Kamu emekçileri, açlık sınırında yaşam savaşı verdiklerini söyledi, iktidarı eleştirdi: Memur ‘öğrenci evinde’
Yüksek enflasyon sonrası emekçi, kira ödememek için “öğrenci evi” gibi üç ya da beş kişi bir araya geldi ve ev tuttu.
Mustafa ÇakırKESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi’nin (BES-AR) gıda madde fiyatları üzerinden yaptığı hesaplamaya göre, dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Haziran 2024 için 25 bin 374 lira oldu. Bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 30 bin 210 lira olarak hesaplandı. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı da 70 bin 253 liraya ulaştı. Araştırmada, “Kamuda bekâr, çocuğu olmayan bir kamu emekçisinin gelir vergisi kesintileriyle birlikte 30 bin 715 lira ücret ile 30 bin 210 lira olan yaşam maliyetinin sadece 505 TL üzerinde maaş aldığı belirtildi.
Raporda “2024’te 17 bin 2 lira alan asgari ücretli 25 bin 374 lira olan açlık sınırının yüzde 32.99 altında ücret alarak sadece karnını doyurabilmektedir” ifadeleri yer aldı.
‘AYNI GEMİDE DEĞİLİZ’
Araştırmaya göre, sağlıklı beslenmenin maliyeti günlük 845 lirayı geçerken bu yıl da asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Büyükşehirlerde kamu emekçileri, barınma ihtiyacını karşılayabilmek için neredeyse maaşının yüzde 75- 80’ini kiraya ödemek zorunda kalıyor. Emekçi barınma için “öğrenci evi” gibi üç ya da beş kişi bir arada yaşamak zorunda. Araştırmada, şöyle denildi: “Bizleri açlık sınırının biraz üzerinde bir ücrete mahkûm edenler, bir kez daha bizleri aynı gemideyiz lafazanlığı üzerinden fedakârlık etmeye davet ediyor. Bir kez daha sesleniyoruz ve diyoruz ki bizler sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık, olamadık. Çünkü biliyoruz ki sizlerin kârlılığı ne zaman düşse, hep aynı gerekçelerle bizleri ve toplumun yoksul kesimlerini seferberlik edasıyla fedakârlığa davet ediyorsunuz. Ancak her kriz sonrasında sizler daha fazla servete kavuşuyorsunuz. Sizlerin yiyip içtiği sofrayı biz kaldırmayacağız. Yaratılan bu krizden kimler servet biriktirdiyse, krizin bedelini de onlar ödemelidir."