Lozan Antlaşması'nın detayları
KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...
İZMİR / Cumhuriyet24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasında, tartışmaları hep Mondros Antlaşması eksenine çekmeye çalışan Curzon’a İsmet Paşa:
“Ben buraya Mondros’tan değil, Mudanya’dan geldim.” diyordu. Curzon kapitülasyonlardan vazgeçmek istemiyor ve “Türkiye için rahatsız edici oluyorsa, bunun yerine başka bir kelime kullanabiliriz” diyordu.
Gazi Mustafa Kemal Paşa; “Kapitülasyonlar bir devleti mutlaka bitirir. Osmanlı ve Hindistan Türk-İslam imparatorlukları bunun kanıtıdır.
Oturumlarda İsmet Paşa’nın haklı karşı çıkışlarından çılgına dönen Lord Curzon’u, Amerikan delegesi Charles H. Sherill şöyle anlatıyor:
‘Dört korkunç saatten beri oturumdayız. İsmet her sözümüze şu adi sözcükle yanıt verdi; Bağımsızlık ve egemenlik.’ Curzon’a İsmet Paşa’nın hangi konuda anlaşmazlık çıkardığını sordum:
‘Ekonomik ve hukuki sorunlarda’ dedi.”
Lozan'a dostluk ve ikamet antlas¸masını imzalarken - 23 Temmuz 1923
Lord Curzon görüşmelerde:
“Siz medeni devletlerin hukuk sistemine sahip değilsiniz, o halde Adli Kapitülasyonlar kalmalı. Sizle bir iktisadi anlaşma yaptığımız zaman, sizin bir iktisat kanununuz yok, mecelle (fıkhın muameleye ait bir bölümü) ile bu iş yürümez” diyordu.
“Ben bugüne kadar arkasında ne olduğunu bilmediğim kapıyı açmadım” diyen İsmet Paşa, durumu soran gazetecilere şunları söylüyordu:
“Hangi imtiyazlar, hangi mukaveleler? Hangi koşullar altında verilmiş? Bilmiyorum ki imza edeyim. Reddettim.” Türkiye barış görüşmelerine devam etmedi ve konferans 4 Şubat 1923’te kesildi.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, savaşın küllerinin daha sönmediği ve acıların devam ettiği İzmir’de, 17 Şubat 1923 tarihinde İktisat Kongresini toplamıştır. Kongrede verdiği mesajla:
“Bu memleketi esirler ülkesi yaptırmayız” demiştir. İktisat Kongresinde alınan ekonomik ve siyasi kararlar yarım kalan Lozan’ın devamında Türk tezlerine destek amacını taşıyordu. Lozan’da ikinci dönem görüşmeler 23 Nisan 1923 tarihinde başladı. Curzon’un yerine Sir Horace Rumbold, Fransız Bompart’ın yerine de General Pele gelmişti. Rumbold:
“Savaş meydanlarından gelen İsmet Paşa sadece usta bir diplomat değil, aynı zamanda bir devlet adamı olduğunu da kanıtladı” diyordu.
İsmet İnönü
Lozan’ı Norbert von Bischoff şöyle tarif ediyor:
“Türk silahlarının kazandığı zaferi, uluslararası hukukun kütüğüne geçirmesidir. Sonuç sabaha karşı saat 3’te geldi. Anlaşıldı ki müttefikler son bir saldırıdan sonra silahlarını bırakmış ve (…) kabullenmişlerdi. Ertesi sabah Paşa’yı gördüm, on yıl yaşlanmış görünüyordu.”
Sonuç; emperyalist ülkeler karşısında verilen Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, eşit koşulları sağlayarak tam bağımsızlığını “kayıtsız koşulsuz egemenlik” ilkesiyle kazanmak gerçekten akıllara durgunluk veren büyük bir tarihsel başarıdır. Bu tarihsel bilinçle, küllerin yeniden doğan ülkenin tapusu olan Lozan Barış Antlaşmasına ve utkuyu kazandırmışlardır.
24 Temmuz 2023
Ahmet Gürel
Atatürk Araştırmacısı