SEGM'den “Aktif Yurttaşlık ve Gönüllü Gücü Yönetimi” çağrısı: E-Gönüllü sistemi kurulmalı

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği ile hareket edecek örgütlenme ve organize olmaya odaklanmasının önemini vurgulayan Sürdürülebilir Eğitim Gelişim ve Mükemmellik Derneği (SEGM), afet dönemlerinde “Gönüllü İnsan Kaynakları Yönetimi”nin daha etkin yapılabileceğini vurguluyor.

cumhuriyet.com.tr

Sürdürülebilir Eğitim Gelişim ve Mükemmellik Derneği (SEGM), Türkiye’nin zaman geçirmeden bir deprem ülkesi olduğu gerçeği ile hareket edecek örgütlenme ve organize olmaya odaklanmasının önemine dikkat çekti. Tüm toplumu kapsayan sürdürülebilir insan kaynakları yönetiminin acilen devreye alınmasının önemine vurgu yapan SEGM, “Aktif Yurttaşlık ve Gönüllü Gücü Yönetimi” çağrısında, “E-Gönüllü” adını verdiği sistemin tasarlanması ile afet dönemlerinde “Gönüllü İnsan Kaynakları Yönetimi”nin daha etkin yapılabileceğini vurguluyor. SEGM, gönüllü eğitimlerinin tasarlanmasında da rol alabileceğini belirtildi. 

"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ, HAZIRLIKLI OLMAKTAN GEÇİYOR"

Deprem felaketi sonrasında yaşanan sorunlarının çözümünün, öncesinden hazırlıklı olmaktan geçtiğine dikkat çeken Sürdürülebilir Eğitim Gelişim ve Mükemmellik Derneği (SEGM), Türkiye’nin büyük, güçlü bir insan kaynağına sahip olduğunu ancak afet durumlarında bunu yeterince kullanamadığını vurguladı. SEGM tarafından yapılan “Aktif Yurttaşlık ve Gönüllü Gücü Yönetimi” çağrısında, yaşadığımız deprem felaketi sürecinde de ülke olarak büyük bir dayanışma ve yardım ruhuyla hareket edilmesine rağmen, toplumun her bireyinin ne yapacağını bilememesinden dolayı desteğin, yerine yeterince ulaşamadığının bir kez daha net olarak görüldüğüne vurgu yapıyor. 

E-GÖNÜLLÜ İLE ETKİN GÖNÜLLÜ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

Türkiye’nin zaman geçirmeden bir deprem ülkesi olduğu gerçeği ile hareket edecek örgütlenme ve organize olmaya odaklanmasının önemini vurgulayan SEGM, başta deprem olmak üzere tüm felaket dönemlerinde yaşadığımız sorunların bir çözümünün de sürdürülebilir insan kaynakları yönetiminin oluşturulmasından geçtiğine dikkat çekiyor.

SEGM çağrısında, nitelikli insan kaynağı ve uzmanlık gücüyle daha etkin bir afet yönetiminde gönüllü gücünün devlet tarafından sistematik biçimde yönetilmesi, afet sırasında ve sonrasında yaraların sarılması ve normalleşme sürecine kadar kademeli olarak yönetilen bir yapının oluşturulması gereğine vurgu yapılıyor. SEGM çağrısında şunlara yer verildi:

“Öncelikle bilimin ışığında deprem gerçeğini gören politika ve çözümleri bir gün dahi kaybetmeden bir an önce hayata geçirmeye başlamamız çok önemli. Diğer yandan felaket dönemlerinde Türkiye’nin gönüllü insan kaynağına sistematik bir şekilde erişememek büyük bir sivil potansiyeli atıl bırakıyor. Bu anlamda felaket dönemlerinde tüm toplumumuzu kapsayan sürdürülebilir insan kaynakları yönetimini acilen devreye sokmalıyız. Bunun için de her bir bireyimizin böylesi felaket dönemlerinde görev ve sorumluluğunun ne olduğunu belirlememiz gerekiyor. Oluşturulacak online uygulamalar aracılığıyla afet dönemlerinde her bir insanımızın nasıl bir rol üstlenebileceğini kendi beyanları ile belirlenip, eksikliklerin verilecek eğitimlerle giderilerek insan kaynakları anlamında etkin bir afet yönetiminin gerçekleştirilmesine olanak sağlayacaktır.

