Sağlık meslek ve emek örgütleri: "Tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar eylemlere ve mücadeleye devam edeceğiz"

Ankara’da toplanan sağlık meslek ve emek örgütleri, Sağlık Bakanlığı’nın ek ödeme yönetmeliklerine karşı öncelikli 5 taleplerini açıkladı. Sağlık meslek ve emek örgütleri, bu taleplerin karşılanmaması durumunda eylemlere başlayacaklarını duyurdu. Yapılan ortak açıklamada, “Tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar eylemlere ve mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz” açıklamasını yaptı.

ANKA

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Hekim Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Hekim Birliği), Kamu Diş Hekimleri Derneği (KADHED), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB), dün TTB Genel Merkezi’nde bir araya gelerek Sağlık Bakanı’nın “Beyaz Reform” olarak duyurduğu Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği ile Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni değerlendirdi.

Sağlık meslek ve emek örgütleri, performans sisteminin aynı tarzda sürmesinin çalışma koşullarını ağırlaştıracağı ve sağlıkta şiddeti tırmandıracağı, ayrıca disiplin ceza sayısını artırabileceği sonucuna vardı. Sağlık meslek ve emek örgütleri, düzenlemelerle ilgili hukuki süreci de ele alarak 5 acil talep belirledi.

“Sağlığımız için Oluşturduğumuz 5 Talebimizin Hepsi Karşılanana Kadar Eylemlerimize Devam Edeceğiz” başlığı ile hazırlanan ortak açıklamaya, toplantıyı düzenleyen örgütlerin yanı sıra Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim-Sen), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip-Sen), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm Rad-Der), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) de imza attı.

Sağlık meslek ve emek örgütlerinin bugün yayınladığı ortak açıklama şöyle:

“ÇALIŞMA KOŞULLARIMIZI VE DOLAYISIYLA SUNDUĞUMUZ SAĞLIK HİZMETİNİN NİTELİĞİNİ İYİLEŞTİRMEYECEK OLAN BU DÜZENLEMELERİN HEM BİZİM HEM DE TOPLUMUN SAĞLIĞINI İYİ YÖNDE ETKİLEMEYECEĞİ AÇIKTIR”

  • Sağlık Bakanı’nın ‘Beyaz Reform’ olarak nitelediği, ağustos ayı içerisinde yayınlanan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği ile Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki düzenlemeler, elbette ki haklarımız için birlikte mücadelemizin bir başarısıdır. Ancak aylardır dile getirdiğimiz taleplerimizin yerine getirilmediğini de görmekteyiz. Çalışma koşullarımızı ve dolayısıyla sunduğumuz sağlık hizmetinin niteliğini iyileştirmeyecek olan bu düzenlemelerin hem bizim hem de toplumun sağlığını iyi yönde etkilemeyeceği açıktır. Sağlıklı olabilmemiz için daha önceden de sık sık gündeme getirdiğimiz ve son toplantımızda ortaklaştırdığımız 5 talebimizi kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz. Sağlığımız için 5 öncelikli talebimiz:

ETKİLİ BİR SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI

  • Daha önce çıkarılan sağlıkta şiddet yasaları, sağlıkta şiddeti bitirmekte etkili olmaktan çok uzaktır. Etkili bir ‘Sağlıkta Şiddete Yönelik Yasa Teklifi’, Meclis açılır açılmaz öncelikli olarak gündeme alınmalı ve yasalaşmalıdır. ‘Beyaz Reform’ adı altında yayınlanan son iki ödeme düzenlemesi (Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik), sağlıkta şiddeti azaltması bir yana sağlıkta şiddeti ‘teşvik’ edecek düzenlemeler içermektedir. Sağlıkta şiddetin çözümü için her alanda bütünlüklü bir yaklaşım gerekmektedir.

GÜVENLİ VE SAĞLIKLI ÇALIŞMA KOŞULLARI

  • Daha iyi bir sağlık hizmeti verebilmemiz için, tüm hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamları, çalışma süreleri ve iş yükleri, bilimsel veriler ışığında, ilgili emek-meslek örgütlerinin de katılımı ve denetimiyle sağlanmalıdır. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmelidir. Sağlık hizmetleri, hekimin ve toplumun hak ettiği şekilde, bilim ve evrensel değerler çerçevesinde sunulmalıdır. Sağlık kurumlarında idarenin çalışanı denetlediği tek taraflı denetim mekanizması ortadan kaldırılmalı, çalışanların ve temsilcilerinin de olduğu kolektif denetleyecekleri bir sistem oluşturulmalıdır. Çalışanlar üzerindeki disiplin soruşturmaları, görevlendirme vb. ile oluşturulan baskı kalkmalı, nitelikli çalışma koşulları ile nitelikli sağlık hizmeti öncelik olmalıdır. Başta aile sağlığı merkezleri (ASM) olmak üzere kamusal bir hizmet olan sağlık hizmeti, kamu binalarında, kamu imkanlarıyla verilmelidir. Sağlık hizmetlerinin temeli olan birinci basamak sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmalı, hekim başı bin 500 kesin kayıtlı birey düşecek şekilde aile hekimi sayısı artırılmalı, sevk zinciri altyapısı oluşturulmalı ve uzman aile hekimi sayısı, birinci basamak sağlık hizmetlerini uygun ve yeterli düzeyde sağlayacak şekilde artırılmalıdır.

