Mimar Sinan öğrencilerinden 'uzaktan eğitim' protestosu: 'Yurtları değil, Saray'ı boşalt'
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencileri, depremlerin ardından ikinci dönemin uzaktan eğitimle yapılması kararını, protesto etti. Öğrencilerin barınma krizinin perçinlendiği ve bir mağduriyetin, başka bir mağduriyet yaratılarak ortadan kaldırılamayacağı belirtilen açıklamada, “Bu süreçte vazgeçilen ilk alanın eğitim olmasını kabul etmiyoruz, bizler buradayız ve dayanışmamızı üniversitede yan yana gelerek göstermek istiyoruz” denildi.
Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından üniversitelerde ikinci dönemin uzaktan eğitim yoluyla yapılması kararına karşı öğrencilerin tepkisi sürüyor. MSGSÜ öğrencileri de uzaktan eğitim kararından vazgeçilmesi için üniversitenin Fındıklı yerleşkesi önünde bugün açıklama yaptı.
“Uzaktan eğitim istemiyoruz” yazılı pankartın açıldığı protestoda, “Yüz yüze eğitim hakkı engellenemez” ve “Bir milyon 800 bin boş konut varken neden KYK” dövizleri taşınarak “Yurtları değil, Saray’ı boşalt” sloganı atıldı.
Öğrenciler adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Zülal Yılmazer, deprem haberini aldıkları ilk andan itibaren üniversitede ve deprem bölgelerinde dayanışma göstermeye çalıştıklarını söyledi.
Yılmazer'in okuduğu, öğrencilerin ortak açıklamasında şunlar dile getirildi:
"YURTLARDA DEPREMZEDELERİN İHTİYAÇLARINI GİDERMESİ OLANAKSIZDIR"
Olabildiğince depremin yol açtığı hasarı, yaraları dindirmeye çalıştık ancak bu süreçte bizlere, üniversitede bahar döneminden yaz dönemine kadar uzaktan eğitime geçileceği belirtildi. Uzaktan eğitim gerekçesi olarak da KYK yurtlarının depremzedelere tahsis edileceği söylendi. Çok kısa bir süre içerisinde biz öğrenciler, yurtlarımızdan atıldık. KYK yurtları henüz üniversite öğrencileri için dahi yetersiz ve niteliksizken depremzede bir ailenin, kişinin ihtiyaçlarını gidermesi için olanaksız gözükmektedir. Depremzedelere tahsis edilebilecek birçok boş konut, otel ve misafirhaneler gibi alanlar söz konusuyken KYK yurtlarını çözüm olarak sunmak, üniversite öğrencilerinin, özellikle depremzede öğrenci arkadaşlarımızın mağduriyetini iki katına çıkartmaktır. KYK yurtlarının çözüm olamayacağını söylüyoruz. Çünkü bir mağduriyeti, başka bir mağduriyet açığa çıkartarak ortadan kaldıramazsınız.
"ÖĞRENCİLERİN HÂLİHAZIRDA BULUNDUĞU BARINMA KRİZİ PERÇİNLENİYOR"
Depremzedelere hak ettikleri konutları başka ve daha iyi biçimlerde sağlama imkânı varken öğrencilerin hâlihazırda bulunduğu barınma krizi perçinleniyor. KYK yurtlarının tahsis edilmesi gerekçesiyle depremden sonra alınan ilk kararlardan birisinin online eğitime geçiş olması, üniversitenin kendisine yöneltilen bir diktedir aslında. Biliyoruz ki ilerleyen süreçte de depremin etkisini olabildiğince azaltmak, travmayı pekiştirmeden dayanışma gösterme olanağımız da üniversitede bilgi üretim süreçlerini yan yana gerçekleştirmemizle mümkün. Bizler ancak üniversite gibi bir alanda eğitim ve bilimle hemhâl olabildiğimiz ölçüde deprem sonrası süreçte dayanışmayı artırabiliriz. Pandemide deneyimlemiş olduğumuz online eğitim sürecinin yetersizliği ve niteliksizliğinin, üniversite öğrencilerini bizatihi kendi bilgi üretim süreçlerinden koparttığı, akademisyen- öğrenci ilişkisini ve mekânsal olarak üniversitenin kendisiyle olan ilişkisini yabancılaştırdığı, dolayısıyla da eğitime yönelik bir kesintililik hâli ortaya koyduğu çok açıktır.
"ONLİNE EĞİTİM İLE TRAVMA, DEPREMZEDE ÖĞRENCİLER İÇİN PEKİŞECEK"
Depremde hayatını kaybetmiş sıra arkadaşımız Merve Şen ve Şen ailesinin yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Sıra arkadaşımızın vefatının sebebinin zamanında yapılmayan arama kurtarma çalışmaları olduğunu biliyoruz. Şimdi, alınmayan önlemler biz öğrencilerin eğitim hakkını gasp ediyor. Depremzede arkadaşlarımız da yaşadıkları travmayı normal yaşantılarına dönerek belki bir nebze hafifletme imkânı bulacaktı, ancak online eğitim kararı ile travma, depremzede öğrenciler için pekişmiş olacaktır. Tüm bunlarla beraber alınan online eğitim kararının hiçbir makul yanı olmadığı ortadadır. Biliyoruz ki, depremzedelere barınacak yerin tahsis edilmesi bir zorunluluktur ancak bunun, öğrencileri kapı dışarı ederek yine barınma krizini artıracak şekilde yapılması kabul edilebilir değildir. Bizler bir gece yarısı eşyalarımızın torbalara doldurulup kapının önüne koyulmasını kabul etmiyoruz.
"DAYANIŞMAMIZI ÜNİVERSİTEDE YAN YANA GELEREK GÖSTERMEK İSTİYORUZ"
Depremin yarattığı hasarı onarırken, birtakım başka hasarlar yaratmak biz öğrenciler için şu an deneyimlediğimiz, online eğitim zorunda bırakılmaktır. Dün YÖK kararı ile hibrit eğitim olanağının dahi söz konusu olmadığını, online eğitimde ısrarcı bir tutum sergilediklerini öğrendik. Hibrit eğitim kararı almış üniversitelerde bu karar geri çekildi ve online eğitime geçildiği açıklandı. Ancak YÖK’ün aldığı bu karar, bizim için yok hükmündedir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri olarak bu süreçte vazgeçilen ilk alanın eğitim olmasını kabul etmiyoruz, bizler buradayız ve dayanışmamızı üniversitede yan yana gelerek göstermek istiyoruz. Pandemi sürecinden sonra yeni yeni kendine gelen üniversitenin yapısını tekrar bozmanıza izin vermeyeceğiz. Online eğitim istemiyoruz.”