Los Angeles eski Başkonsolosu Raife Gülru Gezer: Türkiye, olası Suriye operasyonunda bölge dengelerini dikkate almalı

Türkiye'nin Los Angeles eski Başkonsolosu Raife Gülru Gezer; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla Tahran'da düzenlenen üçlü zirveye ilişkin konu başlıklarını ve ülkeler arası ilişkilerin mevcut seyrini Cumhuriyet'e değerlendirdi.

Mustafa Birol Güger

Suriye krizine çözüm amaçlı oluşturulan Astana görüşmelerinin garantörleri Türkiye, Rusya ve İran diplomatik heyetleri, bugün her üç ülkenin devlet başkanlarının katılımıyla İran'ın başkenti Tahran’da bir araya geliyor. Liderler, küresel ve bölgesel dengeleri büyük ölçüde değiştiren Ukrayna savaşının gölgesinde, başta Suriye’de devam eden istikrarsızlık olmak üzere bölge ülkelerini yakından ilgilendiren konu başlıklarını ele alacak.

TÜRKİYE'NİN RUSYA'YI İKNA ÇABALARI

Zirvenin Türkiye açısından en önemli gündem maddesi, Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü YPG/PKK unsurlarına yönelik düzenlenmesi planlanan askeri operasyon. Rusya ve İran makamları geçen günlerde, söz konusu operasyona ilişkin itirazlarını yüksek perdeden dile getirdi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında gerçekleşecek ikili görüşmede yer tutacak önemli başlıklardan biri de Rusya ve Türkiye arasında oluşturulması planlanan "tahıl koridoru." Türk heyeti, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan planın devreye sokulabilmesi için Rus tarafını ikna ederek, anlaşmayı imza aşamasına getirmeye çalışacak.

Zirvenin önemli ayrıntılarından bir diğeri de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus lider Putin'in, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal ettiği 24 Şubat’tan bu yana ilk kez yüz yüze görüşecek olmaları. Rusya, Madrid Zirvesi sonrası kamuoyuna duyurulan NATO Strateji Belgesi’nde “en önemli ve doğrudan tehdit” olarak tanımlanmıştı. Erdoğan-Putin zirvesi bu yönüyle, Madrid Zirvesi'nden bu yana NATO ve Rusya arasında devlet başkanları düzeyinde gerçekleşecek olan ilk üst düzey temas olacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tahran

"ANA GÜNDEM MADDESİ SURİYE OLACAK"

Cumhuriyet'in konuya ilişkin görüşlerine başvurduğu, Türkiye'nin Los Angeles eski Başkonsolosu Raife Gülru Gezer'e göre; Reisi, Putin ve Erdoğan arasında düzenlenecek üçlü Zirve, "İran’ın bölgede artan oranda yalnızlaştığı, İran nükleer müzakerelerinin sekteye uğradığı, Rus ekonomisinin uygulanan yaptırımlar nedeniyle darboğaza girdiği, Rusya'nın askeri olarak yıprandığı, Türkiye’nin ise Ukrayna Krizi nedeniyle profilinin görece yükseldiği ve bölge ülkeleriyle ilişkilerini onarmaya başladığı bir süreçte gerçekleşiyor."

Üçlü zirvenin, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu turundan bir hafta sonra, ABD’nin “ben hala bölgede varım” dediği bir dönemde yapılıyor olmasının da sembolik bir önemi ve bir alt mesajı olduğuna dikkat çeken Gezer'e göre, "Zirve’nin ana gündem maddesinin Suriye olacağı anlaşılıyor..."

Son zamanlarda, Türkiye ile İran arasında gerilimi artıran, İran'ın Türk topraklarındaki eylemlerine; Türk-Rus ilişkilerinin dalgalı seyrine ve Rusya ile İran arasındaki askeri ve ekonomik işbirliği hamlelerine dikkat çeken Gezer'e göre, ülkeler arası ilişkilerin mevcut seyri şu şekilde:

İRAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

İran’ın Türkiye’yle ilişkileri son dönemde gergin bir seyir izliyor. Taraflar birbirlerini doğrudan hedef almasalar da Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ve özellikle İsrail’le yakınlaşması, Türkiye’nin İsrail vatandaşlarına yönelik Türk topraklarında gerçekleşmesi söz konusu olan eylemleri bertaraf etmesi İran’da rahatsızlık yarattı. Geçtiğimiz aylarda İran gazının “Türk tarafındaki doğalgaz basınç yükseltme istasyonundaki teknik bir sorun” nedeniyle sekteye uğraması ve Türkiye’nin Yemen’deki şehitliğine yapılan saldırı girişimi gibi bazı gelişmeleri belki bu çerçevede okumak gerekir.   

