Saitbey Sitesi Davası'nın ikinci oturumu yarın
Kahramanmaraş’ta saniyeler içerisinde yıkılan ve 43 kişinin yaşamını yitirdiği Saitbey Sitesi davasında sanıklar ikinci kez yargı önüne çıkıyor. Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yarın saat 09.30’da görülecek dava öncesi kayıp yakını Tuba Erdemoğlu Cumhuriyet’e konuştu.
Çağdaş BayraktarDepremde Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesinde bulunan Saitbey Sitesi saniyeler içerisinde yıkılırken 43 kişi yaşamını yitirmiş, bir kişiye ise ulaşılamamıştı. 4'ü tutuklu 6 sanığı hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edilen davada ikinci duruşma yarın görülecek. Sitede annesini, babasını, kardeşini ve dedesini kaybeden Tuba Erdemoğlu duruşma öncesi gazetemize konuştu.
Aralık ayında yapılan ilk duruşmada sanıkların hem kendilerini savunduklarını hem de kaçak kat çıkma başta olmak üzere birçok suçu kabul ettiklerini anımsatan Erdemoğlu, “13 Saat süren o duruşmada 13 saat boyunca suçluların pişkince savunmalarını dinledik, hatta müteahhit Hasan Çam’ın ‘buradan çıkınca hepinize dava açacağım’ sözleriyle tehditlere maruz kaldık” dedi. Sitenin kentsel dönüşüm kapsamında inşa edildiğini belirten Erdemoğlu, “Bizim sorularımız net; Saitbey Sitesi nasıl inşa edildi? Kaçak yapılaşmaya nasıl ceza kesilmedi? Nasıl oldu da bu binada hiçbir denetleme yapılmadı? Bu usulsüzlük silsilesine nasıl tüm sorumlular sustu?” sorularını sordu.
“CEZA DEĞIL ÖDÜL”
11 ay geçmesine rağmen tek bir kamu personelinin soruşturmaya dahil olmadığına dikkat çeken Erdemoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bilirkişi raporuna göre asli kusurlu bulunan yapı denetim kontrol elemanı M. Y. neden Hâlâ tutuklanmadı? Askeri personel diye korunuyor mu? Subay olması suçlu olduğu gerçeğini değiştiriyor mu? Yapı denetim firmasının sorumluluğunu azaltıyor mu? 11 aydır haykırıyoruz, tek istediğimiz adalet. Yaşadığımız acının tarifi yok. Bunca usulsüzlükle beş yıllık bu binanın 8 saniyede yıkılmasında pay sahibi olanları olası kastla değil de “bilinçli taksir” ile yargılamasını kabul etmiyoruz. Çünkü bu onlara ceza değil ödül vermek demek.”