Özgür Özel, Mustafa Şentop'a sert çıktı: 'Makale yazacaksa beceriksizliğinin makalesini yazacak'
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un "Cumhurbaşkanı'nın üçüncü kez adaylıkla ilgili sorunu yok, hukuki boyutuyla ilgili olarak akademik çalışmayı ben yayınlayacağım” sözlerine tepki gösterdi. Özel, “Beceriksizce, yeteneksizce yazılmış bu metnin baş faili Şentop’tur. O yüzden makale yazacaksa beceriksizliğinin makalesini yazacak…” dedi.
cumhuriyet.com.trCHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağına ilişkin tartışmalar hakkında konuştu.
Özel, "Beyefendi sağlıklı olsun, beyefendi aday olsun en çok biz istiyoruz, seçimde çatır çatır yenip milletin yüzünü güldüreceğiz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılını birinci yüzyılını başlatanlar başlatacak" ifadesini kullandı. Özel, "Beceriksizce yazılmış bu metnin baş faili Şentop'tur. O yüzden makale yazacaksa beceriksizliğinin makalesini yazacak. Ama biz 'Efendim bu kötü yazılmış metin üzerinden aman aday olamaz' bu tartışma bilerek yaratılan bir siyasi mühendislik hesabından başka bir şey değildir. Seçimi kaybetmekte olan Recep Tayyip Erdoğan'a sanki güçlüymüş de rakipleri ondan korkuyormuş anayasanın kötü yazılmış maddesine sığınıyormuş izlenimi yaratmaya çalışanlara kusura bakmayın size bedavadan verilecek mağduriyet edebiyatımız yok" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
MECLİS'İN KAPANMA TARTIŞMASI
- Sizler buradasınız, bizler buradayız ama Meclis çalışmıyor. Bugün Meclis’in çalışmaması AKP tarafından şöyle gerekçelendiriliyor: ‘Elimizde görüşecek kanun yok.’ Muhalefet partileri olarak ve ülkenin ana muhalefet partisi olarak buna her aşamada itiraz ettik, bir kez daha itiraz ediyoruz. Meclis’in kapanma kararında hiçbir muhalefet partisinin ve CHP’nin oyu, kabulü, rızası yoktur.
- Meclis’i kapattılar, çünkü Meclis’te CHP’nin vereceği Isparta ile ilgili araştırma önerisinin görüşülmesi işlerine gelmezdi. Elektrik faturalarının yarattığı infiali, vatandaşın düştüğü zorluğun konuşulmasını istemiyorlardı. Ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elindeyken verilen kıyak burslar… Bu haftaki kapalı tutulan Meclis’teki bu konuyla ilgili takipçisi olacağız.
İMAMOĞLU VE BUR AÇIKLAMASI
- 39 kişiye 62 milyon lira burs dağıtmışlar. İstanbullular; iyi ki seçimlerde Ekrem İmamoğlu’na görevi verdiniz. Bakın ne oldu? 39 kişiye verilen 62 milyon TL, şimdi 650’şer liralık burslar halinde 52 bin yoksul İstanbullu çocuğa veriliyor. Eğer AKP’de dursa 39 kişi bu bursları alıyor. Ama Ekrem İmamoğlu aynı parayı 52 bin kişiye dağıtıyor. Şimdi Türkiye, benzer bir kararın arifesinde.
"YORULDUYSANIZ MİLLET SİZİ İSTİRAHATE YOLLAYACAK"
- Millet ödeyemediği faturalardan donarken ya da olmayan elektrikten dolayı donma tehlikesi geçirirken; beyefendiler, hanımefendiler kış tatiline gitmeyi seçtiler. Seçmen ilk seçimde bunları tamamen tatile yollayacak. Madem yoruldunuz, gidin dinlenin. 20 yıl boyunca AKP, bu ülkeyi yordu kendi de yorulmuş. İki haftada bir tatil istiyorlar. Yorulduysanız millet sizi istirahate yollayacak.
