New York Belediye başkanı hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili İstanbul Başsavcılığı’na çağrı yapıldı
Eski Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk, “İddianameye göre bir kısım rüşvet eylemleri Türkiye’de gerçekleşmiş. Rüşvet suçu şikâyete bağlı bir suç değildir, kamu adına soruşturulması gerekir” dedi.
Doğa ÖztürkYolsuzluk ve rüşvet dahil beş farklı suçlamayla yargılanan New York Belediye Başkanı Eric Adams için hazırlanan iddianamede Türkiye’yi ilgilendiren bir dizi iddia yer alıyor. İddianamede, eylemlerin bir kısmının Türkiye’de gerçekleştiği ve bir kısmının ABD’de bulunan Türk yetkililer tarafından işlendiği belirtiliyor. Hukukçular İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlatması gerektiğine işaret ediyor.
ABD’de yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan 64 yaşındaki Demokrat Partili New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkındaki iddianameye göre Adams, Türk iş bağlantılarından 123 bin doları aşan hediye, rüşvet, Türk Hava Yolları’ndan (THY) seyahat indirimi ve yasadışı bağış aldı. İçerisinde Türkiye New York Başkonsolosluğu, Türk Ataşelikler, BM Türkiye Daimi Temsilciliği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Temsilciliği ve T.C. Merkez Bankası New York Temsilciliği’nin bulunduğu 36 katlı Türkevi binası kapsamında alındığı iddia edilen “rüşvetlerin” Türk iş insanlarından ve diplomatlardan edinildiği belirtiliyor. Adams; komplo kurma, dolandırıcılık, federal program rüşveti ve yabancı ülke vatandaşlarından kampanya bağışı alma suçlamalarıyla karşı karşıya.
İDDİANAMEDEKİ TÜRKLER
New York Güney Bölge Mahkemesi tarafından kamuoyuna açıklanan iddianamede Türk “yetkili” ve “iş insanlarının” isimlerinin verilmemesine karşın ABD basınının işaret ettiği bazı isimler var.
Adams hakkında hazırlanan 57 sayfalık iddianamede “Türkiye” ve “Türk” kelimeleri 297 kez kullanılıyor. New York Times’ın haberinde iddianamede “Türk yetkili” olarak belirtilen ve Adams’a yasadışı bağış yapılmasını sağlayan kişinin eski New York Başkonsolosu Reyhan Özgür olduğu, “iş adamı 1” olarak tanımlanan ve ‘saman bağışçılar” yoluyla Adams’a bağışta bulunan kişinin ise Bahçeşehir Üniversitesi ile Bay Atlantic Üniversitesi’nin kurucusu iş insanı Enver Yücel olduğuna işaret ediliyor. Saman bağışçı, kendi adına bağış yapmak için başka bir kişinin parasını yasadışı olarak kullanan kişi olarak tanımlanıyor.
Ayrıca iddianamede Adams’ın Türk Hava Yolları’nın New York genel müdürü Cenk Öcal ile “Türk yetkili” aracılığıyla tanıştırıldığı belirtilerek aldığı ücretsiz veya yüksek indirimli biletlere atıfta bulunuluyor.
‘ÜCRETSİZ KONAKLAMA’
Adams’ın kampanyasına Türk yetkilinin ricası üzerine bağış yapan bir diğer isim, iddianamede “İş adamı 5” olarak tanımlanan Ender Arkan. İddianamede ayrıca Adams’ın “varlıklı bir Türk iş kadınının” sahibi olduğu ‘St. Regis İstanbul’ adlı otelde ücretsiz konakladığı, belirtilen iş kadınının ise Demet Sabancı Çetindoğan olduğu iddia ediliyor. Adams’ın, Brooklyn ilçe başkanlığının ilk yılında sık sık Türkiye’ye geldiği ve ikinci gezisinin, Türk girişimci tarafından ayarlandığı belirtiliyor. New York Times’ın haberine göre girişimci Türk, Arda Sayıner.
