Sanata çürük darbesi
Nitelikli kültür sanat varlıkların sayısının yetersiz olduğu İzmir’de, var olan yapılara sahip çıkamıyoruz. Tesisleri çürük diye yıkıyor ama yerine yenisini yapamıyoruz.
Erman Şentürkğİzmir’de son yıllarda özellikle depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle kent belleğinde önemli yere sahip kültür sanat ve eğitim tesisi yıkılırken bazıları da amacı dışında kullanıma açılmaya çalışılıyor. Çürük olduğu gerekçesiyle yıkılan binaların yerine yenisi yapılamazken, tesis sayısının az olduğu kentteki kültür sanat ve eğitim faaliyetleri büyük darbe gördü.
Atatürk İl Halk Kütüphanesi, İzmir Resim ve Heykel Müzesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Narlıdere ve Alsancak Kampusu, Aliağa Kyme Arkeoloji Müzesi ve son olarak da Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile ilgili tartışmalar kentte kültür sanat faaliyetleriyle ilgili yaşanan sorunların da göstergesi oldu. Yüksek Şehir Plancısı, Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, “Kültür ve sanat varlıklarımız için tehlike halen devam ediyor. Özellikle son dönemde kültür sanat faaliyetleri için kullanılan binalar sadece yıkılmakla kalmıyor. Yıkmaktan beter hale getirilip amacı dışında kullanıma açılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunun son örneği Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili tartışmalar oldu” dedi.
İzmir’de sanat eğitimi ile kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak tesis bulmanın giderek zorlaştığını söyleyen Karaçorlu, “Aliağa Kyme Arkeoloji Müzesi ve Kazı Evi 2015 yılında düzmece bir çürük raporuyla yıkılmak istendi. Sonrasında tıpkı AKM’de olduğu gibi burayı da Emniyet’e vermek istediler. Benzer bir süreç Konak’taki Resim ve Heykel Müzesi’nde de yaşandı. Orada da ısmarlama bir raporla karşılaştık. Narlıdere’deki Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve kurumun Alsancak’taki ilk kampus binaları depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkıldı. Yine Konak’taki Atatürk İl Halk Kütüphanesi yıkıldı, yerine yapılan bir şey yok. Bunların hepsi birer kayıp. Bizce amaç İzmir’in değeri olan bu yapılarla halkın bağını koparıp unutturmak. Şimdi kamusal bir kültür sanat tesisi yapılmak istendiğinde kent merkezinde bu ihtiyaca cevap verecek nitelikli yer bulunamıyor. İzmir’de bu binalardan önce o kadar çok depreme dayanıksız yapı, kamu binası var. Binaların hepsinde rant söz konusu. Bundan ötürü kentin kültür sanatı da darbe görüyor. Tesislerin ranta kurban edilmesini istemiyoruz. Bizim bu tesislere ihtiyacımız var. Kentin kültür sanat değerlerinin amacı dışında kullanılmasına karşıyız. Aksine bu mekânların sayısının ve niteliğinin artırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.