Kürtaj yasal olarak hak olmasına karşın kadınlar çeşitli kısıtlamalarla engelleniyor
Kürtaj hakkına getirilen engeller, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlığını tehlikeye atıyor. Kadın Dayanışma Vakfı’ndan İlgi Kahraman, “Kamu eliyle kadınların sağlık haklarına el koyulmuş” diyor.
Doğa UsanmazTürkiye’de 1983’te yürürlüğe giren ve 2827 No’lu Nüfus Planlaması Yasası’yla belirlenmiş olan kürtaj hakkı, yasal zorluklarla birlikte fiili olarak da engellerle çevrili. İngiltere’de isteğe bağlı kürtaj, gebeliğin 24 haftasına kadar yasalken Türkiye’de 10 haftaya kadar yasal. Konunun hukuki boyutunun yanında bir de sosyal yanı bulunuyor.
Kürtaj konusu Türkiye’de kadınlar açısından önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Cumhuriyet’e konuşan Kadın Dayanışma Vakfı’ndan İlgi Kahraman “Kürtajın yasal olup olmamasının tartışmaya açılmasını da aslında kadınların bedenleri üzerindeki denetimi artırma mekanizması olarak düşünmeliyiz” dedi.
"TABLONUN BİR PARÇASI"
2012’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, tarafından atılan kürtaj karşıtı adımlara ve bunun üzerine kadın örgütleri tarafından yapılan eylemlere dikkat çeken Kahraman, “Biz bu süreçte siyasi iktidarın bir şekilde geri çekildiğini gördük ama Türkiye’deki durum daha çok kürtajın fiili olarak yasaklanmasına ilişkin bir sürece evrildi. 2014 yılında Ankara’da, yani başkent dediğimiz bir yerde, sadece üç kamu hastanesi kürtaj yapıyorken, aradan geçen zaman içerisinde bu sadece bir devlet hastanesine dönüşmüş durumda. Bu çok ciddi bir şekilde fiili bir yasak olduğunun göstergesi aslında. Genel olarak toplumsal cinsiyetle ve kadın erkek eşitliğiyle ilgili politikalardan bunu bağımsız düşünemeyiz. ‘Üç çocuk yapın’ denilen, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılan, kadınların eşitlik talepleri görmezden gelinen, kadın cinayetlerinde hukuka aykırı kararlar verilen bir ortamda kürtaj hakkının fiili olarak kısıtlanması da bu tablonun bir parçası” açıklamasında bulundu.
DAR GELİRLİ ULAŞAMIYOR
Kahraman, kürtaja olan erişimin kısıtlanmasının sınıfsal yanıyla ilgili de “Şu an kürtajın özel kliniklerde 5 bin, 6 bin lira civarı olduğunu biliyoruz. Bu rakamlar belki de 10 bine kadar çıkabilir. Buna bütçe ayıramayan kadınlar, doğrudan devletin fiili olarak kürtaja erişimi kaldıran tutumu yüzünden yasal olmayan, tıbbi bir yeterliliği olmayan yerlerde kürtaj olmaya zorlanıyor. Kamu eliyle kadınların sağlık haklarına el koyulmuş” ifadelerini kullandı.
HASTANELER ZORUNLULUK ŞARTI ARIYOR
Kadir Has Üniversitesi tarafından 2020 yılında hazırlanan “Yasal Ancak Ulaşılabilir Değil: Türkiye’deki Kamu Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” adlı rapor, konunun Türkiye’deki hukuki ve fiili yansımalarına ışık tutuyor. 295 kamu hastanesi ile görüşülerek hazırlanan raporda, birçok hastanenin kürtajı zorlaştırdığı ifade ediliyor. Raporda, görüşülen hastanelerin yüzde 54’ünde kürtajın kadınların isteğine bağlı yapılmadığı, hastaneler tarafından sağlıklıkla ilgili bir zorunluluk şartı arandığı belirtildi. Rapora göre görüşülen hastanelerin yüzde 19’unda ise ilgili bölümün ya da doktorun hastanede olmadığı hastane yetkilileri tarafından ifade edildi. Görüşülen hastanelerin yedisinde, sadece evli bireylerin isteğe bağlı kürtaj hizmetinden yararlanabileceği söylendi.