Bülent Yücetürk
‘SUÇ TÜRKİYE’DE İŞLENDİ’
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk, “Amerika’daki Türkevi inşaatında birtakım ruhsat işlemleri için belediye başkanına rüşvet verildiği iddialarından öyle anlaşılıyor ki bir kısım rüşvet eylemleri Türkiye’de gerçekleşmiş. Türk Ceza Kanunu’nun 8/1 maddesine göre suç oluşturan bir fiilin tamamının veya bir kısmının Türkiye’de işlenmesi halinde fiilin Türkiye’de işlendiği kabul edilir. Rüşvet suçu şikâyete bağlı bir suç değildir, kamu adına soruşturulması gerekir. Dolayısıyla fiilin kısmen işlendiği yer İstanbul’dur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resmen harekete geçerek soruşturmayı başlatması gerekir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 10. maddesine göre yabancı bir ülkede Türkiye namına suç işleyen kamu görevleri haklarında yabancı ülkede dava açılmış olsa dahi Türkiye’de ayrıca yargılanırlar. Bu eylemlerin bir kısmının Türkiye’de işlendiği ve Amerika’daki suçların bir kısmının da orada bulunan Türk görevliler tarafından işlendiği çok açık bir şekilde iddianamede anlaşıldığından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu konuda resmen harekete geçerek soruşturma başlatması gerekir” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKEVİ DENETLENMEDEN AÇILDI’
Adams’ın Türkevi binasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretine denk gelecek şekilde güvenlikle ilgili denetlemelerden geçmeden açılmasını sağladığı iddia ediliyor. İddianameye göre “Türk yetkili” ve diğer Türk yurttaşları aracılığıyla Adams, Türkiye’de bulundukları zaman dilimleri içinde, lüks otellerde ücretsiz konaklamaktan lüks restoranlarda ücretsiz yemek yemeye ve ücretsiz dünyanın farklı noktalarına seyahat etmeye kadar bir dizi usülsüzlüğe imza attı. ABD basınına yansıyan bir diğer önemli iddia ise Adams’ın Azerbaycan asıllı çalışanın itirafçı olması. New York Post gazetesi, Adams için “Grand Theft Auto” (Büyük araba hırsızlığı) oyununa gönderme yaparak “Grand Theft Ottoman” (Büyük Osmanlı hırsızlığı) manşetini atarken duruşmaları başlayan davanın Türkiye ayağı merak ediliyor.
YANDAŞ VAKIF BAĞLANTISI
Ensar Vakfı ve Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın (TÜRGEV) kurduğu TURKEN Vakfı’nın Mali İşler Sorumlusu Memiş Yetim, ABD’de başkanlık seçimi için yarışan Demokrat Parti adayı eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın seçim kampanyası için 5 bin 400 dolar bağışta bulunmuştu. Yetim, Clinton’ın yanı sıra Eric Adams’ın kampanyasına da 2 bin dolar bağış yapmıştı. Vakfın o dönemdeki Yönetim Kurulu Başkanı Behram Turan da 2019 yılında Adams’a 2 bin dolar bağış yapmıştı.
Kemal Kılıçdaroğlu
‘AKP İKTİDARININ SUÇLARINA ORTAK OLUNMAMALI’
CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, isim vermeden CHP lideri Özgür Özel’in New York’taki Türkevi binası hakkında yaptığı açıklamaları ve AKP ile normalleşme yaklaşımını eleştirdi. Özel, Türkevi binasıyla ilgili yapının tüm Türkiye için gurur kaynağı olduğunu söylemiş, daha sonra da “Rüşvet alan varsa soruşturulur” demişti. Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yorumda, normalleşme adımlarını eleştirdi, bunun AKP’nin hatalarına göz yummak olduğunu savundu. “Erdoğan hükümeti ve kurduğu Saray düzeninin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti değildir” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları yazdı:
NORMALLEŞME TEPKİSİ
“Cumhuriyet Halk Partisi; rüşveti aklayacak, rüşvet verenleri devlet olarak isimlendirecek ve bu çarka payanda olacak bir parti asla değildir. Halkın büyük umutlarla sıkı sıkıya bağlandığı CHP’nin kurumsal sorumluluğu, iktidarla normalleşme adı altında yapılan yanlışlıklara göz yummak, işlediği suçlara ortak olmak değildir. Bugün normalleşme adı altında bizlere AKP’nin hatalarına göz yummamızı isteyenlere duyururuz ki şafağın söktüğü, güneşin battığı yerdeyiz ve mücadele edeceğiz…"