İRAN-RUSYA İLİŞKİLERİ

İran bölgede artan oranda yalnızlaşırken, ABD’yi dengeleyici bir güç olarak gördüğü Rusya’nın, yanında yer almasını istiyor. 

Rusya ise yaptırımların etkisi nedeniyle İran’la ekonomik ilişkilerini artırmanın yollarını arıyor. İran yıllardır Batı’nın yaptırımlarıyla mücadele ediyor, bu açıdan Rusya’nın İran’dan öğrenecekleri var. 

İran ayrıca, Rusya’yı stratejik müttefiki olarak görüyor ve Ukrayna’ya karşı açtığı savaşta destekliyor. Nitekim, Geçtiğimiz hafta Amerikalı yetkililer İran’ın Rusya’ya yüzlerce insansız hava aracı tedarik etmesinin söz konusu olduğunu iddia etti.

İran'da bilinmeyen bir yeraltı üssünde sergilenen insansız hava araçları

TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ

Türkiye’nin Rusya ile Ukrayna arasında “kolaylaştırıcı” rolü üstlenmesiyle kendisini farklı bir yere konumlandırmayı başardı. Bu çerçevede, Türkiye bir yandan Ukrayna’ya Bayraktar TB2’ler başta olmak üzere askeri yardımda bulunurken, diğer yandan Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırım rejimine katılmıyor ve Rus iş insanları için “güvenli bir liman” teşkil ediyor.

Öte yandan, NATO müttefiki olan Türkiye, Rusya’ya ilişkin alınan tüm NATO kararlarının altına imzasını atıyor. Buna Madrid Zirvesi’nde kabul edilen ve Rusya’nın “en önemli ve doğrudan tehdit” olarak nitelendirildiği “Stratejik Konsept” de dahil.

RUSYA VE İRAN'IN SURİYE OPERASYONUNA BAKIŞI

Öte yandan, İran ve Rusya'nın, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir askeri operasyon düzenlemesine sıcak bakmadığının altını çizen Gezer'e göre, "İran, Rusya’nın Suriye’deki askeri mevcudiyetinin tedrici olarak azalmasıyla Suriye’deki varlığını artırıyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin olası bir askeri operasyonda Suriye’de bulunan İran’a bağlı Şii milislerle karşı karşıya gelmesi ihtimal dahilindedir. Bu her iki taraf açısından da tercih edilen bir durum değil..."

Rusya'nın Suriye’deki askeri varlığını azaltmış olmasına karşın genel olarak Suriye sahası ve Suriye hükümeti üzerinde ciddi bir ağırlığı olduğu görüşünü paylaşan Gezer'e göre, "Türkiye’nin Rusya’dan yeşil ışık alarak hareket etmesi elini rahatlatacaktır. Öte yandan, Türkiye’nin Ukrayna krizi bağlamındaki farklı konumu Türkiye açısından Rusya’yla yapılacak bir 'pazarlıkta' avantajdır."

"TÜRKİYE, DENGELERİ DİKKATE ALMALI"

ABD'nin Suriye’deki varlığını sürdürmeye devam ettiğini; bunu “IŞİD ile aktif mücadele” sebebiyle yaptığını öne sürdüğünü ve başından beri Türkiye’nin olası bir operasyonuna sıcak bakmadığını ifade eden Gezer'e göre, "Türkiye’nin Madrid Zirvesi’nde İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliklerine yönelik itirazını kaldırması karşısında, ABD’den olası bir operasyon için olumlu sinyal almış olması da ihtimal dahilinde."

Gezer'e göre, Suriye hükümetinin Türkiye’nin olası operasyonuna ilişkin olarak, "Suriye halkı ve Suriye ordusunun kendisini müdafaa edeceği" yönündeki açıklaması da Suriye hükümet güçleri ve Türk ordusu arasında silahlı gerilim yaşanabileceğine işaret ediyor. 

"Türkiye, nasıl Ukrayna krizinde Rusya ile Batı arasında bir denge politikası yürütmeye çalışıyorsa, benzerini Ortadoğu’da yapacaktır" diyen Gezer'e göre, "Türkiye bölge ülkeleriyle arasını düzeltmektedir, bu gereklidir ama aynı zamanda Türkiye hem İran’la hem de Suriye nedeniyle Rusya’yla komşudur. Dolayısıyla bir tarafla ilişkileri onarırken, diğer taraflar ilişkilerini zedelememelidir. Türkiye’nin haklı güvenlik kaygılarını gidermek için yapacağı bir operasyonda bu dengeleri dikkate alarak hareket etmesi gerekecektir."