'Rusya Günü' İstanbul'da kutlandı

Rusya Federal Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti parlamentosunun, 1990 yılında Sovyetler Birliği'nden egemenliğini ilan ettiği 'Rusya Günü' İstanbul’da düzenlenen resepsiyon ile kutlandı.

Bu kapsamda Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğu Conrad Otel’de Başkonsolos Andrey Buravov’un ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyona diplomatik temsilciler ve çok sayıda davetli katıldı.

12 Haziran 2002 yılında, Rusya kanunları ve Anayasası’nın Sovyetler Birliği’nin önünde öncelikli nitelik taşıdığı, tüm yurttaşlar, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin için eşit haklara sahip olduğu belirtildi.

Rusya ve Türkiye milli marşların okunmasıyla başlayan resepsiyonda Başkonsolos Andrey Buravov bir konuşma yaptı. Katılımcılara teşekkür ederek başladığı konuşmasında Rusya’ya uygulanan yaptırımlara ve Rusya Fed. Dışişleri Bakanın Lavrov’un Ankara’ya ziyaretine ve Türkiye ile işbirliği çalışmalarına da deyindi.

"ÜLKEMİZ BUGÜNE KADAR EŞİ GÖRÜLMEMİŞ YAPTIRIMLARA MARUZ KALDI"

Buravov şu ifadeleri kullandı:

“12 Haziran, tarihi bin yıldan fazla olan Rus devletinin gelişiminde yeni modern bir dönüm noktasını sembolize eder. 12 Haziran 1990 tarihinde Rusya Halk milletvekilleri ilk kongresinin, Rusya Anayasası ve yasalarının üstünlüğünün ilan edildiği Rusya nın devlet egemenliğine ilişkin Deklarasyonu kabul ettiğini hatırlatmak isterim.

Son geçtiğimiz yıllar içerisinde Rusya, ileriye doğru radikal atılımlar yapabildiğini kanıtlamıştır. Kısa bir tarihsel dönemde modern Rusya’nın yasal ve ekonomik temeli oluşturulmuş; egemenlik ve demokratik düzenin sağlamlığı ve güvenilirliği, ülkemizin çok uluslu halkları arasındaki barış ve karşılıklı anlayış sağlanmış; ülkemizin büyük kültürünün zenginliği ve çeşitliliği korunup çoğaltılmıştır. Ülkemiz, birçok devrilme aşamaları ve çok ağır imtihanlardan geçmiştir. Fakat çok uluslu halkımız her zaman onurlu ve namuslu bir şekilde her türlü zorluğun üstesinden gelebilmiştir. Ülkemizin birlik ve kararlılığının temelini, Anavatana olmuş, olan ve olacak sadakat teşkil eder."

"İşte bugün de Rusya, kendi egemenlik ve güvenliğini koruma hakkını, daimi ikametgah yerlerinde açık Rus düşmanlığı ve milliyetçi-nazi ideolojisi ile karşılaşan Rus ve Rusça konuşanların kendi milli özdeşliğini koruma, anadilinde serbest konuşma, kendi gerçek kahramanlarını anma imkanını koruma hakkını sert bir şekilde savunmak mecburiyetindedir.

Buna karşılık ülkemiz bugüne kadar eşi görülmemiş yaptırım önlemlerine maruz kaldı. Bu önlemler, sıkça makul bir sınır dışına çıkarak karşılıklı olarak yalnızca bunları ilan edenlere ciddi zarar vermekle kalmıyor, mevcut uluslararası ekonomik bağları ve stratejik önem taşıyan malların sevkiyatlarını da tehlike altına sokuyor. Bunların hepsi, dünya çapında koronavirüs salgını döneminde zaten büyüyen üretim, lojistik ve tüketici zincirlerinin hassaslık ve oynaklığını arttırıp enerji ve gıda güvenliğine yönelik artan küresel tehditleri teşvik etmektedir.

Bu koşullar altında Rusya, buna hazır olan herkesle diyalog ve işbirliğine azami ölçüde açık ve hazır olduğunu gösteriyor, işbirliğinin arttırılması için açılan tüm fırsatları tam olarak ve enerjik bir şekilde gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu azim ve gayretler, Türk ortaklarımız için de tamamen geçerlidir. Son günlerde farklı seviyelerde gerçekleşen temas ve müzakereler, ikili ticaret ve ekonomik bağların önemli ölçüde genişletilmesi ve çeşitlendirilmesi, onlara daha dengeli bir karakter kazandırılması için önemli fırsatların bulunduğunu gösterdi."

RUSYA VE TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ

"İki gün önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Ankara’ya yaptığı çalışma ziyareti da, ortaklığımızın ilgili potansiyelinin varlığının önemli bir teyidi oldu. Bu ziyaret, dostane Rus-Türk ilişkilerinin daha da geliştirilmesi için güncel durumu ve perspektifleri kapsamlı bir şekilde bir kez daha gözden geçirmeyi, bölgesel ve uluslararası gündemdeki en güncel konulara ilişkin derin ve pratik olarak yönlendirilmiş görüş alışverişinde bulunmayı mümkün kıldı.

Rusya ve Türkiye arasındaki işbirliği, şu veya bu konu ve sorunlara yönelik yaklaşımlarda mevcut değişik tutumların olmasına rağmen ülkelerimizin, gerçek ulusal çıkarlar ve iyi komşuluk ruhuna dayanarak, halklarımızın menfaatlerine, ortak bölgemizin barışı ve refahının yararına bu çıkarların kesişme noktalarını bulabildiği tezinin gerçek bir teyididir.

Bir kez daha bayramınız kutlu olsun!”

Buravav’un konuşmasının ardından konserler ve dans gösterileri sahnelendi.