Kılıçdaroğlu'ndan yeni 'SADAT' açıklaması: 'Devlet içinde rahatsız birimler var'

Gazetemiz yazarı Orhan Bursalı, bugünkü köşe yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile SADAT üzerine yaptığı görüşmenin ikinci bölümünü aktardı.

cumhuriyet.com.tr

Gazetemiz yazarı Orhan Bursalı, bugünkü "Kılıçdaroğlu: Devlet içinde SADAT’tan rahatsız birimler var" başlıklı köşe yazısında geçtiğimiz hafta SADAT'a giden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşinin ikinci bölümüne yer verdi.

SADAT'ın karanlık bir örgüt olduğunu ve karanlık bir örgütten her şeyin bekleneceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Devlet içinde SADAT'ın bu konumundan rahatsız olanların olduğunu belirtti.

Bursalı'nın Kılıçdaroğlu ile yaptığı şöyleşinin ikinci bölümü şöyle;

Sayın Kılıçdaroğlu, ekonomik krizi derinleştiren kararlar alıyorlar. Seçimlere kadar ekonomiyi toparlamaları olasılık dışı, diyor ekonomistler. Acaba Cumhurbaşkanı ekonomik krizi neden göstererek seçimleri altı ay erteleme yetkisini kullanmayı düşünüyor olabilir mi?

Böyle bir olasılığı görmüyorum, tam tersine eğer akılları başlarındaysa seçimleri bir an önce yaparlar. İzlenen bu politikanın topluma maliyeti çok ağır ve toplumda zaten orta sınıf kalmadı, yoksullar ve zenginler var. Erdoğan iktidarda kalmak için elimden gelen her şeyi yapmalıyım diye düşünüyorsa, o zaman seçimleri erteleme olasılığını düşünse bile bunu nereye kadar götürebilir? Seçimleri erteleyebileceklerine inanmıyorum, çünkü ortadaki tablo vahim. Makul olan seçimleri zamanında yapmak; hukuk sisteminin dışına çıkarsanız...

Seçimleri erteleme de hukuk sisteminin içinde, yetki alanında..

Ama sistemi zorluyor olursunuz, beş yılda bir yapılacak seçimi bizzat yarattığınız ekonomik kaos nedeniyle ötelerseniz, onun hesabını millete nasıl vereceksiniz.. Bu başarısızlığı itiraf etmek olur. Eğer ertelemeye giderlerse bütün dünya için sürpriz olur.

Önce Gezi, sonra Canan Hanım’ın mahkûmiyeti kararlarından sonra, şimdi de HDP’nin yasaklanmasını bekliyor musunuz?

Bilemiyorum. Biz siyasal partilerin kapatılarak siyasetin dizayn edilmesini doğru bulmuyoruz, siyasal partileri kapatacak olan halktır, oy verir veya vermez. Zorlama yoluyla bugüne kadar çok parti kapatıldı ama o siyasi görüşler kurulan başka partilerde sürdü.

Acaba HDP’yi kapatırsak Kürt seçmenin oyunu biz alabilir miyiz, arayışı içindeler. Yanlış hesap içindeler.

Bu kararların daha büyük bir toplumsal gerilim yaratmak amacı taşıdığını düşünüyor musunuz? 

Bu ülkede anayasa var, ama askıda; yasalar var askıda. Bir kişinin mahkûm edilip edilmemesine ilişkin kararı Erdoğan veriyor, tutuklanmasına da. Güçler ayrılığı ilkesi var mı yok, güçler birliği var. Bunu da zaten Mehmet Uçum tek kişilik hükümet diye tanımlıyor. Böyle bir tablo içinde demokrasi nasıl olacak, parlamento nasıl görev yapacak.. Meclis’te AKP ve MHP milletvekilleri özgür iradeleriyle oy kullanamıyorlar.

Siz bunları sayarken aslında olağanüstü koşullarda seçime gidildiğini de belirtmiş oluyorsunuz. Ve bu süreçte SADAT’ı gündeme getirdiniz.. Dolayısıyla bu olağanüstü durumu pekiştiren birtakım olayların daha olabileceğini söylüyorsunuz...

Evet, olağanüstü bir durum. Hukukun olmadığı, tek adamın kararları uygulandığı bir durum.. Kişiyi mahkûm ettirmek istiyorsa mahkûm ettiriyor, dünya kadar örnekleri var. Bir davada hâkimi değiştirip istediği sonucu alıyor, bir mahkeme Erdoğan’ın istemediği demokratik bir karar verdiği zaman, hâkimler dağıtılıyor mu, evet.  

Biz en zor koşullarda, hukukun askıya alındığı bu koşullarda seçime gidiyoruz. Dolayısıyla bizim mücadelemiz gerçekten çok önemli. Güçler ayrılığını, yargı bağımsızlığını, özgür medyayı, insan haklarını savunan Altılı Masa dediğimiz siyasi partilerin bir araya gelmesi, siyaset tarihimiz açısından son derece değerli. Biz bütün olayların farkındayız, yapılan tertiplerin de toplumu aldatma, kandırma için çevrilen dolapların da farkındayız..

O zaman iktidarın bu seçim sürecini etkileyecek başka kararlar almasını sürpriz olarak karşılamayacaksınız.

Hayır, Erdoğan her şeyi yapabilir. Nevi şahsına münhasır bir şahsiyet, yüksek egolarına teslim olmuş, her şeyi en iyi bilen ve en doğruyu yaptığını sanan bu kişi ülkeyi yönetiyor. İlkeli bürokrasinin saf dışı edildiği bir süreç içinde, ayrıca rüşvetçileri büyükelçi atamaktan asla sıkılmayan bir kişi ülkede Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Bu kişiden demokratik kurallar içinde seçime gidelim beklentisi içinde değiliz. 

Biz onun alacağı bütün olumsuz kararları düşünerek seçime gideceğiz ve seçimleri alacağız.

Size gelen SADAT uyarısının içeriği üzerine birkaç söz söyler misiniz, yeniden soruyorum.

Bu konuya girmeyelim. Karanlık bir örgütten her şey beklenir, SADAT karanlık bir örgüttür.

Devlet içinde SADAT’ın bu konumundan rahatsız olan birimler var mı, uyarı oralardan mı geldi?

Var tabii...