Böylece önceden bilinen her bir yeteneğin afet döneminde ilgili kamu otoritesince zamanında ve yerinde devreye girmesi daha etkin bir şekilde organize edilebilir.Bu noktada nitelikli insan kaynağı ve uzmanlık gücüyle daha etkin bir afet yönetiminde gönüllü gücünün devlet tarafından sistematik biçimde yönetilmesi, afet sırasında ve sonrasında yaraların sarılması ve normalleşme sürecine kadar kademeli olarak yönetilen bir yapının oluşturulması konusunda E-Gönüllü önerimizi hükümet, Meclis'te yer alan siyasi partiler, yerel yönetimler ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Bunun AFAD’ın halihazırda yürüttüğü gönüllülük projesinin kapsamının genişletilerek, bir proje olmaktan bir Gönüllü İnsan Kaynakları Yönetimi sistemine dönüştürülmesi ve daha çok etkin gönüllü insan kaynağına erişilmesinin yolunu açacağına inanıyoruz. SEGM olarak gönüllü eğitim programının oluşturulmasında da aktif rol alabiliriz.” 

"E-DEVLET VEYA E-NABIZ SİSTEMİ GİBİ E-GÖNÜLLÜ SİSTEMİ OLUŞTURULMALI"

SEGM çağrısında, "E-Gönüllü sisteminin; belirli yaş aralığındaki ve seyahat etmesini engelleyecek özel bir sağlık problemi olmayan yurttaşların e-devlet sistemi üzerinden afet durumlarında gönüllü katkı sağlayabileceği alanlarda tercihler yaparak, devlet tarafından olası afet zamanlarında görevlendirilmesini sağlayacak tasarlanması önerilen bir veri tabanı olarak tasarlanabileceğine" dikkat çekildi. 

SEGM çağrısında, E-Gönüllü sisteminin nasıl organize edilmesi gerektiğine ilişkin, şu bilgiler paylaşıldı:

“E-Gönüllü üzerinden giriş yapan yurttaşlar, sahip olduğu uzmanlık alanını ve/veya yetkinliği listeden seçebilmeli ve olası afet durumunda devlet tarafından görevlendirilerek nitelikli insan kaynağı olarak sahada yerini alabilmelidir. Bu görevlendirme süresince kişinin iş hayatı olumsuz etkilenmemeli ve işyeri tarafından kamu görevinde bulunduğu için ücretli izinli kabul edilmelidir. E-devlet üzerinden veya doğrudan E-nabız sistemine kişisel sağlık bilgilerinin girilebildiği gibi E-Gönüllü üzerinden gönüllülük türleri ve alanlarına ilişkin bilgiler toplanabilmelidir.”

"UZMANLIKLARI IŞIĞINDA, YURTTAŞLARA KATKI SUNABİLİRLER"

Yaklaşık 85 milyonluk bir nüfusa sahip olan Türkiye'nin; deprem kuşağında olması, iklim krizi nedeniyle orman yangınları ve sel felaketi gibi diğer doğal afetlerle de sıklıkla karşı karşıya kaldığının hatırlatıldığı SEGM çağrısında, E-Gönüllü sistemine neden ihtiyaç duyulduğu şöyle açıklanıyor:

“Her bir afet durumunda devletin ilgili kurumlarının yanı sıra kendi inisiyatifi ile gönüllü olan bireyler ve sivil toplum örgütleri yaraları sarmaya çalışmaktadır. Bununla birlikte 18-60 yaş aralığındaki sağlıklı yurttaşların, iş güvencesi ve afet bölgelerine gidebilecek kaynak kaygısı duymadan, devlet tarafından dönemsel olarak görevlendirilmesi yoluyla hem gönüllü insan kaynakları yönetimi daha etkin ve dengeli olarak yönetilebilir hem de sahada katkı sunmak isteyen yurttaşlara kendi uzmanlık ve yetkinlik alanları doğrultusunda katkı sağlama fırsatı sunulmuş olur.”