Kara fayları harekete geçti
İzmir ve çevresinde 1993’ten beri meydana gelen tüm depremlerin İzmir Körfezi’nde ya da Ege Denizi’nde meydana geldiğini belirten Jeofizik Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, “Son 100 yıla bakıldığında İzmir’deki karasal bölgelerde 1939 yılında 6.5, 1948’de de 6.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiş. Bu da demek ki bu karadaki fayların da bu büyüklüğe kadar deprem üretebilecek potansiyele sahip olduğu anlaşılıyor” dedi.
Yusuf KörükmezJeofizik Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, merkez üssü Buca ilçesi olan depremle ilgili yaptığı değerlendirmede fayların yapısına dikkat çekti. 1992 yılından beri İzmir ve çevresinde meydana gelen tüm depremlerin İzmir Körfezi’nde ya da Ege Denizi’nde meydana geldiğini belirten Öziçer, “Son 100 yıla bakıldığında İzmir’deki karasal bölgelerde 1939 yılında 6.5, 1948’de de 6.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiş. Bu da demek ki bu karadaki fayların da bu büyüklüğe kadar deprem üretebilecek potansiyele sahip olduğu anlaşılıyor. Bu büyük bir depremin öncüsü müdür? Bunu söylemek yanlış olur. Çünkü böyle bir teknoloji şu anda yok. Başkalarının yaptığı bu tür açıklamalar felaket tellallığından başka bir şey değildir. İzmir ve çevresinde o kadar çok fay var ki birbirini belki tetikleyebilecek, böyle bir ihtimal olabilir” diye konuştu.
İZMİR DEPREMİNİN ARDINDAN İSTANBUL UYARISI!
Buca depreminin 7 saniye sürmesinde derinliği, fayın geometrisi, uzunluğu ve enerji birikim zamanı gibi değerlerin etkili olduğunu anlatan jeofizik mühendisi Öziçer, “1999 depreminde ciddi anlamda enerji biriken bir faydı. 23 yıldır birikmiş durumda ki ön görüldüğüne bakılırsa 30-40 yıl daha birikim sağlayacak ve onun enerjisiyle de 7 ve üstü deprem olabilir. Ama İzmir’deki faylar daha kısa ve çok derin değil. Normal fay dediğimiz, ‘Horst ve graben’ yükselti ve çöküntülerden meydana gelen bir fay sistemi. Ama beklenen Marmara depremindeki fay sistemi “doğrultu atımlı” dediğimiz ‘yanal’ yönde hareket eden bir yapı. İzmir ve çevresinde ‘düşey’ yönde hareket eden bir fay sistemi var. Bunların tabii ki üretebileceği deprem potansiyeli de belli. Bunlar 6 ve 6.5 büyüklüğünde deprem üretebilir. Ama sıklığı daha kısadır. Biz buralarda 10 yıl 20 yıl beklemeden birkaç yılda bir bu depremleri yaşayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Vatandaşların bu tarz depremlere alışık olması gerektiğine dikkat çeken Sinancan Öziçer, “Temel afet bilinci çok önemli. Bilinçlenmek ve bu depremle yaşamayı öğrenmek gerekli. Çünkü biz deprem coğrafyasındayız. Depremi hissettiğimiz anda aşağı atlamamayı, merdivenlere asansöre koşmamayı öğrenmeliyiz” diyerek sözlerini noktaladı.