Muhalefet tarafından 'sansür yasası' olarak anılan 'Dezenformasyonla Mücadele Yasası' neler içeriyor?
İktidar kanadı tarafından kısaca "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" adıyla anılan, kamuoyunda da "sansür yasası" ve "sosyal medya yasası" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediyor. Teklif neler içeriyor? Basın meslek örgütleri neden karşı çıkıyor?
BBC Türkçeİktidar kanadı tarafından kısaca "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" adıyla ifade edilen, yasaya itiraz edenler tarafından "sansür yasası" ve "sosyal medya yasası" olarak anılan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediyor.
Kanun teklifinin ilk iki maddesi Genel Kurul'da kabul edildi. Buna göre, internet haber sitelerinde çalışanlar basın mensubu sayılacak ve basın kartı için İletişim Başkanlığı’na başvurabilecek. Radyo, televizyon, kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personeli de basın kartı alabilecek.
Değişen ikinci maddeyle internet haber siteleri de süreli yayın tanımı kapsamına alınacak.
40 maddeli kanun değişikliği teklifi Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye devam ediyor.
Kanun teklifi geçen yasama döneminde AKP ve MHP'li milletvekillerinin imzalarıyla Meclise sunulmuş, Adalet Komisyonu'nda tartışmalar eşliğinde kabul edildikten sonra Genel Kurul'a sevk edilmişti.
Basın meslek örgütlerinin "sansür yasası" olarak tanımladığı düzenlemeler hapis cezaları da öngörüyor.
Teklif, "Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan" kişilerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyor.
Ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak.
BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ NEDEN KARŞI ÇIKIYOR?
Yasa teklifi Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye başladığında, basın meslek örgütleri temsilcileri ve gazeteciler siyah maskelerle Genel Kurula giriş yaptı ve onları CHP’li milletvekilleri "Sansür yasasına hayır", "Basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz", "Anayasa’ya aykırı yasa geri çekilsin" yazılı dövizlerle karşıladı. HDP’li ve İYİ Partili milletvekilleri de alkışlarla yasaya tepki gösterdi.
Genel Kurulu'da görüşmeler başlamadan önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), DİSK Basın İş, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRYAYBİR) basın toplantısı düzenleyerek bir kez daha itirazlarını dile getirdi.
Kurum temsilcilerinin konuşmalarının ardından paylaşılan ortak metinde şu ifadelere yer verildi:
“4 Ekim 2022 Salı günü TBMM’ye gelmesi beklenen Sosyal Medya Yasa Tasarısı meslek örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanmıştır. TBMM'deki komisyon toplantılarında meslek örgütü temsilcilerine yeterli süre verilmemiş, öneriler de dikkate alınmamıştır."
"Tek sesli bir toplum yaratmak, korku iklimini canlı tutmak, sansürü ve oto sansürü ağırlaştırmak amacını taşımaktadır. Tutuklu gazeteci sayısını artıracaktır. Seçim öncesi gazetecilerin haber yapmasını, yurttaşın habere erişimini ve haberin serbest dolaşımını engelleyecek olan yasa, ayrıca toplumsal muhalefeti de susturmayı hedeflemektedir.”
TGS ayrıca altı ilde "Sansür Yasasına Hayır" talebiyle farklı illerde basın açıklaması yaparak teklifin geri çekilmesi çağrısı yaptı. Bu taleple gazeteciler ortak dilekçe metnini imzalayarak TBMM Başkanlığı ile AKP, MHP, CHP, HDP ve İYİ Parti grup başkanlıklarına iletti.
Ortak dilekçede, "Teklifin 29. maddesiyle Türk Ceza Kanunu’na 217/A maddesi olarak eklenmesi planlanan ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu muğlaktır, sübjektif değerlendirmelere açıktır. Zamana, kişilere ve koşullara bağlı olarak her uygulamacı tarafından farklı yorumlanması muhtemel bu düzenlemeyle, yalnızca gazeteciler değil tüm toplum ciddi bir cezai tehdit ile karşı karşıya bırakılmakta, ifade ve basın özgürlüğü yok edilmektedir” ifadesine yer verildi.
TEKLİF NASIL GÜNDEME GELDİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl yaz aylarında ülke çapında yaşanan büyük yangınların ardından sosyal medyadan yapılan bazı paylaşımlara tepki göstererek, "dezenformasyon ve yalan haberle mücadele" için yasal düzenleme yapılacağını açıklamış ve parti buna dönük çalışma başlatmıştı.
İktidar partisinin yaklaşık 8 aydır üzerinde çalıştığı yasal düzenleme çalışmasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, geçen Razaman ayındaki iftar buluşmasının ardından hız verilmişti.
İktidar partisi kaynakları, yeni yapılacak düzenlemede Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamaların incelendiğini ve "özgürlük-yaptırım" dengesinin de bu kriterlere göre düzenleneceğini ifade ediyor.
TEKLİF BAŞKA NELER İÇERİYOR?
Yasa teklifi, "dezenformasyon" ve yalan haber yayma suçu tanımının Türk Ceza Kanunu'na eklenmesini öngörüyor. Yasa teklifi ile toplumda korku ve panik yaratan veya nefret söylemi içeren gerçeğe aykırı bilgileri sosyal medya üzerinden yaymak, müstakil bir suç olarak düzenlenecek.
TCK'ye eklenen yeni madde ile "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu tanımlanıyor. Suçun oluşması için şu beş şart aranacak:
- Yayılan haber gerçek değilse
- Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa
- Halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa
- Kamu barışını bozmaya yönelik ise
- Aleni ise
Dezenformasyon içeren içeriklerle ilgili yaptırımlara, görevlendirilecek mahkemelerin karar vermesi öngörülüyor.
Yeni düzenleme ile sosyal medya platformlarına Türkiye ofisi açma ve Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu getirilecek. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde bu kişinin Türkiye'de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması gerekecek.
Kişilik hakkının zedelenmesi şikayeti ile içerik kaldırma için mahkeme kararı çıkarıldığında bu içerik her site ve platformdan çıkarılacak.
Tüm haber siteleri, yayınladıkları içerikleri saklamak zorunda olacak.
Yeni yasa ile künye belirtmeksizin internet haberciliği yapmak mümkün olmayacak. Bir gazete için geçerli kurallar, haber üreten internet siteleri için de geçerli olacak.
Ayrıca, reşit olmayanların internet ortamında korunması gerekçesiyle de bazı kısıtlamalar uygulanacak.