Ordu'da siyanür tehlikesine CHP'li Adıgüzel'den acil çağrı: Hukukçular Cumhuriyet'e konuştu...

Ordu'daki altın madeninden etrafa yayılan siyanür tehlikesine yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, bölge halkına mücadele çağrısı yaptı. Avukat Cevahir Kılıç da, yurttaşların siyanür tehdidine karşı verdiği mücadelenin hukuki yönünü Cumhuriyet'e anlattı.

Sinem Nazlı Demir

Ordu'nun Fatsa ilçesinde, 2014 yılından itibaren siyanürle altın ayrıştırma çalışması yapan şirkete verilen süre 27 Ocak 2011 tarihinde doldu.

Kasım ayında ise Fatsa Doğa ve Çevre Derneği’nin, şirketin ruhsatının iptali için Samsun Bölge İdare Mahkemesi'ne açtığı dava sonuçlandı. Mahkeme, madenin telafisi güç zararlara sebebiyet vereceği kanaatine vararak yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Ancak, şirketin alan genişletme çalışması yapmak için yeniden ÇED raporu almak için başvuru yaptığı ortaya çıktı. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu’nun Fatsa ilçesinde siyanür ile işletilen altın madenin izin süresinin dolmasına rağmen, alanda sondajlama faaliyetlerine devam ettiğini, madeni işleten şirketin kendisi ve madene karşı çıkanlar hakkında dava açtığını belirtti.

"ARKALIKLAR DA ARPALIKLAR DA BİLSİN Kİ; BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”

Adıgüzel, “HSK'yi da bu süreci takibe almaya davet ediyorum. Herkes, arkalıklar da arpalıklar da bilsin ki bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.

Bu süreçte Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Özşeker, Karadeniz’de en fazla arseniğin Ordu’da tespit edildiğini açıkladı.

Son olarak, geçtiğimiz günlerde Fatsa Belediyesi tarafından düzenlenen "Hamsi Festivali"nde ana gündem maddesi siyanür olmuş ve Adıgüzel konuya ilişkin sert tepki göstermişti.

CHP'li Adıgüzel, "Bir siyanür belası tepemizde duruyor. Elekçi Irmağı'na kurşun karışıyor. Elekçi Irmağı'nda kurşun miktarı tam yüz kat fazla. Bir adama kurşun atarsınız, öldürürsünüz. Onlar koca bir Fatsa'ya kurşun atıyorlar. Arkadaki Kuzey Anadolu Fay Hattı'na 20 kilometre mesafede bir siyanür havuzu olmaz. Fatsa'ya 5 kilometre mesafede bir siyanür havuzu olmaz. Buradaki herkesin, bütün milletvekili arkadaşlarımızın bu konuda artık ortaklaştığını ben biliyorum. Bu işi sona erdirmek, birlikte mücadelemizi yükseltmek zorundayız. Tabiki yapılanlar var, fakat bunlar yetersiz kalıyor. Daha sert, daha dik duruş göstermek lazım. Birlikte mücadele etmek lazım. Biz yanlış birşey yapmıyoruz. Biz çocuklarımızı, neslimizi savunmaya çalışıyoruz. Toprağımızı, vatanımızı savunmaya çalışıyoruz. Eğer biz bunu savunamıyorsak, bize yazıklar olsun" ifadelerini kullanmıştı.

"HER BİREY AYRI AYRI DAVA AÇABİLİR!"

Cumhuriyet'e konuşan İstanbul Barosu Çevre Kent İmar Hukuku Komisyon Başkanı Avukat Cevahir Kılıç, yurttaşların hukuki mücadelede alabilecekleri yol ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Fatsa'da siyanür kullanılarak yapılan altın madenciliğinin büyük tehlike barındırdığını ve bu sebeple bölgedeki tüm canlıların ağır tehdit altında olduğunu belirten Kılıç, "Arsenik ve benzeri metaller yağışlarla birlikte geniş alanlara tarım bölgelerine içme sularına ulaşmaktadır. Altın madenciliği faaliyetinin durdurulması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

Bu duruma yönelik en önemli rolün çevrede yaşayan yurttaşlara düştüğünü aktaran Kılıç, birlikte verilecek hukuki mücadele karşısında madencilik şirketi tarafından geri çekilmenin gerçekleşebileceğini iletti. Çevre mücadelesinin hukuken verilmesi gerektiğini ve bu mücadele sonrası önlem alınabileceğini ileten Kılıç, "Bu sebeple orada yaşayan halkın bu konuda bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Her birey ayrı ayrı dava açabilir" dedi.

"TAZMİNAT DAVASI AÇILMASI MÜMKÜNDÜR"

Ayrı davalar da olsa toplumsal baskı ve örgütlülüğün başarılı olduğu örneklerle karşılaşıldığını söyleyen Kılıç, bu sürecin zaman alabileceğini de ekledi ve başvurulabilecek hukuki yolları aşağıdaki şekilde sıraladı:

SİYANÜR ETKİLERİNİN BERTARAF EDİLMESİNE İLİŞKİN BAŞVURULABİLECEK HUKUKİ YOLLAR

1- Siyanür etkisinin zarar verici noktaya gelmesinin esas sebebi şirketin ÇED’de belirtilen sakıncaları bertaraf etmek için tedbir almamasından ve mevzuata aykırı atık sisteminden kaynaklanır. Bu nedenle öncelikle bölgede çalışma yapan şirketin ruhsatlarının ve izinlerinin iptali için idareye başvuru yapılarak 30 günlük bekleme süresinden sonra yürütmeyi durdurma istemli dava açılabilir. 

2- Çevrede siyanür etkisi nedeniyle can veya mal kaybına uğrayanların veya başkaca maddi zararı meydana gelenlerin hukuk mahkemesinde şirkete karşı tazminat davası açması mümkündür.

3- Benzer şekilde zarar ve hasar görenlerin idarenin önleyici tedbir almamasından dolayı İdare mahkemesinde tam yargı davası açması da mümkündür.

4- Siyanür etkilerinin tespitinin kolay görünmesi halinde hukuk mahkemesinde etkilerin bertaraf edilmesi istemli müdahalenin menni davası açılması mümkündür.