Kandilli Rasathanesi'nden kritik 'deprem' açıklaması: 'Türkiye'de 500'den fazla...'

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, depreme ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. "Şehri terk etmektense depreme güvenli hale getirmek daha doğru" diyen Özener, Türkiye'deki aktif faylara dair konuştu.

DHA

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 17 Ağustos ve 6 Şubat depremlerinin toplumda travmaya neden olduğunu ve bu sebeple insanların depreme güvenli gördükleri şehirlere doğru hareketlendiğini belirterek, "Şehri terk etmektense daha yaşanılabilir, depreme güvenli hale getirmek daha doğru olacak" dedi.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından düzenlenen Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Günü Etkinliği kapsamında 'Afetlere Dirençli Bir Toplumda Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Rolü ve Önemi' konulu konferans düzenlendi.

ANTALYA BÖLGESİ İÇİN TSUNAMİ UYARISI

Programın birinci oturumunda Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Türkiye'nin deprem ve tsunami potansiyeli üzerine sunum yaptı.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özener, Türkiye'nin deprem tehlikeleri haritasına göre Antalya ve Alanya bölgesinin açık renkli görüldüğünü belirtti.

Prof. Dr. Özener, bölgedeki en önemli konunun zemin olduğunu belirterek, tarihsel depremlere bakıldığında bu bölgelerin karasal anlamda çok aktif olmadığını aktardı.

Akdeniz'in doğusunda, Kıbrıs ve Helen yayı üzerinde meydana gelen depremlerin Antalya bölgesini etkilediğini belirten Prof. Dr. Özener, vatandaşları özellikle tsunami konusunda uyararak, "Bir deprem olduğu zaman kesinlikle deniz kıyısından uzaklaşarak yüksek bölgelere çıkmakta fayda var" dedi.

"TÜRKİYE'DE 500'DEN FAZLA..."

Antalya'nın diğer illere göre şanslı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özener, "Zemin koşullarına ve bina zemin ilişkisine dikkat ederek depreme güvenli binalarda yaşamak depremden korunmanın en önemli yolu. Türkiye'de Maden Tektik Arama'nın ürettiği haritaya baktığımız zaman Türkiye'de 500'den fazla 5'in üzerinde deprem üretebilecek aktif fayımız var. Bu fayları gördüğümüz zaman aslında depremle yaşamayı bize doğa öğretiyor. Psikolojimizi bozmadan deprem gerçeğinin farkında olarak hayatımızı sürdürmemiz lazım. Depremin nerede, ne zaman olacağından öte, biz buna ne kadar hazırız ona bakmamız lazım" diye konuştu.

'ŞEHRİ TERK ETMEKTENSE ŞEHRİ YAŞANABİLİR HALE GETİRMELİYİZ'

17 Ağustos ve 6 Şubat depremlerinin insanlarda ciddi travmalara neden olduğunu vurgulayan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener, depreme güvenli gördükleri şehirlere taşınma eğiliminde olan insanları uyararak, şehir değiştirmenin tek başına çözüm olmadığını, Türkiye'nin birçok yerinin deprem tehlikesi altında bulunduğunu ve önemli olanın riskleri azaltmak olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Özener, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

"İnsanlar 17 Ağustos ve 6 Şubat depremlerini yaşadıktan sonra ciddi anlamda travma yaşadı. Dolayısıyla ister istemez depreme güvenli gördükleri şehirlere, İstanbul'da yaşıyorlarsa zemini daha kuvvetli yerlere doğru bir hareketlenme başladı. Baktığımız zaman sadece şehir değiştirmenin çok anlamlı olmadığını, aslında Türkiye'nin birçok yerinin deprem tehlikesi altında olduğunu görüyoruz. Önemli olan riskleri azaltmak. Bunun için de depreme güvensiz binaları, güvenli hale getirmek, bulunduğu yerde kentsel dönüşüm yapıp, şehri terk etmektense şehri daha yaşanılabilir, depreme güvenli hale getirmek daha doğru olacak."