- MHP, geçmişte AKP’ye küfretmekten yorulmuşlardı, 5 yıldır methetmekten yoruluyorlar. 5 yıl öncesine küfürden yorulanlar, şimdi iltifattan, destekten yorgun düşmüşler. Bu ülkenin insanları bekliyor. Geçen hafta Meclis, ‘işimiz yok’ diye tatile gitti. Ne olurdu çalışsaydık da sağlık emekçilerinin haklarını verseydik. Neredesiniz, tatildesiniz. Ama sağlıkçılar grevde. Toplumun tüm kesimleri buradan bir şeyler bekliyor. MHP, destek olmaktan, koltuk değneği olmaktan yorgun düşmüş, ne güzel. Biz buradayız, çalışıyoruz, çalışmak istiyoruz. Vatandaş hak etmediği tatile koşanlarla, ‘gelin burada sorun çözelim’ diyenleri önümüzdeki seçimde ayıracak. Meclis açık olsa kadın cinayetleri de konuşulacaktı. Cuma günü nafaka meselesi ile ilgili kadın örgütlerinin sesini duyuracağız.
"BU İKTİDAR ANLAYIŞININ BU ÜLKEYE VERECEĞİ BİR DAKİKALIK KATKI BİLE YOKTUR"
- Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok az yaşanan birkaç günü yaşadık. Isparta’da iktidarın ne kadar yeteneksiz ne kadar beceriksiz, ne kadar yorulmuş ve ne kadar yönetme kabiliyetini yitirmiş olduğunu gördük. Ülkenin 9. Cumhurbaşkanı’nın memleketine, Meclis’in Başkanvekili’nin memleketine dört gün boyunca elektrik veremediler. Bu tablo kabul edilebilir bir tablo değil. İnsanları açlıkla terbiye eden Recep Tayyip Erdoğan daha birkaç gün önce ‘CHP demek gaz yağı demektir, mum demektir’ diyordu. Sanki kendisinden önce yaşanmış her şey CHP dönemindeymiş gibi.
- Isparta’da vatandaşı muma, gazyağına, battaniyeye ve tir tir titremeye ve devletin kendine ulaşmamasının büyük yalnızlığına mahkum ettiler. Yanı başında belediyelerimiz var; Antalya ve Burdur. Hemen aradılar. AKP'li Isparta Belediyesi, Burdur ve Antalya belediyelerimizin sıcak yardım elini reddetti, siyasi gerekçelerle. Beklediler Kastamonu’dan, Sivas’tan, Bursa’dan gelsin diye. Bu kadar siyasi kaygıları ön plana alan, bir afet sırasında komşunun yardım elini bile siyasi saiklerle iten bir iktidar anlayışının bu ülkeye daha vereceği bir dakikalık katkı yoktur. İktidarda oldukları her dakika bu ülkeye yüktür. Bir saniye o şatafatlı ışıklarından tasarrufu düşünmeyen Saray rejimi, kendisi varamadığı için bakanı eliyle yine vatandaşa çay dağıtmıştır.AKP'li dönemi ile özdeşleşmiş aymazlığı ısrarla tekrar etmekten geri durmamışlardır.
"TÜRKİYE KADAR ELEKTRİĞİ PAHALI BAŞKA ÜLKE YOK"
- Avrupa’nın en pahalı elektriğini tüketen ülkesiyiz. Ülkenin insanlarının eline geçen paraya ve öbür eline tutuşturulan faturaya baktığınızda; Türkiye kadar elektriği pahalı başka ülke yok. Dağıtım şirketleri alt yapıya gerekli yatırımı yapmadılar. Kayıp kaçak oranları hedeflerinin sürekli altında kaldılar.
- 10 yıllığına daha kayıp kaçak bedellerinin bölüşülmesi, vatandaşların sırtına yüklenmesi, kanun yoluyla uzatıldı. Şirketler görevlerini yerine getirmediler.
