Sağlıkçılar TİS öncesi taleplerini sıraladı: İnsanca yaşayacak bir ücret!
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası’na (SES) üye sağlık çalışanları, memur maaşlarına 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak zamların belirleneceği toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde taleplerini açıkladı. KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “İnsanca yaşam koşullarının altında yoksulluk ücretleriyle yaşamaya mahkum eden bu koşullara dur demek ve en düşük kamu emekçisi gelirinin yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşayacak bir ücret olması talebini haykırmak için buradayız” dedi.
ANKAYaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos itibarıyla başlayacak. Yetkili sendika olarak Memur-Sen’in yer alacağı görüşmeler öncesi Sağlık Ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası üyeleri taleplerini dile getirdi.
İzmir’de Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünden “Grevli sendika hakkı, gerçek toplu sözleşme. İnsanca ve demokratik çalışma yaşamı” yazılı pankart ile toplanan sağlıkçılara KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ve SES Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli destek verdi.
YEŞİL: HER GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA AÇLIK KOŞULLARINDA YAŞAMAYA ZORLANIYORUZ
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, hükümetin politikaları nedeniyle yurttaşların açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğini belirterek, “Ekonomik krizin böylesine derinleştiği günlerde başta bu işçiler, emekçiler, emekliler, asgari ücretliler, gençler ve kadınlar olarak her geçen gün biraz daha yoksulluk, sefaletle, açlık koşullarında yaşamaya zorlanıyoruz. Demokratik haklarımızın da birer birer elimizden gasp edildiği bir ortam ve koşullarda 1 Ağustos'ta 7. Dönem TİS görüşmeleri başlayacak. Özelleştirme politikalarıyla başta sağlık olmak üzere halkın kamusal hizmete ulaşması noktasındaki zorluklar, sağlıkta şiddet, randevu alamama, ilaçlara ulaşamama sorunları ortaya çıktı. Yetkili sendikanın her dönem bize kaybettirdiğini çok iyi biliyoruz. Bu döneme doğru giderken esas yetkinin esas gücün birbirimizden birleşmemizden ve gerçek taleplerimize sahip çıkmaktan geçtiğinin altını çizmek için toplandık. Yine aynı şekilde bizleri insanca yaşam koşullarının altında yoksulluk ücretleriyle yaşamaya mahkum eden bu koşullara dur demek ve en düşük kamu emekçisi gelirinin yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşayacak bir ücret olması talebini haykırmak için buradayız” diye konuştu.
ADIBELLİ: SAĞLIK SİSTEMİ ASLINDA ÇÖKMÜŞTÜR
SES Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli ise, “Buca Seyfi Demirsoy Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 15 Mayıs 2023 tarihinde bizim aldığımız yetki burada gasp edildi. Bu gaspın ne kadar hukuksuz olduğunu, aynı zamanda yıllardır sürdürülen bu politikaları burada o yetkiyi almalarına sebep olduğu üzerinden burada bu yapılan haksızlığı dile getirmek ve TİS taleplerini dillendirmek üzere buradayız. Buradaki örgütlememiz birçok insanı rahatsız etmiş, aynı zamanda kendisini yetkili sendika olarak değerlendiren, yıllardır aslında yetkili olmayıp, tamamıyla yetkisiz bir süreç işleten sendikanın iktidarın sendikası misyonunu yerine getirdiğini de biliyoruz. Onlar TİS masasında bizlerin tabiri caizse satış sözleşmesine imza atarken burada da bu yetkiyi bir şekilde gasp edildi. Burada yetkili olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Artık kuyruklara son verildiğini, insanların istediği hastanede istediği hekime muayene olabileceğini söyleyerek sağlıkta dönüşümü müjde gibi ilan ettiler. Bu sağlık sistemi aslında çökmüştür. Çünkü insanlar belki hastanede kuyruklarda oluşmadı ama sanal kuyruklar oluştu. İnsanlar muayene olabilmek için aylar süren randevular süresine maruz kalıyorlar. TİS döneminde kendini gören Memur-Sen'in açıkladığı talepler içerisinde birinci yıl yüzde 70 zam oranı talep ediyor. Ama bunun ne kadar gerçekçi olmadığını altı dönemdir gördük. Ve bu dönemde göreceğiz” ifadelerini kullandı.
TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİLER
Sağlık çalışanları adına yapılan basın açıklamasını ise SES İzmir Şubesi Eş Başkanı Erkan Batmaz okudu. Batmaz, sağlık çalışanlarının taleplerini şöyle sıraladı:
- “Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.
- Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,
- Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın
- Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın
- Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın
- Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin,
- Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin,
- Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
- Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın,
- Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın,
- Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
- 0-3 yaş çocukları da kapsayacak şekilde ücretsiz, 7/24 hizmet veren, nitelikli ve anadilinde çocuk bakım merkezleri ve kreşlerin oluşturulması güvence altına alınmalıdır.
- Kreş hizmeti sağlanamayan yerlerde günün ihtiyaçlarına uygun şekilde kreş ödeneği sağlanmalıdır.
- Ücretli doğum izni artırılmalıdır, kadınlar için doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra altı ay ücretli doğum izni verilmelidir.
- İstihdam biçimi gözetilmeksizin mazeret (eş durumu, sağlık, eğitim, can güvenliği vb.) tayinleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.”