Osman Kavala'nın yargılandığı dava öncesi Özel'den açıklama: Erdoğan inat ediyor

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, arşı davası ile İstinaf Mahkemesi'nce bozulan Gezi Parkı davasının birleştirildiği ve iş insanı Osman Kavala'nın tutuklu olduğu dava üzerine açıklamalarda bulundu. Özel,

ANKA

Yargıtay tarafından bozulan Çarşı davası ile İstinaf Mahkemesi'nce bozulan Gezi Parkı davasının birleştirildiği, tek tutuklusu Osman Kavala olan 52 sanıklı davanın üçüncü duruşması başladı. Oman Kavala'nın katılmadığı duruşmayı, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da izliyor.

CHP'li Özgür Özel, işi insanı Osman Kavala olan Çarşı-Gezi davasında tüm iddiaların çöktüğünü ve yargılanan herkesin berat ettiğini, ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özel siparişi ile yeniden dava açıldığını belirterek, 51 aydır tutuklu olan Kavala'nın tahliyesini beklemediklerini söyledi. 

Duruşma öncesi ANKA Haber Ajansı'ndan Gaye Şeyma Can'a konuşan Özgür Özel, bu davanın bir tekrar davası olduğunu belirterek şunları söyledi:

"İçeride görülmekte olan dava, bir Gezi Davası değil bir tekrar davası, bir tekerrür davası, Recep Tayyip Erdoğan’ın keyfinin olma davası. Çünkü insanlar şöyle düşünüyorlar; ‘Gezi olaylarıyla ilgili bir dava açılmıştı, o sürüyor herhalde.’ Hayır, o dava bitti. Biz hepimiz oradaydık, Silivri’deydik. Fethullahçıların hazırladığı iddianame hepimizin gözü önünde çökmüştü. Orada mesela ‘Yurt dışından Gezi Parkı’na 600 tane pizza sipariş edilmiş’ iddiası vardı. O kapasitede bir pizzacı bile yok. Öyle bir sipariş yok, öyle bir ödeme yok. ‘Hangi pizzacı’ sorusuna cevap veremeyen savcı, kürsünün altına saklanmıştı. Bunun gibi asılsız bütün iddialar çöküp mahkeme, üzerinde yazdığına göre ve herkesi bağladığına göre, Türk milleti adına 3 hâkim oy birliğiyle bütün iddiaların çöktüğüne ve Osman Kavala dahil, Taksim Dayanışması dahil bütün yargılananların beraat ettiğine karar vermişti. Hepimiz sevindik, ‘hak yerini buldu’ dedik.

PİZZA SİPARİŞİ VERİLİR GİBİ SİPARİŞLE AÇILAN DAVADIR

Recep Tayyip Erdoğan, ‘Olmaz’ dedi, ‘Benim aklıma göre, benim fikrime göre onlar suçludur’ dedi ve şu cümleyi kurdu: ‘Birileri Kavala’yı beraat ettirmeye, serbest bırakmaya çalıştı’ dedi. O birileri hakimdi zaten, onlar verecek kararı, kim verecek? ‘Ben bu kararı tanımıyorum’ dedi. Kavala’nın üstüne hukuksuz şekilde 6-7 saat kilit tutuldu. O sırada sarayın talimatıyla yeni bir mahkeme kuruldu, yeni bir iddianame kabul edildi, tutukluluk kararı verildi ve Gezi davası, Recep Tayyip Erdoğan’ın özel siparişiyle, lahmacun sipariş eder gibi telefon açıp ‘Bir lahmacun istiyorum’ der gibi, ‘Bir yeni dava istiyorum’ siparişiyle açılan tekrar davasıdır.

YSK'NIN İSTANBUL SEÇİMLERİNİ TEKRAR ETTİRDİĞİ GİBİ

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İstanbul seçimlerini nasıl tekrar ettiyse, Recep Tayyip Erdoğan’ın talep ve inisiyatifiyle aynı şekilde Gezi davası, onun talep ve inisiyatifiyle tekrar etmektedir. Kendisini, Türkiye’de olmayan bir jürinin başkanı görmektedir. Bizim hukuk sistemimizde yok, hakimler karar verir. 'Ben ikna olmadım' diyor. O olana kadar yargılama olacaksa bunun adı yargılama değil, bunun adı tiyatrodur, bunun adı keyfiliktir. Biz bu keyfiliğe teslim olmayız. Onun istediği karar çıkana kadar yargılama yapılacaksa yapsınlar. Tarih önünde yaptıranlar da yapanlar da yargılanır ve hesap verirler. Gün gelir, gerçek bir bağımsız mahkeme, bir kişinin talebiyle beraat kararlarının tanınmadığı, serbest bırakılanların bırakılmadığı, sonsuza kadar tutuklu kaldıkları bu süreci yargılar. O zaman bu kararları verenler de hesap verirler.

ÜMİDİMİZ YOK, ÇÜNKÜ ‘TEK ADAM’ İNAT ETMEKTEDİR

Aklın gereği olacaksa gecikmeksizin tutukluluğun sonu ve tüm yargılananların beraatı kararı verilmesi lazım. Recep Tayyip Erdoğan’ın keyfi beklenecekse önümüzdeki ilk seçime kadar beklemek lazım. O seçimde Recep Tayyip Erdoğan millet tarafından gönderildikten sonra bütün kapılar açılır ve Kavala da serbest kalır, burada bulunan, yargılanmakta olan herkesin de boşu boşuna yargılandığı bir kez daha tescil olur. Ümit ederiz bu hukuksuzluğa bir an önce son verilir. Aklın gereği bellidir ama ümidimiz yok, çünkü ‘tek adam’ inat etmektedir.”