Philip Morris eylemleri meydanlara taştı: Tüm işçi sınıfı kazanacak
Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet gösteren Euroserve Hizmetleri AŞ bünyesinde çalışan taşeron işçilerin mücadelesi meydanlara taştı. İzmir’de Montrö Meydanı’nda toplanan işten çıkartılan 103 işçinin geri alınmasını talep etti.
İZMİR / Cumhuriyetİzmir’in Torbalı ilçesinde Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet yürüten Euroserve adlı şirkette çalışan ve sendikal mücadele yürüten işçiler eylemlerinin 8. gününde direnişi meydanlara taşıdı. Montrö Meydanı’nda buluşan ve taşıdıkları pankartlar ile şirketin Çankaya’daki ofisine yürüyen Gıda İş Sendikası üyeleri yaşadıkları mağduriyete ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
"Sendika hakkımız söke söke alırız”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Atılan işçiler geri alınsın”, “Marlboro şaşırma, sabrımızı taşırma” sloganları atan emekçiler, işten çıkartılan 103 işçi geri alınana ve taleplerin gerçekleştirilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirterek, Torbalı’daki fabrika önünde direniş çadırı kurma kararı aldı.
DİSK Gida-İş Sendikası tarafından organize edilen gösteride yapılan basın açıklamasında bir kez daha Philip Morris ve Euroserve Hizmetleri AŞ yetkilileri ile görüşülme talepleri yenilendi.
“ASGARİ ÜCRETE MAHKUM EDİLDİK”
DİSK Gıda İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden'in okuduğu basın açıklamasından ekonomik kriz ile beraber enflasyondaki artış ve gelen zamlar nedeniyle “asgari ücret hem genel bir ortalama ücrete, hem de sefalet ücretine” dönüştüğü aktarıldı ve “Torbali Philip Morris Fabrikası'nda da taşeron olarak hizmet üreten Euroserve Hizmet ve Işletmecilik Şirketi'nde çalışan işçiler, yani Marlboro işçileri hiçbir sosyal hakkı olmaksızın asgari ücretle çalışmaya mahkum edilmişlerdir. Bu da yetmezmiş gibi resmi, dini bayram demeden, hafta sonu demeden gece gündüz mesaiye kalmak zorunda bırakılmaktadırlar. Bu durum eski-yeni demeksizin 10-15 yıldır bu fabrikada çalışan tüm işçiler için geçerlidir. Şimdi sizlere ve kamuoyuna sormak isterim bu işçiler örgütlenmeyecek de ne yapacaklardı? Ailelerinin, çocuklarının geleceğini ve geçimini insafsız Marlboro patronlarının iki dudağı arasına mahkum mu edeceklerdi? 21. yüzyılda kölece çalışma koşullarına zorlanmaya boyun mu eğeceklerdi? Elbette ki hayır. İşte Marlboro işçilerinin yaptığı tam da budur. Sendikalı ve iş güvenceli çalışma koşullarına sahip olmak için ayağa kalkmış ve çok kısa süre içerisinde Marlboro/Euroserve işçileri sendikamız DISK Gida-İş'e üye olmuşlar ve örgütlenme düzeyini P-55'lere çıkarmışlardır” denildi.
“ÖNCE SÜRGÜ SONRA İŞTEN ÇIKARMA”
“Bu durum karşısında işçiler üzerinde mobbing ve baskılar artmış İşçiler amir ve müdürleri tarafından açıkça tehdit edilerek sendikamızdan istifaya zorlanmışladır” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Dört işçi arkadaşımız Kemalpaşa' da farklı işyerlerine sürgün edilmiş, ancak kabul etmeyince de işten atılmışlardır. Marlboro/Euroserve işçilerinin baskılara ve işten atmalara karşı cevabı sendikamıza üyelik düzeyini artırarak p'lere çıkarmak olmuştur. Sendikamız DİSK Gıda-İş merkezi olarak 25 Ağustos 2022 tarihinde hem Philip Morris, hem de Euroserve Genel Merkezlerine resmi başvuru da bulunarak üyelerimizin ve Marlboro işçilerinin taleplerinin karşılanması ve sorunların çözümü için görüşme talebinde bulunmuştur. Bugün itibari ile çağrımızın üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen herhangi bir olumlu ya da olumsuz cevap verilmemiştir.”
“FABRİKA CEZAEVİNE ÇEVRİLDİ”
Direnişin başlamasıyla işten çıkarılmaların artığına dikkat çekilen açıklamada; “Aksine onlarca işçi arkadaşımızın daha işine son verilmiş ve bir o kadar da işçi arkadaşımız işe gitmesine rağmen kapıdan herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin geri çevrilmiştir. Sendikamızın işçilerle birlikte yürütmekte olduğu demokratik eylemlere karşı Marlboro patronları tarafından fabrikanın etrafı demir korkuluklarda, brandalarla çevrilmiş, iş makineleriyle çukurlar açılmış ve fabrika adeta cezaevine çevrilmiştir. Fabrika içinde direnen işçi arkadaşlarımıza tuvaletler kapatılmış, çay için su ısıttıkları çay makinelerinin elektriği dahi kesilmiştir. İşçilerin her mücadelesini hakka ve hukuka aykırı olduğunu iddia eden patronlara ve patronların bu tutumu karşısında işçilere barikat kuran güvenlik güçlerine basının ve kamuoyunun karşısında soruyorum. Sizin bu tutumunuz hakka ve hukuka uygun mudur?” ifadeleri kullanıldı.
Toplu sözleşme yapılmasını talep eden DİSK’in açıklaması şu şekilde noktalandı: “Burada yasa dışı olan bir şey varsa, o da sendikalı olma hakkı anayasal olarak ana sütü gibi helal olan işçilere karşı takınılan bu tutum ve saldırılardır. Daha önce yaptığımız tüm demokratik ve meşru eylemlerimizde olduğu gibi bir kere daha buradan taleplerimizi kamuoyuna ve Philip Morris/Eroroserve patronlanna duyurmak isterim. Atılan işçiler geri alınsın. Ücretler insanca yaşanabilecek bir seviyeye çıkarılsın. Zorunlu mesailer kaldırılsın.. Tüm mobbing ve baskı yöntemlerine son verilsin. Sendikalı ve iş güvenceli çalışma hakkımız tanınsın. Bu taleplerin karşılanması ve işyerinde toplu sözleşme düzeninin sağlanması için mücadelemiz devam edecek. İşten atılan arkadaşlarımız işe geri alınana kadar fabrika önünde ve alanlarda meşru ve demokratik haklarımızı kullanmayı sonuna kadar sürdüreceğiz. Ulusal ve uluslararası sınıf dayanışması çağrılarımızın karşılık bulmasıyla Marlboro işçisi kazanacak. Tüm işçi sınıfı kazanacak. Yaşasın Marlboro işçilerinin sendikal örgütlenme mücadelesi. Yaşasın Marlboro işçilerinin onurlu direnişi. Birleşe birleşe kazanacağız. Marlboro işçisi kazanacak, işçi sınıfı kazanacak.”
İşten çıkartılan 103 işçi geri alınana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini duyuran DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da, direnişi sokaklara yayacaklarını söyledi ve fabrika yönetimine “İzmir’i size dar edeceğiz” diyerek seslendi. Eyleme katılan işçiler ve sendika yönetimi yapılan açıklamanın ardından Torbalı’daki fabrikanın önüne geçerek direniş çadırı kurdu.