İzmir’in geleceği İZPA ile şekilleniyor

İzmir Planlama Ajansı (İZPA) Başkanı Velibeyoğlu İzmir’in kentleşme sürecine ilişkin projelendirmelerin yapılacağını depreme dayanıklı ve yaşanabilir kentin oluşturulmak istendiğini açıkladı.

Rıfat Kırcı

İzmir’de kentleşme oldukça hızlı ilerliyor. Ekonomisi büyürken aldığı göçlerle de nüfusu artıyor. Deprem tehdidinin de bulunduğu İzmir’de konut ve altyapı sorunları da kentin önemli gündemi haline gelmeye başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan İzmir Planlama Ajansı (İZPA) kentin nasıl şekilleneceği konusunda çalışmalarına başladı. İZPA Başkanı Koray Velibeyoğlu süreci Cumhuriyet’e anlattı.

‘50 YILLIK PERSPEKTİF’

    • İzmir Planlama Ajansı’nın misyonu nedir, neler yapacak?

Bizim kentin planlama sorunu bir tür kentin yeni anayasasını yapmak kadar önemli. Geleceğe bakmamız lazım çünkü bugün çoklu belirsizlikler ve krizler çağı diye tarif ediliyor. İnsanların üzerinde krizlerin yarattığı bir huzursuzluk ve belirsizlik var. Pandemi bizim ileriye bakma yeteneğimizi kaybettirdi. İleriye doğru bir bakışı istikrarlı bir biçimde uygulamamız gerekiyor. İstanbul bunu vizyon 2050 diye yaptı. Biz 50 yıllık bir perspektif koyup vizyon 2074 diyoruz. Bunun için de basamaklar oluşturacağız. Ertesi günü göremeyen bir toplum için 50 yılı hayal etmek ütopik görünüyor. Bu 50 yıllık planlama bir tür çoklu krizlere yanıt üretme kapasitesinin oluşturulması. Esas olarak belirleyeceğimiz misyonlar bu krizlere yönelik olacak. Bu krizlerin çözülmesi de kaynakların konsolide edilmesine yönelik olacak. Jeopolitik kriz, dışsal borsa, geçim krizi, sağlık krizi, biyoçeşitlilik, barınma gibi krizler karşımızda durduğu zaman yapılacak iş kaynakların bu krizleri çözümlemeye yönelik olarak belli bir misyon doğrultusunda bir araya getirmek dağınık hedefleri toparlayıp bir araya getirmek.

    • İzmir’in önemli gündem maddeleri arasında deprem yer alıyor. İZPA bu konu üzerine nasıl eğilecek?

Ne yazık ki Kahramanmaraş depremleri bize şunu gösterdi: Kentte tarif edilmiş riskli alan ilan edilen yerler aslında kriterlere çok uygun değil. Hatay, Kahramanmaraş ve 11 ilin içerdiği alanlarda  riskli alan ilan edilen yerlerde gözlemlenen şey şu: Tespitlerin yüzde 50’si doğru. Demek ki aslında depremlere hazırlıklı olma konusunda temel kriterleri oluşturma noktasında bir sorun var. Büyükşehir Belediyesi çalışmaları başlattı. Mikrobölge çalışmaları başladı. Şu ana kadar 3 ilçe çalışması tamamlandı. Konak, Bayraklı ve Bornava. Bu diğer ilçelerde de yapılacak. En başta iç körfez ve bunun bulunduğu bölge içinde sıvılaşma ve depremsellik bahsettiğimiz yapılar için daha fazla. İzmir’e uzaktan bakarsak çanak gibi tarif edilir. Körfez ve etrafı geleneksel olarak en fazla yapılaşan en fazla nüfusun olduğu yer. İzmir’in 4 milyon nüfusunun 3 milyonu bu çanağın etrafında yaşıyor. Esas ihtiyaç burada. Çünkü zemin problemlerinin de en yüksek olduğu alan burada. Dolayısıyla metropol ilçe dediğimiz ilçelerden başlayarak çepere doğru genişleyecek şekilde bu çalışmalar devam edecek. Doğru müdahaleyi yapabilmemiz için riskli alan ve yapıları doğru tespit etmemiz gerekiyor.

