımızda ya daha çok satıldı ya da aynı adetlerde satış gerçekleştirdi.
Süper lüksler liginde 2021 yılında, Aston Martin 33, Bentley 11, Ferrari 22, Lamborghini 16, Maserati 101, Porsche 627 adet satıldı.
İKİNCİ EL ARAÇLAR SIFIRINDAN YÜZDE 20 DAHA PAHALI
Otomobil tedariğinde yaşanan sorunlar ikinci el otomobil piyasasındaki karmaşayı artırıyor. Pek çok otomobil markasının halen 2022 fiyat listesini yayımlamadığı görülürken ikinci el ilan sitelerinde yer alan fiyatlara bakıldığında çok satan birkaç yerli otomobil dışında tüm marka ve modellerin liste fiyatından en az yüzde 20 daha pahalı olduğu ortaya çıkıyor.
Fiyatların aşırı yüksek olmasında otomobil satıcılarının elinde araç olmaması ve araç geldiğindeki güne göre fiyat verilecek olmasının etkisi büyükken, sektörde genel olarak kriz ve fiyat artış beklentiside yüksek.
ŞARJ İSTASYONLARINA YÜZDE 120 ZAM
Türkiye genelinde artan elektrik fiyatlarından nasibini elektrikli şarj istasyonları da aldı. Çevreciliği ile ön plana çıkan elektrikli otomobillerin şarj istasyonlarından alınan hizmet maliyetlerinin artışı sebebiyle, otomobil batarya şarj ücretleri ortalama yüzde 120 seviyesinde arttı. Bataryasını hızlı bir şekilde şarj etmek isteyen sürücülerin şarj maliyeti ise daha da arttı. Aracının bataryasını hızlı biçimde yüzde 80 seviyesinde şarj etmenin maliyeti minimum yüzde 150 düzeyinde artış gösterdi. Örneğin 504 km menzil imkânı sunan Tesla Model3’ü yüzde 80 düzeyinde şarj etmek 200 TL civarında maliyet oluşturuyor.
KİRALIK ARAÇLARDA GİDER KISITLAMASI ARTTI
Ticari işletmeler binek otomobil kiralaması durumunda kiraladıkları bedelin yalnızca aylık 6.000 TL’sini gider olarak kaydedebiliyordu. Otomobil fiyatlarındaki artış sebebiyle araç kiralama bedelleri de aşırı yükseldi. 2022 yılı için pek çok alanda fiyat güncellemesi yapıldığı gibi kiralık araçların gider gösterilebilecek değerlerinde de artış yapıldı. 2022 yılı için KDV dahil 8.000 TL’ye kadar olan tutar, gider olarak dikkate alınacak. Ticari işletmeler ve filo kiralama şirketleri genel olarak güncellemeden memnun olsa da yeterli bulmuyor ve bu rakamın 12-15 bin TL seviyesinde olmasını bekliyor.