NİTELİKLİ EĞİTİM

  • Üniversite ve uzmanlık eğitimi kontenjanları, ilgili emek ve meslek örgütlerinin ağırlıkta olduğu bir kurulla liyakate dayalı ve bilimsel ölçütlere göre oluşturulmalıdır. Kontenjanların ve müfredatın belirlenmesi ve uygulanmasında, ülkenin gerçek sağlık hizmeti ihtiyacı, kurumların eğitimle ilgili yeterlilikleri gibi özellikler göz önünde bulundurulmalı; uluslararası ve bilimsel standartlar sağlanmadan yeni eğitim kurumu açılmamalıdır. Sağlık sisteminde de eğitimde de koruyucu sağlık hizmetleri öncelenmelidir. Sağlık meslek öğrencilerinin ücret ve staj olanaklarıyla ilgili mevzuatta düzenleme yapılmalıdır. Asistan ve intörn hekimlerin eğitim, dinlenme haklarını ellerinden almayan ücret düzenlemesi derhal hayata geçirilmelidir.

COVID-19 PANDEMİSİ ÖZELİNDE GÜVENCE

  • Covid-19, tüm hekimler ve sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı ve yasal dayanağı olmalıdır. Pandeminin başlangıcından itibaren tüm hekim, sağlık çalışanlarının yıpranma payı, geçmişi de içerecek şekilde bir yıla 120 gün olmalıdır. Pandemi bittiğinde ise tüm sağlık çalışanlarına beş yıla bir yıl yıpranma payı verilecek şekilde düzenleme yapılmalıdır. Pandemide sağlık kurumlarında ve filyasyonda görev alan diş hekimleri başta olmak üzere, sağlık çalışanlarına kendi alanı dışında görevlendirmeler yapılmıştır. Pandemi dahi olsa tüm görevlendirmeler, alana uygun olan unvan ve görevlerdeki kişiler göz önünde bulundurularak planlı ve güvenceli bir biçimde yapılmalıdır.

EKONOMİK VE ÖZLÜK HAKLARIMIZIN KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ

  • Tüm ücretler, özlük haklarından feragat etmemiz istenmeden tek kalemde ve emekliliğe yansıyan şekilde olmalıdır. İzin, rapor ve eğitimlerde ücret kesintisi yapılmamalı; ücret belirlemede toplu görüşme değil toplu sözleşme esas olmalıdır. Tüm sağlık çalışanları yoksulluk sınırının üzerinde aylık net gelire sahip olmalıdır. Hekimlerin aylık en düşük net geliri, yoksulluk sınırının en az iki katı olmalıdır. Tüm sağlık çalışanlarının en yüksek derece ve kademedeki ek göstergeleri 3 bin 600’den başlatılmalı, hekimlerin en yüksek derece ve kademedeki ek göstergesi ise en az 7 bin 600 olmalıdır. Aynı işi yapan çalışanlar arasında farklı istihdam modelleri nedeniyle oluşan eşitsizliği gidermek amacıyla tek ve güvenceli istihdam modeli sağlanmalıdır. İçinde bulunduğumuz mevcut ekonomik şartlar göz önüne alındığında, özellikle ASM’lerde olmak üzere tüm sağlık birimlerinde hizmetin yürütülmesi aksamaktadır. Bu nedenle sağlığa ayrılan bütçe yeterli hale getirilmeli, aile hekimliği kapsamındaki tüm ödemeler günümüz şartlarına göre düzenlenmelidir. Emekli aylıklarında Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR adaletsizliği giderilmeli; insanca yaşanabilir bir ücret herkesin hakkı olmalıdır.

“TÜM TALEPLERİMİZ GERÇEKLEŞENE KADAR EYLEMLERE VE MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

  • ‘Beyaz Reform’ diye nitelendirilen, kapsam içi adil olmayan, kapsam dışı eşit olmayan (112, İSM, TSM, temel tıp bilimleri… ) tüm düzenlemeler adil ve eşit hale getirilmeli; zaten gecikmiş ve taleplerimizi karşılamakta yetersiz olan düzenlemelerin hepsi, 1 Temmuz 2022’yi kapsayacak şekilde yapılmalıdır. Duyurulan yönetmeliklerde kapsam dışı kalan üçüncü basamak ile ilgili beklenen yönetmeliğin 15 Eylül 2022 tarihli uygulamada hayata geçirilmemesi durumunda, platform olarak acil eylem kararımızı açıklayacağımızı, tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar eylemlere ve mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz.