Rüyasında gördüğü Mevlana'nın 'gel' çağrısına uyarak Arjantin'den Konya'ya yerleşti

Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te dünyaya gelen Hint asıllı Swamini Samvidananda Saraswati, rüyasında gördüğü Mevlana'nın "gel" çağrısına uyarak iki yıl önce Konya'ya yerleşti.

AA

Doğup büyüdüğü Arjantin'den Konya'ya yerleşen 56 yaşındaki Saraswati, ülkesinde profesyonel müzik ve spiritüel eğitim üzerine çalıştığını söyledi.

Ömrünü bir keşiş olarak manastır ve mağaralarda geçirdiğini ifade eden Saraswati, öğrencilerine felsefe ve kutsal metinler üzerine eğitim verdiğini anlattı.

"MEVLANA'NIN AŞKI BENİ BURAYA SÜRÜKLEDİ"

Mevlana'yı yaklaşık 8 yıl önce rüyasında gördükten sonra, onun bilgeliğini anlayıp derinleşmek, gelişmek için Konya'ya yerleştiğini kaydeden Saraswati, "Konya'ya 2013'te geldim. Tamamen yerleşinceye kadar her yıl gittikçe burada daha çok zaman geçirmeye başladım. Mevlana'nın aşkı beni buraya sürükledi. Bundan başka bir şey yapamadım. Onun aşkından çaresizdim" diye konuştu.

"İÇİME GİRİP RUHUMUN EN DERİN YERLERİNİ ARINDIRDI"

Saraswati, Mevlana'nın tüm eserlerini titizlikle okuduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Hazreti Pir'e geldiğim dönemde başladım okumaya. İlk olarak şiirlerinin yer aldığı Divan-ı Kebir'i okudum. Özellikle bazı dizelerin üzerimde yarattığı etki çok derindi. Öyle ki; günlerce farklı bir ruh halinde oluyordum. Bir söz, bir cümle, bir düşünce, bana ne yaptığını bilmiyorum. Başkaları için konuşamam ama benim için yaptığı bir lazer etkisiydi. İçime girip ruhumun en derin yerlerini arındırdı. Onun ışığında, bilgeliğinde ve şefkatinde, bu sözlerle, bu sözlerin bilgece manalarıyla kalbimin, ruhumun dönüşümü ve açılması hayatımı değiştirdi"

Mevlana'ya yakın olmak için Konya'ya yerleştiğine, hayatının son anına kadar burada yaşayacağına işaret eden Saraswati, şunları kaydetti:

"Mevlevi anlayışını yaşam tarzı olarak kalpten yaşadığınızda, zaman kavramının sınırlayıcılığı kronolojik olarak varlığını yitiriyor. Öyle bir an geliyor ki; fiziksel zaman kavramı, anlamını ve önemini yitiriyor. Anlamsız hale geliyor. Gelecek hakkında genel olarak insanların düşündüğü gibi düşünmüyorsunuz. Çünkü 'an'da olmanın önemi, 'şimdi'de tüm varlığınızla, kalbinizle gittikçe daha fazla parlatılmış bir şekilde. Açıkçası zaman diye bir şey yok. Zihnin yarattığı bir şey bu. Bizim için önemli olan 'an'ı keşfetmek ve fark etmek. 'Şimdi'de varlık var, hayat akıyor. Burada ne geçmiş ne de gelecek var. Gelecek spekülasyondur. Öyleyse bize kalan şimdidir. Eğer siz çok fazla geçmişin hatıralarında ve gelecek planlarında olursanız hayatı kaçırırsınız. Şimdiyi kaçırırsınız. Mevlana, 'Bizler anın çocuğuyuz ki o anda yaşamalı, parlamalı, büyümeliyiz' sözüyle 'kalpte yer bulan aşkı yaymalıyız' diyor"