‘Sarallar’ soruşturmasında 169 kişiye dava!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Sarallar" olarak bilinen organize suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda aralarında İlyas Saral ve Erdal Acar'ın da bulunduğu 169 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede "Polat Alemdar" olarak tanınan oyuncu Necati Şaşmaz ile ilgili geçen diyalog dikkati çekti.

AA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 198 sayfalık iddianamede, aralarında oyuncu Necati Şaşmaz’ın da bulunduğu 9 kişi “mağdur”, şarkıcı Aylin Coşkun Aslan, 2017 yılında çıkan bir çatışmada öldürülen iş insanı Oktay Üzüm'ün oğlu Ahmet Yusuf Üzüm ve iş insanı Atalay Demirbaş’ın da bulunduğu 58 kişi “müşteki”, 2 kişi ise “müşteki-sanık” olarak yer aldı.

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 43’ü tutuklu, 167 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşının İlyas Saral olduğu, bu örgütün ise Saral’ın yanı sıra sanıklar Erdal Acar, Fatih Sarıalioğlu, Mehmet Ulu, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Osman Tellioğlu ve Tamer Çağlar tarafından yönetildiği belirtildi.

Aralarında Ahmet Cengiz Karlı’nın da olduğu diğer sanıkların örgüt üyesi veya örgüt adına suç işleyen kişiler olduklarına yer verilen iddianamede, örgüt elebaşı İlyas Saral’ın, örgüt yöneticileri ve kendisine direkt bağlı olan örgüt üyelerine verdiği talimatlarla örgütün devamlılığını sağlayarak İstanbul ve Türkiye’nin bir çok bölgesinde bulunan bazı lokal suç örgütlerini kendi çatısı altında birleştirdiği anlatıldı.

“ÜNLÜLER ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIKLARDA MÜDAHİL OLDU”

Örgüt elebaşlarından Erdal Acar’ın, başta kumarhane sektörü ve eğlence mekanları olmak üzere örgüte devamlılığı olan bir maddi getiri sağladığı vurgulanan iddianamede, bununla birlikte ünlüler arasındaki anlaşmazlıklara müdahil olup çözmesinden dolayı sanığın örgütün isminin her alanda duyulmasını sağladığı kaydedildi.

ZORLA MADDİ MENFAAT

Suç örgütünün elebaşlarından olan bazı sanıkların sorumluluk alanı ve birtakım eylemlerine yer verilen iddianamede, sanıkların yağma ve kumar oynamak için yer sağlama suçlarını işleyerek örgüte gelir temin ettikleri, örgüt yönetici ve üyelerinin geçimlerini bu yöntemle sağladıkları ve örgütün temel amacının yasal olmayan yollarla kişilerden cebir, tehdit kullanmak suretiyle zorla maddi menfaat temin etmek olduğu aktarıldı.

İddianamede, suç örgütü üyelerinin, şikayette bulunan müştekileri tehdit ederek sindirip davalarından vazgeçirmeye çalıştıkları ve eylemleri yaparken aralarında hiyerarşik bir yapının bulunduğuna yer verildi.

Örgüt elebaşlarının her birinin kendisine bağlı kadroların bulunduğu, örgüt içerisindeki görev dağılımına göre örgütsel faaliyet ve eylemde bulundukları ve birbirlerinin alanlarına mümkün mertebe müdahale etmedikleri aktarılan iddianamede, görevlendirmelerin örgüt lideri tarafından yapıldığı, örgüt yöneticilerinin zaman zaman birbirleriyle görüşüp danıştıkları ve bazı eylemleri de birlikte gerçekleştirdikleri belirtildi.

İSTENİLEN CEZALAR

İddianamede, örgüt elebaşı İlyas Saral’ın “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” ve “nitelikli yağma ” suçlarından 15 yıldan 27 yıla kadar, örgüt yöneticilerinden Erdal Acar’ın “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak veya yönetmek” ve birden fazla kez “nitelikli yağma” ve “nitelikli yağmaya teşebbüs” suçlarından 50 yıldan 79 yıl 6 aya kadar hapsi istendi.

Sanıklardan Mehmet Ulu’nun aynı suçlardan 15 yıldan 27 yıla, Mustafa Fazlıoğlu’nun 5 yıldan 12 yıla, Fatih Sarıalioğlu’nun 30 yıldan 49 yıl 6 aya, Ali Kaplan’ın 35 yıldan 66 yıl 6 aya ve Osman Tellioğlu’nun 10 yıldan 19 yıl 6 aya kadar, sanık Tamer Çağlar’ın ise 25 yıldan 42 yıla kadar hapsi istenirken, örgüt yöneticisi konumundaki toplam 8 sanığın, “örgüt üyesi” ve “örgüte yardım eden” konumundaki sanıkların işledikleri tüm suçlardan sorumlu oldukları, bu nedenle bu sanıklara verilecek cezalardan sorumlu tutularak aynı cezaya çarptırılmaları talep edildi.

İddianamede, ayrıca sanık Ahmet Cengiz Karlı için “silahla tehdit”, “nitelikli yağma” ve “örgüt üyeliği” suçlarından 41 yıl 6 aydan 72 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenirken, diğer sanıkların ise değişen sürelerde hapisleri talep edildi.

“VERİLEN TÜM GÖREVLERİ YERİNE GETİRDİ”

İddianamede, örgüt yöneticileri İlyas Saral, Erdal Acar, Fatih Sarıalioğlu, Mehmet Ulu, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Osman Tellioğlu ve Tamer Çağlar’ın, örgüt üyeleri üzerinde hakimiyet tesis ederek örgütte söz sahibi oldukları, verilen tüm görevleri yerine getirdikleri, örgütün yönetici kadrosunun zarar görmemesi için örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçları örgüt üyelerinin üstlendiği belirtildi.

ÖRGÜTÜN BAŞINA GEÇTİ

Örgüt elebaşı ”Alaattin” olarak tanınan sanık İlyas Saral’ın daha önce işlediği ve kamuoyuna yansıyan suçları ve genel tutumu sayesinde adını duyurmasıyla etrafında topladığı sanıklarla birlikte hareket edip, örgütün başına geçtiği vurgulanan iddianamede, bu yapının kendi içinde lokasyon ve yüklenen misyon bakımından kollara ayrıldığı, silahlı suç örgütünün maddi getiri elde edilecek her türlü alanda aktif şekilde rol almak istemesinden dolayı örgütteki yönetici sayısının bir hayli fazla olduğu kaydedildi.

CEMAAT TOPLANTILARI

İddianamede, bu yöneticilerden bazılarının bölgesel sorumluluğu varken, bazılarının örgüt adına katıldıkları “cemaat” adı altındaki toplantılardan örgüte haksız kazanç sağlamak, kimilerinin alacaklı olduğunu iddia eden kişilerin azmettirmesiyle örgütün korkutucu gücünü kullanarak tahsilat yapmak, bazılarının kumardan örgüte kazanç sağlamak, kimilerinin de eğlence mekanlarında yağma suçunu işleyip örgüte kazanç sağlamak gibi alanlara yöneldikleri ifade edildi.

Örgüt içerisinde katı bir hiyerarşi olduğu, örgüt üyelerinin direkt örgüt lideri İlyas Saral'a ulaşamadıkları ve Saral ile sadece örgüt yöneticileri ve üst seviye örgüt üyelerinin birebir görüşebildiği aktarılan iddianamede, örgüt mensuplarının Saral’ın ismini telefon görüşmelerinde dahi geçirmemeye özen gösterdikleri, Saral’ın telefon kullanmadığı, gerektiğinde yanındaki kişilerin cep telefonlarıyla iletişim sağlayıp talimatlarını verdiği ve bununla birlikte örgüt üyelerinin bağlı oldukları yönetici ile eylemlere iştirak ettikleri belirtildi.

İddianamede, kurulan sistemle örgüt elebaşı İlyas Saral'ın sorumlu tutulmaması için birtakım önlemler alındığı, ayrıca polis tarafından yakalanan yönetici ve üyelerin yerine yenileri yerleştirilerek operasyonlardan örgütün zarar görmesinin engellenmeye çalışıldığı yer aldı.

OKTAY ÜZÜM’ÜN AİLESİNİ TEHDİT

İddianamede, suç örgütü yöneticilerinden Erdal Acar’ın önceden tanışıklığı olan ve 27 Ekim 2017'de Beykoz Acarlar Mahallesi’ndeki bir villada iki grup arasında çıkan silahlı kavgada vurulan Oktay Üzüm’ün öldürülmesinden sonra mirasçılarıyla irtibat sağlayıp Üzüm ile arasında bir hukuki ihtilaf varmış izlenimi yaratmaya çalıştığı, bunu kendisinin çözeceğine müştekileri ikna ettiği, bu kapsamda müşteki Serdar Üzüm ile birtakım anlaşmalar yaptığı kaydedildi.

Serdar Üzüm’ün, istenilenleri yerine getirmede geciktiğinde Erdal Acar’ın çevresinde bulunan ve talimatlarıyla hareket eden kişiler aracılığıyla tehdit edildiği aktarılan iddianamede, örgüt lideri İlyas Saral’ın da devreye girerek, ikilinin müşteki Üzüm’ün iradesini baskı altına aldıkları belirtildi.

İddianamede, Üzüm’ün, kendisinden istenilen her şeyi yerine getirdiği ancak sözde anlaşmanın gereklerini karşılamadığı bahane edilerek İlyas Saral ve Erdal Acar tarafından ”yağma” suçuna maruz kaldığı ifade edildi.

