Onur Yaser Can davası görüldü: ‘Devran döndü yargı önüne çıktılar’

Onur Yaser Can’ın, narkotik polisi tarafından gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra intihar etmesiyle ilgili davada polisler ve bilirkişinin yargılandığı davanın duruşması görüldü. Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can "12 yıl önce abime işkenceyi FETÖ'ye üyelikten aldıkları nüfuzla uygulayan sanık polisler, devran döndü. 12 yıl sonra yargı önüne çıktılar hesap veriyorlar" dedi.

Rengin Temoçin

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı.

İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. 23 Haziran 2010’da tekrar ifadeye çağrılan Can aynı gün intihar etti. İntiharının ardından annesi Hatice Can, oğlunun cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına dair ifadelerin yazılı olduğu bir not buldu. 

Onur Yaser Can’ın ölümünden 12 yıl sonra açılan davanın ikinci duruşması 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Sanık polis amiri Hakan Aydın duruşmaya SEGBİS yoluyla katıldı. Aydın, "Tahkikat belgesinde imzam yok. Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum. Fiziki takibinde vardım. İşlem sırasında orada değildim. Ne yapıldığı konusunda bilgim yoktur. Benim gözlemime göre Onur Yaser Can'ın psikolojik durumu yerinde değildi. Zaten uyuşturucu kullananların psikolojik durumu iyi olmuyor” dedi.

TANIKLAR KONUŞTU

Onur Yaser Can’ın gözaltına alındıktan sonra avukatı olan Candan Kaplan ise, "Onur Yaser Can ikinci kere ifadeye çağrıldığını, ifadesine ‘Hacı’ diye tanımadığı birini eklediklerini, imzalamaya mecbur bırakıldığını söyledi. Müvekkilimi de yeniden ifadeye getirmem söylendi. Emniyetten çıktıktan sonra ifadeyi Onur Yaser Can’a okudum çünkü ona hiçbir ifade tutanağını vermemişlerdi. Polislerin tavrından çok şüphelendim. Can 'Anlatmadığım bazı şeyler var size" demişti. Ertesi gün ifadeye gidecektik orada konuşuruz diye konuşmuştuk. Ertesi gün intihar haberi geldi. Onur Yaser Can’ın arkadaşı Cihan Pehlivan da, ‘Yaser, önce anlatmak istemedi. Polis sorgusunu anlattı. Çırılçıplak soyulduğunu, mimar olmasıyla dalga geçtiklerini söyledi” dedi.

‘KEYFİLİKTEN AİLEMİ KAYBETTİM’

Mahkemede Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can da söz aldı. Can, “Narkotik polisinin keyfi davranışlarından annemi babamı kardeşimi kaybettim. Ölmüş bir çocuk hakkında polis fezlekesi düzenlenir mi? Hem adli hem idari yargıda ardı ardına verilen takipsizlik kararları, onlarca savcı, emniyet müdürü, müfettişi, vali var. Hepsi FETÖ'den yargılandı. Evrakta sahtecilik emrini veren de Hakan Aydın. Onun talimatı olmadan bunların hiçbiri yapılama" dedi. 

Sanık bilirkişi Zafer Özdemir’in avukatı Ayşe Ay Acar ise yargılamanın şüpheye yer vermeksizin işkence suçlamasıyla devam etmesi gerektiğini söyledi.

ARA KARAR AÇIKLANDI

Duruşma savcısı da o dönem Narkotik Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerle ilgili ‘ağırlaştırılmış işkence’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamalarıyla yapılan şikayetlerin dosyasının istenmesini talep etti. Mahkeme, ara kararında bu dosyanın istenmesine karar verdi. Sanıkların duruşmaya katılma zorunluluğunun devamına karar veren heyet, 'işkence' iddiasıyla ilgili suç duyurusunun hükümle birlikte değerlendirilmesine hükmetti. Bir sonraki duruşma 3 Şubat 2023 saat 14:00'te yapılacak. 

‘HESAP VERECEKLER’

Duruşma sonu basın açıklaması yapan Ezgi Sevgi Can, "Bu dava 28 yaşında bir gencin işkence sonucu intihara sürüklenmesi ve ardından itinayla işleyen cezasızlık politikalarıdır. Ben bu döngünün kırılması için mücadelenin ortaklaşması gerektiğini düşünüyorum. 12 yıl önce abime işkenceyi FETÖ'ye üyelikten aldıkları nüfuzla uygulayan sanık polisler, devran döndü. 12 yıl sonra yargı önüne çıktılar hesap veriyorlar. 25 Kasım'da işkenceyle gözaltına alan polisler de bir gün devran döner hesap verirler" dedi.