Rıfat Kırçı - Mehmet Şakir Örs - Koray Velibeyoğlu

‘ÇEPERE DOĞRU GENİŞLEME OLMAMALI’

    • İzmir’de mevcut yapılaşma nasıl ilerliyor?

İzmir’in yeni konut ihtiyacı var. Giderek kırsala, çepere doğru bir talep var. Yapılaşmanın çepere doğru olması bizim de talep edeceğimiz bir şey değil. Çünkü İzmir’e baktığımızda çanak etrafı sıkışık ve afet riski açısından değerlendirmek gerekiyor ama şu anda trend kırsala doğru bir düzensiz yapılaşma şeklinde geliyor. Bu durum bizim yaşam alanlarımıza zarar vermemiz demek. Koruma alanlarına, su havzalarına, tarım alanlarına zarar vermemiz demek. Bu tip bir yayılmanın çok doğru olmadığını düşünüyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından uzun yıllar başkanlık konutu olarak kullanılan Varyant’taki Şato’da artık İzmir’in geleceği planlanacak.

YENİ KONUT ÜRETİMİ İÇİN PROJELENDİRME NASIL OLMALI?

Planlama ajansı bu süreç içerisinde ödenebilir konuta yönelik olarak yeni alt merkezler belirleyecek. Özellikle kent içindeki zemin açısından riskli olduğunu bildiğimiz yerlerin alt merkezlere kaydırılması gerekiyor. Bulunan yerlere konut yapmak sorunu çözmüyor. Alalacele insanları bir yerelere yerleştirmek iyi bir şey değil. Deprem olduğunda Adapazarı’nda yapılan bölgelere ulaşılamadı. İyi bir çevre değil, kentle bütünleşik değil. Bizim yaşamak için iyi çevreler hayal etmemiz lazım. Aldığımız kararların insanların iyi, nitelikli, yaşanabilir çevrelere doğru aktarılması gerekiyor. Yoksa paraları boşa harcamış oluruz. Hatay’da haritada yerini bulamadığımız yerler çevrilip içerisine konut planları yapılmış. Hiçbirinin birbiriyle bağı yok, nerede olduğu belli değil yani sadece konut yapıldı demek için. İnsanların yaşam ortamlarını iyileştirmek de gerekiyor. Konut ve iş alanlarının belli bir entegrasyon etrafında olması gerekiyor.

‘15 DAKİKALIK ŞEHİR’  

İzmirli için kentin 3 önemli sorunu ulaşım, altyapı, trafik. Bu sorunu yanlış arazi planlamasıyla yaratıyoruz. Dünyada 15 dakikalık şehir diye bir kavram var. Bu kavram 15 dakika mesafede konutun, ticaretin, iş alanlarının, sanayinin olduğunu yani çalışma ve yaşama ortamının bir arada olduğunu anlatılıyor. Eğitim, sağlık, iş yeşil alan, eğlence, kültür bir arada ve ulaşım sorunu yok. Bunları sağlıklı şekilde bir araya getirebiliyorsun. Bizim bunu uygulamak gibi bir düşüncemiz var.

    • Kentin göçmen, enflasyon, nüfus konularında veri çalışmalarınız olacak mı?

En büyük hayalim verinin demokratikleştirilmesi. En heyecan duyduğum konu budur? Bunun ilk adımı üretilen veriyi konsolide etmemiz gerekiyor. Veri analiz birimimiz şu anda verileri topluyor ve bağdaştırıyor. İlgili birimlerle dairelerle hizalanarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Bizim Büyükşehir Belediyesi içerisindeki ortağımız Strateji Dairesi. Burası verinin dağıldığı ve toplandığı ana merkez. İlçe koordinasyon merkezleri kurulması gerekiyor.