- Enerji fon bedellerini tahsis ettiler ama devlete ödemediler. 2020’nin ve 2021’in enerji fon bedelleri, elektrik dağıtım şirketlerinde, vatandaştan alınmıştır, ama devlete verilmemiştir. Faturalardaki şeffaflık ortadan kalktı. Birçok kalem, sosyal medyada kalem kalem tartışıldığı için bir sonraki ay gizlendi.
- Elektrikte kayıp kaçak düşmedi. Aksine üzerine düşeni yapmamasının ve cezalandırılmamasının sonucu olarak bu oranlar arttı. Çünkü kayıp kaçak konusunda devletin elektrik üreten kurumu Elektrik Üretim A.Ş., 32 kuruştan bu dağıtım şirketlerine fatura ediyor. Bu dağıtım şirketleri 32 kuruştan elektrik alırken vatandaşa 4 ila 6 katına bu elektriği vatandaşa satıyorlar. Kayıp kaçak meselesi bu şirketlerin bir derdi olmaktan çıktı, rant kapısı haline dönüştü.
"BEŞLİ ÇETE BAŞROLDE"
- Isparta’da yaşananlar, burnunun dikine giden yandaşı zenginleştirme hesabı yapan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin vatandaşa ödettiği faturadır. Farklı şirketler de var ama ‘beşli çete’ başrolde. Vatandaştan topladığı parayı devlete ödemeyen kim derseniz; yine Cengiz, yine Kolin karşımıza çıkıyor, en ağırlıklı olarak. Bu ‘beşli çete’nin vergi borçlarını silenlere sesleniyoruz.
- Bu vatandaşı mağdur eden bu şirketlerin daha fazla kayırılmasını asla kabul etmiyoruz. Bu şirketlerin yakalarını bırakmayacağız. Vatandaşların mağduriyeti için EPDK gerekli tazminat işlemini başlatmalıdır. Maddi manevi tazminatlar bu şirketlerden çatır çatır alınmalıdır. Plan Bütçe Komisyonu’nda bu ‘beşli çete’nin vergi borçlarını silenlere sesleniyoruz. Bu vatandaşı mağdur eden bu şirketlerin daha fazla kayrılmasını kabul etmiyoruz. Meclis açıldığında tez elden hem Isparta’da yaşananların hem de elektrik özelleştirmesinin vatandaşa çıkardığı faturayı gündeme getireceğiz. Hadi AKP ve MHP oylarıyla reddedin.
CEMEVLERİ AÇIKLAMASI
- Cemevlerine fahiş elektrik faturaları geliyor. CHP’nin kanun teklifleri var. İbadethanelerden elektrik alınmaması doğrudur. Camilere gitmeyen elektrik faturasının, cemevlerine gitmesi ayrımcılıktır. Cemevlerinin ibadethane statüsünde olmasını; elektrik, su ve diğer harcamalarının aynı camilerde olduğu gibi devlet tarafından karşılanması gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Bundan sonraki süreçte de hem ibadethane statüsünde olması gereken cemevlerinin taleplerinin arkasında duracağız. Ayrıca tiyatrolar, sinemalar; bu elektrik faturaları ile faaliyetlerini sürdüremez noktaya geliyorlar.
"METNİN BAŞ FAİLİ ŞENTOP’TUR"
- Meclis Başkanı… Yazacağı makale... Tartışma şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha aday olabilir mi? Beyefendi açıklama yapmış. ‘Hukuki tartışma yok.’ Bal gibi var. Hiç ağzınız sulanmasın, siyasi bir tartışma yok. Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın karşımıza çıkmasını, aday olmasını ve onu yenerek dünya siyaset tarihine örnek olacak bir başarıyı göstermek için gün sayıyoruz. Öyle sizin yaptığınız, kötü yazdığınız, bütün uyarılara rağmen elinize yüzünüze bulaştırdığınız o Anayasa metnine bakarsan; cumhurbaşkanı ikinci kez aday olamıyor, üçüncü kez aday olamıyor. Saydığında birinci dönemini yapıyordu, değişiklikten sonra ikinci dönemi, erken seçim olursa aday olur, olmazsa aday olamaz; öyle okunuyor.