AYLİN COŞKUN ASLAN’I, ŞARKICI ELİF KARLI’NIN EŞİ ARADI

Müştekilerden Aylin Coşkun Aslan ile sanıklar Tevfik Cantemür ve Latif Cantemür arasında ticari ilişkiden kaynaklı anlaşmazlık yaşandığı bilgisine yer verilen iddianamede, Aslan’ın bu nedenle yasal yollara başvurduğu, bunun üzerine sanıkların müştekiyi tehdit etmeye başladıkları anlatıldı.

Sanıkların, birilerini aracı kılarak Aslan’ı yaptığı yasal takiplerden vazgeçirmek istedikleri ama müştekinin vazgeçmediği, sanıkların bunun üzerine Sarallar suç örgütü mensuplarıyla iletişime geçtikleri belirtilen iddianamede, örgütün bu iş için Şarkıcı Elif Karlı’nın eşi sanık Ahmet Cengiz Karlı’yı görevlendirdiği vurgulandı.

İddianamede, sanık Karlı’nın, müşteki Aslan’ı cep telefonuyla arayıp, örgüt içinde bir toplantı yapılması ve müştekiyi bu karara uyması için ikna etmeye çalıştığı ifade edilerek, bu telefon konuşmasında Karlı’nın, “Şimdi Aylincim, sen beni az çok tanıyorsundur yani biz bu memlekette sözü geçen bir aileye mensup insanlarız anlatabildim mi? Şimdi bunlar bir şekilde bize ulaştılar. Bunun çözümü ne biliyor musun? Senin menfaatin açısından anlatabildim mi?… Ama işte bizimkiler biliyorsun da… Türkiye’nin en büyük ailesidir. Senle yüz yüze geldiğimizde konuşuruz yani.” ifadelerini kullandığı, bu şekilde müştekiyi korkutup baskı altına almaya çalıştığı, Aslan’ın ise düzenlenmek istenen bu toplantıya katılmak istemediği belirtildi.

POLAT ALEMDAR DİYALOĞU DİKKAT ÇEKTİ

Soruşturma kapsamında yapılan teknik takiplerle ilgili detayların da yer aldığı iddianamede, sanık Mehmet Ulu ile Sabri Çelik arasında, “Polat Alemdar” olarak tanınan oyuncu Necati Şaşmaz ile ilgili geçen diyalog dikkati çekti.

İddianamede, Necati Şaşmaz’ın eski eşi Nagehan Kaşıkçı’nın babası Ahmet Kaşıkçı’nın, kızı boşanma aşamasındayken örgüt lideri İlyas Saral ile Şaşmaz üzerinde baskı kurması ve sorunları çözmesi için görüştüğü bilgisinin yer aldığı, Saral'ın Kaşıkçı’yı “sosyete camiası”na baktığı ileri sürülen örgüt yöneticilerinden Erdal Acar’a yönlendirdiği anlatıldı.

Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmemesi için mağdur Necati Şaşmaz’ın 1 Temmuz 2022'de Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne davet edilerek konunun sorulduğu ve ifadesinin alındığı kaydedilen iddianamede, Kaşıkçı’nın kızı ile mağdur arasındaki anlaşmazlığı kendi isteği doğrultusunda çözmesi için daha önceden tanıdığı Saral’dan yardım istediği, ancak mağdura yönelik tehdit, baskı, zorlama gibi herhangi bir girişimin gerçekleşmediği belirtildi.

İddianamede, Erdal Acar’ın silahlı suç örgütünün yöneticisi olduğu, başta kumarhane sektörü ve eğlence mekanlarından olmak üzere örgüte devamlılığı olan maddi getiri sağladığı, iş adamları ve tanınmış kişilerin anlaşmazlıklarını Sarallar suç örgütünün adını kullanarak çözüme kavuşturduğu izlenimini verip yağma suçlarını işlediği, müştekilerle iş ilişkisi görünümü altında görüşüp yanındaki örgüt üyeleri aracılığıyla tehdit ederek bir şekilde müştekilerin işletmelerinin yönetiminde yer almaya çalıştığı aktarıldı.

Acar’ın 28 Haziran’da düzenlenen operasyon sırasında Beykoz’daki evinden kaçmaya çalışırken yakalandığı, kaçarken bahçeye bir çanta attığı, bu çantada taşıma ruhsatlı silah ele geçirildiği, İzmir Çeşme'deki çiftliğinde yapılan aramada ise çelik kasada 770 bin dolar bulunduğu, örgüt içerisindeki konumu ve gerçekleştirdiği tespit edilen eylemler göz önüne alındığında, ele geçen parayı suçtan elde ettiğinin değerlendirildiği kaydedildi.

Başsavcılık tarafından onaylanan ve İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye göre sanıklar, 6 Şubat’ta Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki salonda hakim karşısına çıkacak.