Karaburun’da GES eylemi: Bunun adı enerji değil talan!

İzmir'de Karaburun Yarımadası’nın yüzde 81’ine ulaşan Rüzgâr Enerjisi Santralleri’nin (RES) bulunduğu arazilerde yapılması planlanan Güneş Enerjisi Santralleri’ne (GES) tepkiler dinmiyor.

İZMİR / Cumhuriyet

İzmir'in Karaburun ilçesinde geçen ay Lodos Enerji A.Ş’nin Yayla Köyü’nde planladığı GES projesinin Halkı Bilgilendirme Toplantısı çevrecilerin eylemine sahne olurken, bu kez Fiba Holding kuruluşu Öres Elektrik Üretim A.Ş’nin Parlak Köyü’nde düzenlediği toplantı tepkiler sonucunda gerçekleşemedi. 

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Parlak Köyü’nde birinci derecede SİT alanı olan Sazak Köyü’ne bitişik 30 hektarlık alanında yapılmak istenen GES projesinin, sadece tarım ve hayvancılığa değil, şehircilik ilkelerine de tamamen aykırı olduğunu vurguladı. 

"HAYVANCILIK TAMAMEN BİTECEK"

Karaburun Kent Konseyi, Atatürkçü Düşünce Derneği Karaburun Şubesi, Ege Çevre Platformu ve yöre halkının destek verdiği eylemde konuşan Erdoğan, “hibrit santral” olarak adlandırılan bu projeler ile mevcut lisanlı RES sahalarında aynı zamanda GES’lerin de inşa edileceğini belirtti. 

GES projeleri ile RES’lerin olduğu arazileri sınırlı da olsa mera alanı olarak kullanan besicilerin ve üreticilerin bu imkândan tamamen yoksun kalacağına dikkat çeken Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Bizler temiz ve yenilenebilir enerjiye karşı değiliz. Bu konuda ülkemizin ihtiyacının ve bu yatırımın öneminin, sağlayacağı katma değerin farkındayız. Bizim karşı olduğumuz, bu projelerin başka hiçbir yer kalmamış gibi yarımadamızın tüm tabiatını ve habitatını bozarak, telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açacak yerlere yapılmak istenmesinedir. Bu yüzden de diyoruz ki bunun adı temiz enerji değil talandır ve Cumhurbaşkanlığı tarafından ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgesi kararına tamamen aykırıdır. Belediyemiz Meclis Üyeleri, Karaburun Kent Konseyi, sivil toplum kuruluşlarımız, çevreciler ve yöre halkımızla birlikte bu projenin gerçekleşmemesi için hukuki her zeminde savaşacak ve sesimizi yükselteceğiz. Biz talanın dinleyicisi olmayacağız, engelleyicisi olacağız.”