- Neden bunu böyle yaptınız? Aslında yeni rejim, cumhurbaşkanı artı başbakan yetkileriyle bir yeni süper yetkili, taraflı cumhurbaşkanı tarif ediyor. Onun adına ‘başkan’ koyacaktınız, çok canınız istiyordu, MHP ‘başkanlığa karşıyız’ diye çok atıp tuttu diye, adını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kurdunuz. İsim benzerliği üzerinden anayasal tartışma var.
- Beceriksizce, yeteneksizce yazılmış bu metnin baş faili Şentop’tur. O yüzden makale yazacaksa beceriksizliğinin makalesini yazacak. Ama biz, bu kötü yazılmış metin üzerinden ‘aman aday olamaz.’ Bu tartışma bilerek yaratılan, bir siyasi mühendislik hesabından başka bir şey değildir. Seçimi kaybetmekte olan Recep Tayyip Erdoğan’a, sanki güçlüymüş de rakipleri ondan korkuyormuş, Anayasa’nın kötü yazılmış maddesine sığınıyormuş, izlenimini yaratmaya çalışanlara, kusura bakmayın, size bedavadan verilecek mağduriyet hikayemiz yok. En son buna mı düştünüz? Buna mı kaldınız. Çok beklersiniz.
"BEYEFENDİYİ SEÇİMDE ÇATIR ÇATIR YENİP, MİLLETİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEĞİZ"
- Çıksın karşımıza. Seçimde beyefendiyi yeneceğiz. Beyefendi sağlıklı olsun, aday olsun; en çok biz istiyoruz. Beyefendiyi seçimde çatır çatır yenip, milletin yüzünü güldüreceğiz, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını birinci yüzyılını başlatanlar başlatacak. Bu seçimde Cumhurbaşkanı aday olacak mı olacak.
- CHP’nin burada herhangi bir kurumdan, kuruluştan bir beklentisi yoktur, en büyük arzumuz, karşımıza kendini en güçlü hissettiği şekilde çıkması ve bu seçimde vatandaşın, 20 yılın sonunda memleketin geldiği bu durumdan, Recep Tayyip Erdoğan’dan da, AKP’den de, küçük ortağından da hesabını sormasıdır. Yaratılmaya çalışılan suni tartışma üzerinden ihtiyaç duyulan mağduriyet onlara sunulmayacaktır.”
“TAM MUTABAKATIN LİDERLERİN BİR ARAYA GELMESİ İLE TESCİLİ TOPLANTISI OLACAK”
Özgür Özel, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. 6 siyasi partinin genel başkanlarının cumartesi günü yapacakları toplantıyla ile ilgili soruya Özel, şu yanıtı verdi:
“Toplantı, şubat ayında yapılacak iki liderler toplantısından birincisi. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş ile ilgili partilerin varmış oldukları tam mutabakatın, liderlerin bir araya gelerek tescile yönelik bir toplantıdır. Şubat ayı içinde kamuoyuna açık ikinci bir toplantıda bir araya gelmeleri söz konusudur. Bunun ne zaman yapılacağı, ne şekilde yapılacağı, bu toplantıdan önce veya bu toplantı sırasında bir yazılı belge ile mi yoksa altı liderin kendi aralarındaki bir iş bölümü ile mi duyurulacaklarının detaylarının görüşüleceği bir toplantıdır. Tam mutabakatın liderlerin bir araya gelmesi ile tescili toplantısı olacak. Tam mutabakat güçlendirilmiş parlamenter sistem konusundadır. Bunu aşan bir mutabakat, önümüzdeki döneme yönelik olarak ittifak görüşmeleri, bakanlık paylaşımları falan öyle bir noktada değiliz.”